BÖLÜM 6

118 16 13
                                    

Buluşma Heyecanı


Aman Allah'ım sabah oluyordu gün ağarmaya başladı. Acaba hazırlansam mı diye düşünürken saati sekiz yapmıştı. Kaçta gidiyordu ? Acaba dün gittiğinde saat kaçtı ki eyvah saati ayarlamamışlardı ve ne yapacağını şaşırmıştı Melike. Sonra aklına şöyle bir fikir geldi kendi kendiyle konuşarak:

- En iyisi hazırlanayım gider orda otururum. Ama hava soğuk biraz, yok ya o kadar değil." deyip giyindi " oldu galiba" dedi etrafında dönerken. Aklına saat geldi ve hızlıca saate baktı. Saat ne kadar da hızlı geçmişti 'neredeyse 9 olmuş hemen çıkmalıyım' dedi ve ev halkı uyurken parmak uçlarıyla evden ayrıldı tüm heyecanıyla.

Sanki bu evden ebediyetten kurtuluyormuş gibi hissediyordu. Bu garip hissi pek aldırmadan koşar adımlarla parka doğru ilerledi ki bank da oturan genç adamı gördü.

- Uf beklettin bide Melike çocuğu' dedi ve yanına yaklaşıp selam verdi.

Sanki geceden beri burdaymış gibi bir hali vardı.

- Hosgeldiniz Melike idi değil mi' deyip elini uzattı.

- Hoşbuldum. Evet sizde Fatih bey değil mi' dedi gözlerini gözlerinden ayırmayarak.

Fatih gülerek;

- Dün saati ayarlamayı unutmuşuz bende ne zaman geleceğimi bilemedim. Neyse burası soğuk gibi bir şeyler içebileceğimiz sıcak bir yere oturalım mi ? dedi.

- Olur tabi siz bilirsiniz' dedi ve Fatih ile yürümeye başladılar.

Bir kafeye gelmişlerdi, oturdular. Birer çay söyleyip konuşmaya başladılar. İkisi de birbirinden etkilenmişti ve birbirlerinin tanımak istiyorlardı. Melike nedenini bilmeden bu genç adamın yanında kendini uzun zamandır hissetmediği kadar huzurlu ve güvende hissediyordu. Bu duyguya o kadar hasret kalmıştı ki zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Melikeye hissettirdiklerinin yani sıra adı da Fatih idi. Babasıyla aynı isimdi FATİH belkide hayatın da ki sevdiği ve güvendiği tek erkek ismiydi. Fatihe bakıp bunları düşünürken bir an dalmıştı Fatih de Melike'nin bakışlarını fark edip çekinerek tebessüm etti ve ;

- Ne düşünüyorsun hayırdır' dedi. Melike kendini toparlayıp;

- Hiç, öylesine dalmışım' dedi. Sonra da;

- Neler yapıyorsun, okuyor musun? diye sordu Fatih'e.

- Bu yıl bitti çok şükür. Mühendislik okudum, şimdi iş arıyorum. İş bulma konusunda okulda iyi olduğum için zorluk yaşayacağımı düşünmüyorum. Çizimlerim falan iyidir,anlaştığım birkaç yer var onlara poje çizip satıyorum. Sen neler yapıyorsun? Yaşın küçük olduğuna göre lise okuyor olmalısın değil mi? Diye sordu.

Melike Fatih'e öyle odaklanmıştı ki konuşmaları şiir gibi geliyordu kulağına. Onun yanında o kadar huzurlu hissediyordu ki onu sonsuza kadar dinleyebilirdi. İç konuşmasını bırakıp Fatih'e ;

- Evet lise okuyorum' dedi ve durgunlaştı.

Melike'nin üzüldüğünü gören genç adam yanlış bir şey mi sordum diye düşündü ve melikeye doğru eğilerek kısık bir sesle;

- Yanlış bir şey mi söyledim, eğer öyleyse özür dilerim gerçekten' dedi.

Fatih de üzülmüştü onu karşısında üzgün görmekten.

Melike;

- Senin söylediklerinle bir alakası yok. Lise sona geldim ama elimde koca bir hiç var. Ailevi sıkıntılardan okula hiçbir zaman önem veremedim ve şimdi lise bittikten sonra yapacak hiçbir şeyim yok' dedi

Fatih Melike de ki devamlı durgunluğu fark etmişti. Sebebini bilmiyordu ve özel olduğunu düşünerek bir anda soramıyordu. Bu durum Fatih' in hiç hoşuna gitmemişti, çok rahatsız olmuştu.Etkilendiği bu genç kıza yardımcı olmak, Melike'yi üzen konuyu çözmek istiyordu ama Melike'yi incitmeden nasıl yapacağını bilmiyordu. Onu üzen şey Fatih'in aklına takılmıştı Melike'nin büyüsüne kapılmıştı adeta.

Dayanamayıp;

- Bak melike iki gün önce tanıdığın birine ne kadar güvenirsin bilmiyorum ama benden sır çıkmaz bana güvenebilirisin. Dertleşmek istersen iyi bir dinleyiciyimdir ve elimden geleni yaparım' dedi.

Melike duydukları karşısında çok mutlu olmuştu ama etkilenmiş bile olsa nasıl olur da yaşadığı şeyleri anlatırdı. Yine evdeki adam aklına gelmişti ve utancından ellerini yüzüne kapattı. Baba sıfatı altındaki adam bile böyle iğrenç şeyler yaparken başkasına nasıl güvenebirim diye düşünürken yine kötü oldu, nefesi daralmaya başladı, hızlı hızlı nefes alıp vermeye çalıştı, ağlayarak ve koşarak mekandan çıktı, koşmaya devam etti.

Fatih ne olduğunu anlamadan Melike'nin peşinden gitti. Korktu Melike'nin neden böyle bir an da fenalaştığını anlamadı Fatih koşarken Melike'ye seslendi;

- Melike dur, nereye gidiyorsun, ne oldu?

Melike durmadan koşmaya devam ediyordu. Issız sokaklara girmişti. Fatihin kendisini bulmasını istemediği için köşede gördüğü apartman boşluğuna girip saklanmıştı.

Fatih Melike'yi gözden kaçırmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Melike saklandığı yerde ki dışarıya bakan kırık camdan etrafı kolaçan etti Fatih var mı diye. İzini kaybettirdiğini düşünerek derin bir nefes aldı ve arkasından bir ses geldi;

- Ne kadar kaçabilirsin ki ona karşı birşeyler hissettiğin birinden' dedi.

Melike duyduğu ses de yine huzur bulmuştu, sakin bir şekilde gözleri yaşlı ve yere bakarak arkasını döndü. Babasının hayali ile konuşmaya başladı.

Melike;

- Biliyorum bu kaçış uzun sürmeyecek ama aramızda ki bu sırlı duvarları aşmaya gücüm yok' dedi ve yere oturdu kafasını ellerinin arasına alarak ağlamaya devam etti.

Babası;

- Sen çok güçlü bir kızsın Melike. İnanıyorum ki bu sorunun da üstesinden geleceksin' dedi.

Melike;

- Ama nasıl yaparım baba bana yol göster lütfen' diyerek kafasını kaldırdığında kimseyi göremedi.

Yine aynı şey olmuştu, düştüğü karanlık ve zor anında babası ona destek olmak için yanındaydı.

Melike biraz daha bekledikten sonra eve gitmek için ayağa kalktı. En yavaş adımlarıyla yürümeye başladı. Eve gittiğinde yine fırsat kollayan o adam ve yılların vermiş olduğu yük yüzünden okunan annesi.

Yemek yemeden odasına çekilmişti. Bugün ruhen çok yorulmuştu. Aklı Fatih de kalmıştı, öyle hiç bir şey söylemeden bırakıp gitmişti. Kendisini merak ettiğini düşünürken yine babası gelmişti. Camın kenarın da arkası dönük bir şekilde duruyordu. Babasına bakarak;

- Babacım kendimi kötü hissediyorum. Fatih hayatıma girdi gireli aklımdan çıkmıyor. Sana çok benziyor baba senin gibi çok iyi biri senin hissettirdiğin güveni, huzuru garip bir şekil de onun yanında da hissediyorum. ' dedi.

Halime hanım ve Serdar bey melikenin çığlıklarını duydu koşarak odaya gittiler...

Böyle gıcık bir yerde bitirdiğim için kendime bile sinir oldum ama yarın okulumun olmasını aldırış etmeden toparlamaya çalışıyorum şimdilik bu kadar oldu devsmını yazdım ama karalama kağıdında onu da bekleseydim bu bölümün gelmesi uzun sürecekti. :) yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmazsanız çok sevinirim. :) sizi çok seviyorum. :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 15, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UÇURUMDA Kİ SIRLAR - KARAMSAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin