bölüm alfa'dan vee louis'yi aramaya gitmeden hemen öncesini&araba sahnesinden bir şeyleri içeriyor. daha çok özel bölüm tarzı bir şey ama harrynin bir anda kahramanı oynamasının ardında bir hikaye vardı&sizin de bilmeniz daha iyi olur diye düşündüm ¯\_(ツ)_/¯ güzel okumalaar
"Alfa," diye selamladı Sarah, başı saygıyla eğilmişti. Beta'nın yanından geçerken Harry kabaca homurdandı, odadan çıkmaya karar verdiğinde görmeyi dilediği ilk yüz Sarah'nınki değildi.
Kadın bunun farkında değildi ki, sürünün kalanıyla buluşmak için alt kata inerken Harry'yi takip etti. "Alfa, biliyorsunuz ki Paige o gün sinirlerinizin bozuk olduğunun farkında."
Harry göz ucuyla ona baktı.
"O da sizin gibi, günlerdir odasını terk etmedi. Ne kadar üzgün olduğunuzu biliyor ve sizi affetmeye hazır. İsterseniz toplantıdan önce gelip sizi görmesini-"
"Sarah," Harry yürümeyi sürdürdü. "Louis'den haber var mı?"
Beta peşinden geldiği halde ona cevap vermeden önce hatırı sayılır bir süre duraksadı. "Hayır," dediğini duydu ve cevabın bu kadar olduğundan emindi çünkü ilk günden beri söz konusu Louis olduğunda Sarah'nın ağzından laf cımbızla alınıyordu. "Jay ile güvende. Haber beklemenin anlamı yok, Har-"
Harry boğazını temizledi.
"Alfa," diye düzeltti Sarah utanç içinde.
Harry toplantı odasına girmeden önce, ona başka bir şey söylemedi.
Onu Gemma karşıladı.
"Harry!" Ablasının neşesi yüzünü görmesiyle dağıldı. "Bu ne hal?" diye sordu sitemkarca. "Uyumuyor muydun?"
On gündür odandan çıkmadın, uyumadıysan ne halt ediyordun? Gemma'nın demek istediği buydu, muhtemelen girişinde durdukları salon böyle bir laf karşısında Alfalarına olan saygılarını yitirecek bir sürüyle dolu olmasa, derdi de.
"İyiyim," diye geveledi onun yanından geçmeye çalışırken. Ablası buna izin vermedi, yüzünde her daim bulunan muzip ifadeden eser yoktu, Harry'ye öfkeyle bakıyordu. Haklıydı da, Gemma iki ay önce çıktığı seyahatten döneli bir hafta olmuştu ve Harry onunla kaç kelime konuşmuştu? Üç falan mı? Büyük ihtimalle.
"Sorun ne?" dedi kısık sesle. "Neden böyle görünüyorsun? Kaybolmuş köpek yavrusuna benziyorsun!"
Kaybolmadım, diye düzeltti Harry içinden. Kaybettim.
"...ve on gündür o odadan çıkmadın! Sen orayı sevmezsin bile!"
Harry ona gülümsedi ama muhtemelen daha çok yüzünü ekşitmiş gibi görünmüştü. "Seni görmek güzel, Gemma." diye mırıldandı ve güçsüz çıkan sesi yüzünden kendinden nefret etti çünkü odanın içine atacağı bir adım sonra otoriter bir Alfa'ya dönüşmesi gerekiyordu, gardını indirmek için doğru zaman değildi. Karşısındaki kim olursa olsun.
Sürü onu gördüğünde ayaklanmıştı, Harry saygıyla eğilen başlara basitçe selam verirken ciddi ifadesini korumaya özen gösterdi, birkaç günü kendisiyle geçirmiş olması hiçbir şeyi değiştirmemeliydi. O -acınası bir şekilde- hala Alfa'yı.
Yanlarında yerini almadan önce ihtiyarları selamladı. Onların yüzünde de sürünün kalanındaki tatminsiz ifadeyi görmüştü. Onları suçlayamazdı, sürü en son bu toplantılardan birini yaptığında dinç ve uyanık bir Alfaları vardı. Güçsüz ve hasta görünen bir tane değil.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
far as fate, close as galaxy
Fanfiction"alfa'ya en uygun eş benim," dedi paige gururla. "çevremizde -elbette- bir omega yok," gülümsedi. "ve omega güdülerine sahip tek beta da benim, yani, tabii ki beni seçeceklerdi." louis zorlukla yutkundu ve bakışlarını kaçırdı. tamam, omega olduğunu...