Chapter-2

595 42 15
                                    

Ne zaman gelicez? Kadın gülümsedi. Az kaldı tatlım...
Mina
Gözlerimi açmamla Sana'nın gözleriyle karşılaşmam bir oldu.
"Günaydın."
"Sana da."Yanımdan kalktı.
"Okula gitmek istiyor musun?"
"Final haftası yaklaştı. Yani evet."
"Tamam o zaman." Durdu ve gözlerini gözlerime kenetledi.
"Kahvaltı yapmak ister misin?"
"Hayır. Okulda atıştırırım bir şeyler."
"Huh. Tamam o zaman. Ben odamdayım bir şeye ihtiyacın olursa söyle ve hızlı hazırlan zamanımız kısıtlı."dedi ve göz kırpıp odadan çıktı.
***
"Günaydın."
"Günaydın kızlar." Ben fark edemeden Sana Jimin'in yanına süzülmüştü bile. Ben de Nayeon ve Yoongi'nin arasına oturdum.
"Yeni gelen hocayı gördünüz mü?" Kafamı hafifçe Jungkook'a çevirdim.
"Uh. Hayır."
"Taş mübarek. Yaşıma bakmam yavşarım."
"Sen herkese yavşarsın Kook."
"Sana ne lan yalak."
"Jin'le yiyiştiğini unutmadık."
"Tekrar söylüyorum ikimiz de sarhoştuk ve yine söylüyorum sana ne lan yalak."
Jimin ve Nayeon kıs kıs gülüyordu. Yoongi omuz silkti ve kitabını okumaya devam etti. Sana ise... Her gün gördüğüm o şeyi yapıyordu. Jimin'e hayranlıkla bakıyordu. Yutkundum ve ayağa kalktım.
"Sınıfta görüşürüz çocuklar."
"Ne oldu?"dedi ve öne doğru eğildi Jimin. Sana Jimin'den hoşlanıyordu ve biraz garip olucak ama Jimin benim eski sevgilimdi. Severek çıkmamıştım veya isteyerek... Hatta onunla çıkarken de Sana'dan hoşlanıyordum. Sana Jimin'i seviyordu ve Jimin de beni... Jimin Sana'ya benden hoşlandığını söylemiş ve Sana da bana söylemişti. Sırf onu kırmamak için onunla çıkmıştım ama Sana'nın da sırf Jimin'i mutlu etmek için çıkmamızı sağladığını bilmiyordum. Bunu öğrendiğimde direkt ayrılmıştım zaten.
"Sadece...ödevimde birkaç soru eksiğim vardı onlara bakacağım."
"Huh. Tamam."dedi ve arkasına yaslandı.
"Görüşürüz."dedim ve hızlı adımlarla kantinden çıktım. Aslında sınıfa falan gideceğim yoktu. Adımlarımı daha da hızlandırıp tuvalete yöneldim. Etrafıma baktım. Kimse yok gibiydi. Öğretmenler tuvaletine girdim ve sessizce içeride birisi var mı diye baktım. Kimse yoktu. Bu saatlerde zaten öğretmenler burada olmazdı. Hepsi çişini evde yapmış olurdu.
Son kapıya gittim. Her zamanki olduğu gibi kilitliydi. Bunun nedeni orada temizlik malzemelerinin olmasıydı. Ama ben bu kapının kilidini söküp bu kapıya uyumlu bir anahtar yaptırmıştım.(O zamanlar çömezdim ve bu tür şeylerle uğraşırdım. Yargılamayın.) Cebimdeki anahtarı hızla kapıya taktım ve içeri girip kilitledim.
Burada neden olduğunu bilmediğim bir giriş vardı. Hem de tavanda... Burdan girip çatının içinde olan bir yere çıkabiliyordun. Tavandaki küçük kapıyı açtım ve zıplayıp tutundum. Kendimi yukarı çekmem zaman almamıştı. Zaten kuş kadardım...
Yukarı çıkınca kapıyı kapattım. Burayı temizlik malzemesi falan koymak için yapmışlardı sanırım ama temizlik malzemesi almak için buraya çıkabilecek kadar atletik bir hizmetli yoktu okulda mâlesef. Ben de burayı tesadüfen keşfetmiştim zaten.
Öğrenci tuvaletleri hep kirli olduğu için öğretmen tuvaletlerine giriyordum ve ben tam ellerimi yıkarken hizmetli girmişti. Ben de nereye saklanıcağımı bilemeyip buraya saklanmıştım ki hizmeliyi ilgilendiren tek yer burasıydı çünkü buraya temizlik malzemeleri konulurdu. Ben de yukarıyı görüp yukarıya saklanmıştım.
Burası pek geniş değildi. Ama ben de geniş değildim zaten. Çikolatalarım, cipslerim, alkollerim, sigaralarım,hepsi... Okuldan önce alkol almazdım ama sabah sabah morelim bozulmuştu bu yüzden direkt biralarıma doğru yöneldim. Ama alkol alırsam bunu benden önce Sana fark ederdi. Bu yüzden sigara alıp duvarın kenarındaki pencereye yöneldim. Bu duvarın arkasında öğretmenler için sigara içme bölümü vardı. Ama aşırı "disiplinli" bir okul olduğumuz için kimse sigara içmezdi ama sigara kokan öğrencilere de bir şey denmezdi bu da ayrı bir ironi. İki oda arasındaki tek geçiş bir kapıydı ki o kapı da kilitliydi. Zincirler olsun,kapının kendi kilidi olsun,paslanmış direkler olsun. Aşırı kapalıydı anlıyacağınız.
Benim sigara içtiğim pencerenin yanında da bir pencere vardı sanırım. Görünmüyordu çünkü pencerenin hemen yanında uzunca bir duvar vardı. Yani en azından yan tarafı göremeyeceğin kadar...
Sigarayı yaktım ve bir nefes alıp havaya karışışını izledim.
"Beni asla sevmeyecek..."
"Aynen." Yan taraftan gelen sesle irkildim.
"Ölsem umrunda olmaz heralde."
"Şey...merhaba."
"Selam."
"Um... Kimsiniz?"
"Öğretmen değilim. Rahat ol. Ayrıca yanımda da öğretmen yok."
"Ah... Buna nasıl emin olayım?"
"Amına koduğumun sokuk okulunu sikiim!" Bu kıkırdamama neden olmuştu.
"Yeterince inandırıcı mı?"
"Kkk...Sanırım."
"Güzel."diye mırıldandı ve arkasından bir gülme sesi geldi.
"Olayın ne? Erkek meselesi mi?" Yutkundum.
"Kız..."
"Hmm. Demek eşcinselsin."
"Kişisel tercihlerim hakkında konuşacaksan gidiyorum ben."
"Yok hayır. En yakın arkadaşım da eşcinsel. Tercihlerle dalga geçmem aslına umursamam da. Sen neysen nesin. Ben neysem neyim. Ki ben de biseksüelim yani..."
"Uh...Anladım."
"Uh. Sigaram bitti. Az da olsa...seninle konuşmak eğlenceliydi. Yarın aynı saatte gelir misin prenses?" Gülümsedim çünkü bunu beni tanımamasına rağmen çok samimi söylemişti.
"Tabiki de prensesim."

Bu bölümü yazarken eğlendim. Cidden eğlendim. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :)

CloserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin