Bir kafede oturmuş kahve içiyorduk. Telefonum masanın üzerindeydi telefonumun üzerinde ise elim vardı. Elimi tuttu. "Derin... Ben senden çok hoşlanıyorum. Senin de bana karşı birşey hissettiğini düşünüyorum. Geceleri seni düşünmekten uyuyamıyorum. Sende öylesin biliyorum. " şaşırmıştım ne söyliyeceğimi bilemiyordum haklıydı " Evet, uyuyamıyorum." yine güldü püslük. "Ben de senden çok--" aniden ses duyduk. Başımı çevirdim " Yangın vaaaaaarrrr!!!" diye bağırıyordu bir kadın. Oğuzhana baktım o da bana baktı. "Derin yürü hadi..." kalktık. Onun arabasıyla geldiğimiz için onun arabasıyla dönecektik. Arabaya binip oradan uzaklaştık. "Eee ne yapalım?" hala gezecek miydik? "Tamam şöyle yapalım... Sürücü koltuğuna ben geçeyim. Seni bir mantıcıya götüreceğim. Ben biraz acıktım da.." başını olumlu anlamda salladı "Ben de acıktım" kapıyı açıp indi. Ben de inip direksiyonun başına geçtim. Yarım saat sonra falan geldik. Bir masaya oturduk. Ayşe Teyzem geldi "Hoş geldin Derin kızım ." Ayşe Teyze buranın sahibiydi. Yaptıkları yemekler çok lezzetliydi. Sanırım lisedeyken tanışmıştık onunla. Oğuzhana sonra bana baktı "Bey evladım kim?" Oğuzhan lafa koyuldu " Ben Oğuzhan. Derin'in arkadaşıyım" komikti az önce hoşlanıyorum deyip şimdi arkadaşım demesi." Oğuzhan yanlış anlattı Ayşe Teyze. Oğuzhan benim sevgilim" şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu Oğuzhan. Ayşe Teyze de aynı şekilde bakıyordu " Hee damadımız olacak o zaman." güldüm "Aynen , ama daha çok yeniyiz." Oğuzhan güldü. Çok güzel gülüyordu. "Teyzem sen 2 porsiyon mantı gönder bize" dedim başını sallayıp gitti
XXX
"Bana biraz kendinden bahsetsene." beni tanımıyordu. "Derin Aksoy. Yarışmaya İstanbuldan katılıyorum. Babam Makedonyalı annem.." durmuştum "... annem Kırklarelili. Bir abim var. Annemi 2 sene önce trafik kazasında kaybettik abim ise eğitimini tamamlamak için 3 sene önce Almanya ya gitti. Eğitimini tamamladı fakat oraya alıştığını orada kalmak istediğini söyledi. Babam burada bana yardım ettikten sonra abimin yanına gitti. Orada yaşamaya karar verdi. Her zaman abimin istediği olur. Çünkü o ilk çocuk. Babam Aksoy Holding i bana bırakmak istedi. Ben istemedim. Gerek yoktu. Gelirimi kendim sağlayabilirdim. Minik bir dükkan açtım. Yaktılar. Bütün birikimim dükkandı. Yandı kül oldu bense öylece izledim yanarken onu... Sonra bir yerde çalışmaya başladım iyi bir gelir elde ediyordum. Hem üniversite okuyup hem çalışıp hem de kendime tekrar minik bir yer açmak istiyordum. Aslında Boğaziçi'nden mezunum ama babam Cambridge' den mezun olmamı istedi. Düşünsene babanın koskoca holdingi var ve sen çalışıp kendi ekmeğini kendin kazanıyorsun. Ne saçma dimi?" bana acıyan gözlerle bakıyordu "Bana acıma Oğuzhan. Bunların böyle olmasını ben istedim." başını olumlu anlamda salladı " Tamam, yediysen kalkalım" başımı salladım helalleşip ayrıldık mekandan. Evimin önünde durdu arabadan inip kapımı açtı "Teşekkür ederim."
"Teşekkür etme artık, Artemis." ne yapabilirim?!? Öyle baktımki güldü. O gülünce dudakları çok güzel bir şekle bürünüyordu. Dudakları güzel olunca ben de onu öpmek istiyordum. Beni tahrik etti. Dayanamadım. Minik bir öpücük kondurdum dudaklarına "Sen benden hoşlanabilirsin ama ben sana aşığım Maestro.. Bir daha benden başkasına böyle güzel gülme."
...
Yeni bölüm nasıl olmuş? Bence güzel oldu. Hepinizi çok seviyorum🤚🏻❤️ Eğer benimle düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz👇🏻👇🏻
İnstagram: lvnr_kync
ozzieyakup