26K 2.4K 1.1K
                                    

taehyung, daegu, 2017

yürüdüğüm caddede kendimi çekingen ve tedirgin hissederken kapüşonlumu gözlerime kadar indirdim ve derin nefesler alarak yağmurlu, ferah havanın tadını çıkarmaya çalıştım. ne yazık ki hastalığımı öğrendiğimden beri tanıdıklarım dışında herkes potansiyel şüpheli konumuna düşmüştü ve sokakta dolaşırken bile kendimi güvenli hissetmiyordum.

yine de ruh ikizimi gördüğümde hissedebileceğimi düşünüp kendimi rahatlatıyordum. okullar açıldığında ne yapacağımı düşünmekten sürekli kaçınıyor, uzun yaz tatilinin tadını çıkarıyordum. favori kafelerimden birine girip köşe masaya oturduğumda telefonumu çıkardım ve jimin'e kısa bir mesaj attım.

onunla buluşup ruh ikizimi bulmak için plan yapacaktık. aramaya şehir şehir, sonra ülke ülke başlayacaktık ama bulabileceğimden hiç umutlu değildim yedi milyar insanın yaşadığı koskoca dünyada kendi ruh ikizimi nasıl bulabilirdim ki?

jimin dakikalar sonra gelip masaya kurulduğunda klasik selamlaşmamızı yaptık ve kafa kafaya verip bir çözüm bulmaya çalıştık.

"bence," dedi jimin. "hazır yaz tatilindeyken başka şehirlere bakmalıyız. çünü okul zamanı sürekli daegu'da kalmak zorunda olacağız."

"haklısın," dedim onu onaylarken. "hem şehir dışına çıkıp kafa dağıtmış oluruz."

"o zaman busan'a gidelim," dedi jimin, kendi memleketini belirtirken. ailesini özlemiş olmalıydı çünkü burada yurtta kalıyordu. "hem denize de gireriz."

"olur." dedim ve kafede oturup nerede kalıp nereleri gezeceğimizin planını yaptık.

kalbim sıkışmadı veya farklı bir şey yaşamadım.

acaba ruh ikizim, ne yapıyordu?

jungkook, busan, 2017

yoongi hyung ile oturduğumuz sahilde gizlice kaçırdığımız biraları yudumlayıp havadan sudan muhabbetler kurmaya çalışıyorduk. çünkü ne zaman konu açılsa benim hastalığım hakkında yorum yapıyordu ve sinir oluyordum.

"yah, jk," dedi yoongi hyung ve ona doğru döndüm. "sence senin ikiz ne yapıyordur?"

"bilmem," dedim omuz silkip ama bir yandan da kalbimde herhangi bir değişiklik var mı diye kontrol ediyordum. "çok yoğun hissedilmiyor."

dudaklarını kıvırıp güneşin denizin üzerine doğru batmasını izlerken ben de ona yarım yamalak gülümsedim ve biramın son yudumunu içtim.

fakat... yutkunamamıştım.

kalbime saplanan bıçak hissi, beni dizlerimin üstüne çöktürürken kulaklarıma basınç uygulandı ve parmak uçlarımın uyuştuğunu hissettim. yoongi hyung'un bağırışlarını duyuyordum ama sadece zihnimden cevap verebiliyordum.

aniden neden böyle olduğunu anlamasam da yüzde yüz ruh ikizimin sebep olduğuna emindim. öksürmeye başladıktan sonra kuma kan lekeleri sıçrarken gözlerimi daha fazla yerinde tutamadım ve bilincimi kaybettim.

yoongi, bayılan ve kanlar içinde kalan arkadaşını apar topar kucağına alıp en yakın taksi durağına doğru koşarken arkasına bir kez bile bakmamıştı.

oysa arkasında, kanlar içindeki taehyung'u kollarında tutan bir adet çaresiz jimin vardı. hiçbir şeyini bilmedikleri şehirde, bomboş bir sahildelerdi ve taehyung bayılmıştı. birisinin gelip onları hastaneye götürmek için yardım etmesini bekledi.

ruh ikizleri birbirlerine yaklaştıkça dünyanın manyetik alanı yerinden oynuyordu.

tüm saçmalıklar; bundandı.

Cidden ruh ikizleri ya:')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cidden ruh ikizleri ya:')

Cidden ruh ikizleri ya:')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
soulmate :: vkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin