AŞK TUTSAĞI (ADDİD)

2

Toplantının başlamasına yakın saçlarımı elimle dağınık bir topuz yaptım dosyaları incelerken önüme gelmesini ve dikkatimi dağılmasını istemiyorum dosyaları elime alıp toplantı odasına doğru giderken asansörden üç kişi indi önde olan 1.85 boylarında kızıl saçlı 30 35 yaşlarında bir adam çok değişik bir tipi var o boyalı saçlarına rağmen simsiyah takımıyla iri govdesiyle adamı korkutmaya başarıyor doğrusu ondan sonraki adam bir öncekinden daha kısa boylu siyah saçlı en arkadaki adam ise bayağı yakışıklı siyah saclari kahverengi gözleriyle muazzam derecede yakışıklı 1.95 boylarında iri yapılı bir adam Esmer ten en sevdiğim ben bunları düşünürken adam önümden geçip gitti afedersiniz ama beni kıçına bile takmadı bende aman sanki tek yakışıklı erkek sensin diyip biraz kendimi avuttum herkes toplantı odasında yerini almışken bende içeri gidip bana ayrılan koltuğa oturdum daha sunum baslamamisti içeride koltuklarda oturanlara baktım tam önüme donecekken bir çift kahverengi gözün beni izlediğini farkettim çok cüretkar bir tavırla bana bakmaya devam ediyordu ve bu durum benim hiç hoşuma gitmedi çünkü böyle adamlar bu hayatta her istediklerini almış adamlardır yani kadına gel deyince gelir git deyince gider ben bunları düşünürken iyice sinirlenmeye başladım hızla gözlerimi kahverengi gözden ayırıp dosyalarima baktım bir an önce şu odadan çıkmak istiyorum yoksa bu adam beni gözleriyle yiyip bitirecek müdür bey beni çağırdığında bardaktaki suyumdan bir yudum alarak projeksiyonun önüne geçtim yürürken bile delici bakışlarını hissedebiliyordum sunumumu yaparken rahat on kere göz göze gelmisizdir ne kadar bakmamaya çalışsamda bir şekilde gözlerimiz birleşiyor bu durumdan iyice sıkıldım ve dudaklarımı kemirmeye başladım içimden kendime defalarca sövdüm bir daha mini etek giymeyecegim adamın öyle bir bakışı varki ayak üstü sanki beni soyuyor sunumum bittiğinde koltuguma yöneldim ve başımı dosyalarimdan hiç kaldirmadim bir daha o adamla göz göze gelmek istemiyorum nihayet toplantı bittiğinde herkes el ele tokalasirken aradan kaçmayı düşündüm tam çıkışa doğru hızlı bir adım atarken bir el tarafından durduruldum sakince önüme döndüm ve yine o kahverengi gözler elini uzatmış birşeyler söylüyor hemen transtan çıktım
Yarım bir gülüşle

"Küçük hanım nereye kacabileceginizi zannediyorsunuz"

"Bir yere kaçtığım yok işim bitti gidiyorum"

"İşiniz felan bitmedi müdürünüzden izin aldım bu proje bitene kadar benim şirketimde asistan olarak çalışacaksınız"
Neye uğradığımı şaşırdım yüzümün kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirim adam bunu anlamış olmaliki cüretkar bir gülüşle yüzüme bakmaya devam ediyordu ben bu kadar süre bu adama nasıl katlanacagimi düşünürken

"Tanıştığımıza memnun oldum Didem hanım yarın sizi sirketimde görmekten onur duyarım 9.00 da iş başı iyi calismalar"

Lafı ağzıma tikip yine defoldu gitti hızla müdürün odasına girip

"Celal bey şakami yapıyorsunuz ne demek başka birinin asistanı olmak bana sormadan ben bu şirketin kuklasimiyim" iyice sinirlenmeye başlamıştım celal bey bunu anlamış olmaliki benimle sakince konuşup derdini anlattı

"Didem birşey diyemedim adam sana kafayı takmış başka birini size vereyim dedim illa seni istedi sen bu adamı bir yerden taniyormusun"

"Nerden tanicam o şizofreni ilk defa gördüm celal bey bir kez daha konuşun didemin işi var deyin ben istemiyorm"

"Didem yapacak birşey yok bir ay idare et"

"Ne bir aymi sakami yapıyorsunuz ne bir ayı"

"Bu proje en az bir ay sürer üzgünüm didem"
Daha fazla saçmalık dinlemeden çıktım odadan bir ay sürermiş salağa bak git kendin asistanlık yap kolaysa eşyalarımı toplayıp dışarı çıktım bir taksi çevirip bindim eve gidip bir duş almak iyi gelecek eve gittiğimde evde yeşimi göremedim bu gün beni iki kere aradı ama yoğunluktan cevap verememistim yeşimi aradim bir hafta erkek arkadaşında kalacağını söyledi hah tamda zamanı en kötü olduğum günde sıkıntıdan patlarım artık hızlı bir duş alıp pijamalarımı giydim bu gün erken uyumam lazım yarın nelerle karşılaşacağımı bilmiyorum sonuçta