Sadece Bir Hafta

5. Gün

Mete'nin aldığı elbiseyi multimedia'da bulabilirsiniz, hepinize çok teşekkür ederim. Sizleri seviyorum, yorumlarınızı eksik etmeyin :*

Gözlerimi açıp etrafa bakındığımda Mete'nin olmadığını farkettim. Yataktan yavaşça doğrulup sarı saçlarımı elimle dağıttıktan sonra yataktan kalkıp banyoya gittim ve suya açıp doluşunu izledim. Dün iki kez yaşadığım korkudan sonra duş adeta beni çağırıp kendimi kollarına bırakmam için yalvarıyordu.

Üstümdeki tshirtü çıkardıktan sonra şortumun ve iç çamaşırımın bacaklarımdan aşağı süzülmesine izin verdim. Sarı saçlarımı tekrar karıştırdıktan sonra sol yanıma atıp aynada bir kaç saniyeliğine kendime baktım. Mete ile geçirdiğimiz bir kaç günün endişesi rahatlıkla suratımdan okunabiliyordu, gözlerim korku doluydu. Ruhumda.

Küvet nihayet suyla dolduğunda sağ bacağımı ve daha sonra sol bacağımı küvetten içeri atıp kendimi suya teslim ettim. Bir kaç gün önce burada tutku dolu anlar yaşamıştık ama şimdi sadece bendim. Yapayalnız.

Gözlerimi yavaşça kapatıp düşünmeye başladım. Koca bir haftadan geriye kalan sadece iki, bugünle beraber üç gündü. Ne yalan söyleyeyim şu güne kadar yaptığımız her şeyden ayrı ayrı zevk almıştım. Kano bile beni ölümüne korkutmuş olmasına rağmen bedenimde tutku dolu öpücükler bırakmıştı. Her şey bir yana, bunların hiç biri olmasa bile tek başına Mete'nin gülümsemesi bile ömrüm boyunca unutamayacağım bir şeydi. Beni büyülüyordu, beni sarhoş ediyordu. Gülümsemesiyle kendimi başka bir boyutta, belki de kimsenin tadamayacğı mükemmel hislerle birarada hissediyordum.

Düşüncelerimden sıyrılıp life uzandım ve nazik dokunuşlarla bedenimde gezdirmeye başladım. Banyoda geçirdiğim her saniye içim daha da kıpır kıpır oluyordu. Sadece beş gün içinde bile onu kendime özel kılmıştım, biliyordum. Hayal kırıklığı benim için alışkanlık olmuştu, peşinden koşmakta diretiyordum.

Ayağa kalktıktan sonra küvetin tıpasını çekip yan tarafta asılı havluya uzandım. Küçük olanla saçlarımı sardıktan sonra daha büyük havluyu bedenimi kurulamak için kullandım. Mete'nin bana aldığı iç çamaşırlardan temiz sadece bir tane kalmıştı. Ne şans ki bu akşam evime, kendi kıyafetlerime dönecektim.

Torbadan çıkardığım iç çamaşırı kuruladığım bacaklarımdan yukarı çıkardım ve vücudumun geri kalanını kurulamayı ihmal etmeyip işim bitince havluyu kenara bıraktım. Sepetin üzerinde duran kıyafetlerimi alıp banyonun kapısını açtım ve adımımı dışarı attım.

"Daha erkenden dönmeye karar verdim"

Sesin geldiği yöne kafamı çevirmemle elimde tuttuğum kıyafetlerin yere düşmesi bir olmuştu. Ellerimle çıplak göğsümü kapattığımda yanaklarım çoktan kırmızı rengine kavuşmuş olmalıydı. Mete gülüyordu ve bu durumdan yeterince eğlendiğini açıkça gözüme sokuyordu.

"Arkanı dön!" Mete gülmeye devam ederken kafasını hayır anlamında salladı ve elinde tuttuğu torbayı kenara bırakıp bana doğru yürüdü. Rezilliğimin karşısında gözlerimi sımsıkı kapamıştım.

"Benden utanmaktan vazgeç, hoşuma gitmiyor" Bunu gel de yanaklarıma anlat Mete!

"Rüya aç şu gözlerini, bir kaç parça kıyafet aldım. Hazır duşta almışsın iyi oldu" Dediklerini dinlerken hala daha inatla gözlerimi kapalı tutuyordum. Suratımda hissettiğim ellerle irkildim.

"Rüya sinirlenmeye başlıyorum" Göz kapaklarımı kaldırıp ürkek bakışlarla Mete'ye baktığımda soğuk ifadesi beni daha da korkutmuştu.

"Sana dokunacak filan değilim, istemediğin sürece bir şey yapmam. Benden utanmaya devam edersen çekip giderim"

Kafamı tamam anlamında salladım. Saniyeler içinde elleri tam göğsümün üzerinde, ellerimin üstündeydi. Bana her şey yolunda adlı bakışını gönderdikten sonra yavaşça ellerimi göğüslerimden çekti ve yanağıma öpücük kondurdu.