Rüya'nın giydiği kıyafet multimediada
Dün gecenin şokunu hala daha üstümden atamamıştım, kafamı karıştırmıştı. Beni öpmesi belki onun için anlam ifade etmiyordu ama benim saf duygularım her öpüşte ona daha da kenetleniyordu. Bugünü saymazsak sadece bir günümüz kalmıştı, daha sonra çekip gidecekti. Çekip gideceğini bilmek bile beni ağlatmaya yeterdi. Ben vedaları seven biri değildim, eğer gerçekten gidecekse bunu ben uyurken yapmalıydı. Beni son bir kez öpüp hoşçakal demesini ve kapıdan çıkıp sonsuza kadar yok olmasını istemiyordum.
"Rüyaa! İyi misin?"
Uzun bir süredir banyoda olduğumu unutmuştum. Saatlerdir aynaya bakıp kendi kendime düşünüyordum, ama asıl kaçıyordum. Dün geceden sonra Mete'den kesinlikle kaçıyordum. Yanağıma süzülen bir damla yaşı silip "Çıkıyorum!" diye bağırdım. Derin bir nefes alır almaz kapıya yöneldim ve kilidini açıp dışarı çıktım.
"Uzun zaman olunca endişelendim" Gözlerine bakmadan anladım dercesine kafamı salladım ve yanından geçip gitmeye çalıştım ama kolumu tutup beni durdurdu.
"Gözlerime bak Rüya" Dediğini duymamış gibi yaparak yanından uzaklaşmaya çalıştım ama tekrar kolumu tutup beni duvara doğru itti ve ağırlığını üstüme vererek beni sıkıştırdı. Yere bakmaya inatla devam ediyordum ama bu da kısa sürdü. Çenemi tutup yukarı kaldırdı ve gözlerimizi birbirine kenetledi.
"Eğer gitmemi istiyorsan giderim" Bu sözleri kulaklarıma ulaştığında gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
"Gitmeni istemiyorum Mete! Bana ilk gün dediğini hatırlıyor musun? Sana 'Ya biri aşık olursa?' diye sorduğumda 'Bir haftanın sonunda hayal kırıklığına uğrar' dedin. Ben yarın hayal kırıklığına uğramak istemiyorum, ben seni bırakmak istemiyorum!"
Sesim ağlamamın etkisiyle yavaş yavaş kısılmaya başlamıştı, şuan tam bir zavallı gibi görünüyordum. Mete tek kelime etmeden elini duvara vurdu ve bir şeyler mırıldandı.
"Senden nefret ediyorum Mete! Benim o gece seninle tanışmamam gerekiyordu!"
"Sus..." Kafamı hayır anlamında salladım ve elimin tersiyle ıslak suratımı sildim.
"Hayır Mete ben susmak filan istemiyorum! Aptal bir oyun oynarak beni ne kadar mutsuz ettiğini farkında mısın?!"
"Sus dedim Rüya dinlemek istemiyorum!" Bana bağırması hoşuma gitmemişti. Üstümden çekildiğinde içimden 'Bunu yapabilirsin' dedim ve yakasından tutup onu kendime çektim. Öpüşüme karşılık vermesiyle içimi büyük bir mutluluk kaplamıştı. Ellerimi yumuşak ve kahve saçlarının arasında gezdirmeye başladığımda beni kaldırdı. Bacaklarımı beline sardığımda gözlerim kapalı olsada gittiğimiz yerin odam olduğunu rahatlıkla anlamıştım.
Beni bıraktığında geriye doğru gittim ve onun üstüme gelmesiyle tekrar dudaklarını buldum. Kısa bir süre sonra tshirtlerimiz yataktan aşağı düşmüştü. Şuan ne saçmaladığımı bilmiyordum ama düşünmek istediğim şuan peşinde olduğum şeyin mantıklı olması yada olmaması değildi, ben Mete'yi istiyordum. Boynuma öpücükler kondurmaya hatta ısırmaya başlamıştı, beyaz tenli olmamın kötü bir yanı boynumun mosmor olacak olmasıydı. Elleri arkaya gittikten kısa bir süre sonra şortum ve iç çamaşırım dışında üstümde bir şey kalmamıştı ve ilk defa ondan utanmıyordum. Bu sefer yanaklarıma karşı olan savaşı ben kazanmıştım. Aferin Rüya!
Nihayet elleri şortumun üstünde gezmeye başladığında içimden mutluluk dolu çığlıklar atıyordum.
"Ahh!" Mete acı dolu bir çığlık atıp üstümden geri çekildi ve yataktan kalkıp ellerini duvara yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Bir Hafta
Cerita Pendek"Sadece bir hafta... Biliyorum tanışalı beş dakikadan fazla olmadı ama bana bir şans ver, bir hafta sonunda ikimizde birbirimizi unutacağız" ©Tüm Hakları Saklıdır 2014,Şubat