3 Dakika

48 2 1
                                    

Deniz bu gece koltukta yatmak istediğini söyledi. Gücüme gitmişti açıkçası ama ses etmedim. Üzülmüştü. Ölmek istemiyordu çok belli. Bende ben kurtulayım diye birisinin ölmesini istemiyordum. Deniz için değil bu lafım. Amara da zor durumda. Ona ne kadar da kızgın olsam hepsi onun suçuydu. Belkide ben kaşındım. Ama ona bir şey yapmadan önce yapmıştı bunu. Neyse biraz internette gezinirken Amara'nın 3 dakika önce paylaştığı sözü gördüm.-ben şizofren değilim var olduğumu düşünerek sen şizofrensin- (3defa yazıyordu bu) irkildim. Sonra tekrar gezindim. Biraz sonra Amara'nın yorumlarına bakmak için tekrar gönderisine girdim. Gönderme saati hala 3 dakikaydı. Oysa ben en az 20 dakikadır geziyordum internette. Sonra hep merakımdan nerde yazdığını hangi kafada yazdığını öğrenmek için Çağan'a mesaj attım ve gönderiye bakmasını nerden girebildiğini öğrenmesini istedim hemen kabul etti. (Çağan bilgisayar mühendisliği mezunu ikinci üniversitesini de psikoloji üzerine yaptı) 10 dakika sonra çağan beni aradı ve gönderinin bizim evden olduğunu söyledi. Elim ayağım titredi. Telefonu kapatıp koşarak aşağıya indim. Deniz'in yanında hep gördüğüm kız. Ama ayakta. Bana üç yapıp gözden kayboldu. Deniz'i uyandırdım olanları anlattım ve bana sıkı sıkı sarıldı. Bende ona sarıldım. Tek isteğim bunların uzun bir kabus olmasıydı. Ama bu kadarda olamazdı dimi? Koltukta uyuyakalmışız sabah oldu Deniz hala uyuyordu. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Yavaş yavaş çıkmak üzere olan kaşımın üstünde üç tane delik vardı. Lanet olsun. Neydi bu kızın üçle derdi. Delik mi? Yeni fark ettim resmen kaşım delikti. Deniz'in moreli bozuktu daha da bozulmasın diye deliklere yara bandı yapıştırdım. Deniz'in başında onu izliyordum. Çok masumdu kimse buna kıyamazdı. Benim yüzümden çocuğumuz olmuyordu şimdiye başka karıdan çocuk peydahlamış olabilirdi ama kadın hastasını bile arkadaşına sevk eden kocam bunu yapmamıştı. Benim yüzümden ölebilirdi herşeyi elinden alınabilirdi. Ama o gene beni bırakmadı bana hep destek oldu. Ben ne yaptım bu adamı hak edecek. Şu anda kaşında üç tane delik olan bir karısı vardı ama o hala beni bırakmıyordu. Dur bir saniye bilmiyordu ki delik olduğunu. Onu uyandırmadan giyinip dışarı çıktım. İş yerimin önüne geldim ve Çağanla konuşmak için yukarı çıktım. Kapısını tıklattım o açana kadar hemen önünde duran kapının eskiden benim odam olduğunu anladım. Bade Kaya yazan kapıda şu anda Barış Aşar yazıyordu kapı açıldı. Çağan beni içeri davet etti odaya girdim. Ve bana ayrıntılarıyla dün nasıl bulduğunu ve nasıl bizim evde olduğunu öğrendiğini sordum. Yara bandı dikkatini çekmiş olsa gerek. "Anlındaki ne iyimisin?" Dedi "kitap alırken rafa vurdum sorun değil" dedim. Onaylayan bir şekilde kafa sallayıp anlatmaa başladı. " attığın gönderi üzerinden e postayı buldum sonra konum bulma uygulamasına e postayı girince bütün gönderilerin girme yeri bulunuyor. Senin attığın gönderiye baktım ve sizin evin adresi olduğunu gördüm sonra da hemen seni aradım zaten." Azım açık bir şekilde izliyordum. Birden kapı çaldı. Deniz gelmişti hemen içeri girdi. "Neyim yetmiyor sana sen nasıl yaparsın bunu" diye bağırıyordu. Sakince Çağan onu oturtup herşeyi anlattı ben ağızımı bile açamadım çünkü çok şaşırmıştım. Bir an küçük dilimi yuttum sandım. Evde nerden girebilir di ki. Yada nasıl eve girdi. Bunları düşünürken dürtüldüğümü fark ettim. "Affet beni sevgilim çıktığını gördüm takip ettim. Şüphelendim." Elimi yanağına koydum "önemli değil" demekle yetindim. Hala aklımda dün gece ile ilgili sorular vardı. Hemen telefonumu çıkarıp internete girdim ve gönderi saatine baktım hala 3 dakika yazıyordu. İlginç...

SanrılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin