"ya sen mal mısın salak mısın yoksa bana mı öyle geliyor" "ya kızım bir sakin" "he bide sakin olayım ya çocuk batuyu çağarmak ne demek abi hadi anladın sakla kendine sonra gel bana de ben suçluluğumla kalıyım" "su bunları senin tek başına yapımıcağını bilicek kadar seni tanıyorum hatta ne yapıp ne yapmiycağına kadar herşeyi biliyorum" "aa sen kimsin ki benim napıcağımı bilicekmişsin " " belki de düşündüğün kadar salak değilimdir seni bunca zamandır tanıyorum ne yapıp yapmıycağını ben değil de o Fatih piçi mi bilicek" bunu söylerken sesi yüksek çıkmıştı bir dakika ya o Fatihi nerden tanıyodu tam gidecekken bu sefer ben tuttum onun kolunu "bi dakika ya sen fatihi nerden tanıyosun ya" "gerçekten mi ya sen en son akıllı bir kızdın noldu " " ıhh defol lan defol kimden öğrendiysen öğrendin defooool" malca sırıtarak bana "bence sen bi yukarı çık yoksa halanın bizi dinlemek için boynu kopucak" aslında kahkahalarla gülmek istiyodum ama konu can olunca bunu yapamazdım tabi ki "sanane ya sanane benim halamın boynundan kopucaksa benim halamın boynu kopucak sanki senin halan gitmiyorum var mı sen gidene kadar gitmiyorum" tebessüm etti ne o az önce kahkaha atmak yerine tebessüm mü etti can bey den beklenmedik haraketler "iyi o zaman tüm ömrümüz boyunca burdayız" nasıl yani neden tüm ömrü boyunca benim kapımda dikilicekti ki Allah ım bu çocuk niye daha açık konuşmuyor "neden tüm ömrün boyunca benim kapımda dikiliceksin ki" dedim aynı küçük bir çocuk gibi aslında bi tarafım mutlu hissediyordu ama diğer bir yanım işte o yanım hiçbir şey demiyordu zaten beni tereddütte düşüren şeyde bu. Cevap vermediğinden ve halama acıdığımdan binaya doğru dönüp ilerlemeye başladım doş kapının önüne geldiğimde hala ordaydı ve benim ne yaptığımı izliyordu otomatiği çalıp kapının açılmasını bekledim kapı açıldığında amcamın 8 yaşındaki kızı şule açtı kapıyı ve "kim o"
dedi. "su ablan bebeğim" "su abla halamda seni bekliyodu" aslında içimden gülmek geliyodu ki karnım ağrayana kadar güldüm tabi ben gülünce babaanemler de olduğumdan dolayı beni dedeme şikayet etmekle tehdit etti bende mecburen içimden sinsi sinsi gülmek zorunda kaldım o günüm halamla dalga geçmekle geçti
He bu arada batuya noldu can olduğunu anldığımda zorlada olsa cana batuyu arattım ve berra nın gittiğini yarım geleceğini söylettirdim şimdi yarın için dinlenmem gerektiğini düşünüp uyudum
Sabah kalkıp duş aldım bugünok yorulacağım için biraz rahatlamam lazımdı duştam sonra altıma simsiyah bir pantolon üstüme ise hava biraz estiği için üzerime uzun kollu beyaz üstünde mavi ufacık noktalar olan badimi giydim ve çantamı hazırlayıp evden çıktım tabi çıkmadan önce yengeme kursa gideceğimi söyledim babaannem merak etmezin amcam delirmesin o delirince halam bana karışmasın diye onunla kavga etmesin onlar kavga edince babaannemle dedem kalp krizi geçirmesin ve daha başka şeyler olmasın diye haber verdim evden çıkıp dershaneye gittim gittiğim de sadece beyza ve can vardı gidip kübrayla hep oturduğumuz yere oturudum tabi ki duvar kenarı oturduğum an karşı sınıftan Beyza gelip karşıma oturdu "kızım batu işini nasıl hallettin" "buldum bişeyler ama-" "ah ben olmasam yapamazdın su" ona kötü kötü bakrken "ama bugün gelecek bazı salaklar yüzünden" "kendinden bahsediyor "dedi can beyza bize tip tip bakarken içeri batu girdi ya sana gel dedik te hemen mi gel dedik" vay kardeşim naber" bu çocuğun mal olduğu tescillenmiştir vatana millete hayırlı olsun "iyi kardeşim senden" ee vu çocuğun kardeş dediği insandan ne bekliyorum ki "iyi işte bak sana anlattığım kız berra nın yakın arkadaşı su bu da beyza p da onun yakın arkadaşı" "ee berra nerde oğlum nasıl beni unutur lan nasıl başkasını sever başlatmasın kendisine" ben berra burda yokken onun arkasından konuşulmasına izin vericem çok beklersiniz "sen kimsin lan berra ya başlıyomuşsun sen berra ya başlamadan ben başlarım sana oğlum hem sana noluyo ya siz ayrıkdınız oğlum karışamazsın artık berra ya" batunun cevap vermesine izin vermeden can girdi araya "ayrılınca sevmeyi bırakmış demek mi oluyo ya sırf biraz daha az acı çekmemek için bırakıyorsa ya o canından daha çok sevdiği insanın canı yanmasın diye yapıyosa" "asıl o bırakınca daha çok canı yandığını bilmiyo mu " " sen biliyomuydun peki" ne diycem şimdi biliyomuydum ki onu üzdüğümü bildiğim halde mi bıraktım onu "evet" dedim ama sesim kısıktı boğazıma bir yumru oturmuştu can sadece gülüyodu sanki bunu beklemiyomuş gibi ben söyledikten sonra yüzünde ki o gülüş yok oldu ve sınıftan çıktı batu da kafasını olumsuz anlamda salladı ve o da canın peşinden gitti onlar sınıftan çıktıktan sonra bende kalktığım yere çöktüm beyza
bana döndü ve "iyimisin" diye sordu "bilmiyorum" diye cevapladım çünkü neden bu halde olduğumu gerçekten bilmiyordum.
Can'ın ağzından:
Ne dedi lan o ne dedi evet mi dedi sırf canımı yakmak için mi dedi arkamı dönüp gittim yoksa su'ya zarar verebilirdim batu'nun arkamdan geldiğini hissedebiliyordum yanıma geldi "can sakin ol" "nasıl olıyım abi nasıl ne dediğini duymadın mı canının yandığını bildiğim halde bıraktım dedi ya beni herşeye rağmen bıraktı ama ben onu bırakmadım şimdi ben onun peşinde olduğum halde de tine o burun kıvırıyo ama ne olursa olsun o kızın da canı yanıcak beni nasıl o hakde bıraktıysa ben de onu aynı şekilde bırakıcam" "olum sürekli o hal o hal diyip duruyosun ne hali lan" batuya herşeyi anlattım annemin o gün rahatsızlandığını ve o yüzden okula gelmediğimi ve konuşmak istemediğimden hiç konuşmadığımı anlattım sonra suyun gelip beni nasıl terk ettiğini herşeyi anlattım.
Meraba arkadaşlar sizi beklettiğimi biliyorum ama size bahsettiğim gibi teog öğrencisiyim ve bu yüzden zar zor yazabiliyorum ee nasıldı bu bölüm beğendinizmi bekliyormuydunuz can dan böyle bişey peki canın ağzından yazmamı nasıl buldunuz. Hepinizi seviyorum iyi okumalar 😝😝😝😝
