Kahvaltıyı bitirmıştik Duru'yu içeriye yollayıp mutfağı topladım işim bitince sevgili karımın yanına gittim. Koltukta oturmuş kanalları geziyordu.
"Hadi kalk ormanda yürüyüş yapalım" hemen yerinden kalkmıştı. Anlaşılan canı sıkılıyordu telefonumu alıp evden çıktık. Burası harikaydı tam karşımızda deniz vardı belki yüzebilirdik neden olmasın ki? Evleneceğimi öğrendiğim zaman karşı çıkmamıştım ama kızla asla anlaşamam diyede düşünmeden edemiyordum ama öyle olmadı. Sessiz bir tipti arada sırada konuşuyor ve çok fazla utanıyordu zor kızdı. Eğer evlenmeseydik onu tavlamak zor olurdu.
.....
Şu anda ne mi yapıyoruz ağacın altına oturmuş dinlenıyorduk. Ormanda kaybolmuştuk."Sana dedim ordan değil diye!"
"Haklısın Duru tamam"
"Suho. Akşam olmak üzere ve ben üşüyorum" yanımdaki kıza bakıp ellerini ellerim arasına aldım. Elleri bumbuz olmuştu üzerindeki hırkayı çıkartıp Duru'ya giydirdim.
"Hadi devam edelim!" Ayağa kalkıp yürümeye başladık ben önden giderken Duru arkamdan geliyordu. Küçük çaplı bir çığlık duyunca arkama döndüm Duru yerdeydi.
"Ne oldu sana?"
"Ayağımı burktum" ayağına biraz baktıktan sonra onu sırtıma alıp taşımaya başladım.
Sonunda evin yolunu bulunca rahatladım."Evi bulduk!"
"Ohh. Sonunda" eve doğru yürüdüm sonunda varınca içeriye girdik. Duru'yu koltuğa yavaşça oturttum.
"Bileğine bir bakalım" pantolunu sıyırıp bileğine baktım şişmişti. Mutfağa gidip buz aldım. Geri gelince Durunun bileğine buz tuttum.
"Çok şişmiş" buzu biraz bastırdım. Duru inleyince biraz çektim.
"Acıdı dikkat etsene"
"Tamam" diyip buzu tutmaya devam ettim. Buzu onun eline bırakıp yerden kalktım.
"Sen dinlen. Bende yemek hazırlayayım"
"Tamam" mutfağa girip dolaba baktım. Tavuk vardı fırında yapabilirdim. Tavuğu güzelce tepsiye koydum yanınada patates soyup doğradım. Tavuğu fırına attıktan sonra salata malzemesi çıkartıp salatayı yapmaya başladım. Mutfakta işim bitince salona geri döndüm. Duru film izliyordu yanına geçip oturdum kolumu onun omzuna atınca yerinde kıpırdandı.
"Kolunu çeker misin?" diye sorunca sinirlenmedim değil.
"Neden?"
"Rahatsız oluyorum"
"Ne demek rahatsız oluyorum. Ben senin kocanım."
"Pabucumun kocası. Farkındaysan biz zorla evlendik ben seninn karın değilim. Yakında boşanıcaz zaten" ne demek yakında boşanıcaz rüyasında bile zor görür.
"Rüyanda bile göremezsin anladın mı? Seni asla bırakmam"
"Ne demek bırakmam? Iki günde ne bu sahiplenme?"
"Karım olduğun için olabilir mi küçük hanım" bir şey demesine izin vermeden ayağa kalktım kavga uzasın istemiyordum. Mutfağa girip yemeğe baktım pişmişti. Fırından tavuğu çıkartıp tezgahın üzerine koydum.
"Yemek hazır! " diye bağırıp odaya çıktım kendimi yatağa atıp uyumaya çalıştım. Zaten sinirliydim. Duru'nun kalbini daha fazla kırmak istemiyordum.
Yatağın çökmesi ile gözlerimi açtım. Duru arkamdan sarılmıştı.
"Üzgünüm Suho. Ben alışık değilim birisinin beni sahiplenmesine. O yüzden fazla çıkıştım sana özür dilerim. " ona dönüp sıkıca sarıldım.
"Sorun değil güzelim" onu göğüsüme yatırdım ve saçlarını okşamaya başladım.
"Sana çok çıkıştım dimi?"
"Hayır Suho sen haklıydın. Sen benim kocamsın. İstediğin gibi davranabilirsin"
"O zaman evliliğimizi gerçekleştirelim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölünce Sevemezsem Seni
Short StoryAilerinin zoruyla evlenen bir çift. Birbirlerini sevebilecekler mi? Birbirlerine değer verebilecekler mi? Her şeyi zaman gösterecek. [03.02.2017]