Uykusuz geçen bir gün daha......
Kağan işe gitmeden önce ondan özür dilemem gerekiyordu.Mine'nin odasına girdim.Dürtülmekten nefret ederdi.
"Mine,mine,mine,mineee,mineeeeee"gözlerini açıp çatık kaşlarıyla bana baktı.
" Geçmi kaldım."hemen saatine baktı."Saat sabahın beşi,delirdin mi sen"elimle göstererek;
"Belki biraz,Kağan'ın evinin yedek anahtarı varmı bizde"
"Hı var,ayakkabı dolabında ki mavi kutuda.....napıcan ki onu"
"Dün Kağan sormuştuda,neyse boşver hadi yat daha üç saatin var." kafasını yastığın altına koyup yattı.Aşağı parmak ucumda inerek ayakkabılıkta ki mavi kutuyu aldım.İçinden Kağan'ın adını yazılı anahtarlığı ve bizim evin anahtarını alıp dışarı çıktım.
Kağan'ın evine girip mutfakta bir şeyler hazırladım.Sofrayıda kurup kocaman bir kağıda'Özür dilerim'yazdım.Kağan'ın en sevdiği, menemeni yapmıştım.Yanında da portakal suyu oh mis,açıkca söylemek gerekirse benimde canım çekmişti ama yiyemezdim.Sonuçta bu bir özür kahvaltısıydı.Sofrayı hazırladıktan sonra geldiğim gibi eve geri döndüm.Sanan da iki sokak var zanneder.Yan tarafında ki evden geliyorsun.
Hadi evde ki yavrucaklarda sevinsin...onlarada bir kahvaltı hazırlayıp koltukta uyuyu vermişim.
Uyandığımda masanın üstünde bir not gördüm.
*Saat ikide psikolokla randevun var*
Saat kaç,saat bir buçuğa geliyor,aman boşver kimin umrunda....telefonum çalmaya başladı.
*Alo*
*Seren,Eylül bu sorumluluğu bana verdi.Ona göre,hazırlandın mı sen,iki dakikaya ordayım.Sakın gelmiycem deme biliyorsun neler yapıcağımı*
*üff tamam ya*telefonu kapatıp hazırlandım.Arabada oturarak beni bekliyordu.Kapıyı çekip,arabaya doğru yürüdüm.Kapıyı açıp ön koltuğa oturup parmaklarımla oynamaya başladım.
"Ee nasılsın,ha bu arada sabah ki kahvaltı çok güzeldi.Senden beklemezdim açıkcası..." gözlerimi devirip tekrar önüme döndüm.
"Sen nasılsın,konuşmuyalı..." yola bakarak benle konuştu.
"Ben,eh işte şimdi Emre diye biriyle konuşuyorum.Sizin eski iş yerinde çalışan...hatırladın mı,bana'benden hoşlandığını' söylemişti.Bende bunu umursamamıştım." ona doğru döndüm.
"O gerizekalıyla mı konuşuyorsun,ciddimisin sen" gülüp geçti."Ali'ye ne oldu veya Harun'a veya Volkan'a veya Osman'a veya Alican'a"dememle arabayı durdurdu.
"Hepsi biteli çok oldu.....ama Alican,ben onu hâla unutamadım.Ona söz verdim.Onu bekliyceğime....."
"Salakmısın sen Mine, çocuk senden ayrıldı ve gitti.Bitti herşey,kendini üzmeye değmez o hayatını yaşıyor ve sen burda hâla bana gelmiş o diyorsun, Emre.....o da seni sevmiyor."
"Yanılıyorsun,Emre beni seviyor...."
"Ama sen onu sevmiyorsun,o zaman niye onunla konuşuyorsun" anlamıyormuşum gibi kafasını salladı ve arabayı çalıştırdı.
"Şuan o beni kendine aşık sanıyor ama yanılıyor." ne yapmaya çalıştığını cidden bir türlü anlamıyordum.
"İyi devam et Mine, Ne bok yersen ye ama sonra benim karşıma ağlıyarak gelme,çünkü bir gün bu oyunun gerçek olucak ve acı çeken sen olucaksın,o başka birini seviyor ve bana kalırsa senin reddetmeni kabullenememiş"dikiz aynasından bana bakıp tekrar önüne döndü.
" Sen sanki çok farklısın,seni de gördük."ona döndüm,ne demeye çalışıyordu."Mert,Mert dedin de ne oldu."gözlerim doldu.
"İkisi farklı şey" ses tonumuz git gide yükseliyordu.
"Neresi farklı,Mert'in peşinden koştunda ne oldu...daha gözünün önündekini göremiyorsun...."
"Ne saçmalıyorsun sen"psikoloğun kapısının önünde durdu." Benim gözümün görmediği neymiş"
"Ya tamam Seren,bu konu burda kapansın.Hiç konuşmamışız gibi yapıcam" Ne saçmalıyor bu ya.
"Hayır kapanmiycak.Madem konuştun devamınıda getir.Ben senin gibi bir sürü kişiyle çıkmadım.Ben Mert'i deliler gibi seviyordum.Hayatım boyunca sadece bir erkeğe sarıldım.Bir erkeğe'seni seviyorum'dedim.Biz belki de o olay olmasaydı evlencektik.Yani anliycağın hayatım boyunca babam hariç bir erkeği böyle sevdim.Seninle ben hiç aynı olmadım.Kendinle kıyaslıyacak son kişi bile değilim ben." arabadan inip kapıyı çarptığım gibi dışarı çıktım.Psikoloğun odasına doğru ilerledim.Ya o kim ki beni kıyaslıyor kendiyle,Bir de gelmiş bana Mert hakkında saçma salak şeyler söylüyor.Gidip boş koltuğa oturdum.Sinirim saçlarımı yolacak dereceyi bile geçmişti.
"Seren di değil mi" kafamı sola doğru döndürüp baktım.Geçen kendini psikolok gösteren kadın değilmiydi bu....Özge..
"He benim ne olcak"bana iyice yaklaştı.
" Sen iyi birisine benziyorsun,sadece sana yardımcı olmak istedim."tek kaşımı kaldırıp 'ne diyor bu salak' dercesine ona baktım.
"Ne konuda,bana yalan söyledin,sana neden güveniyim ki"
"Bak,yerinde olsam giderdim burdan.Ben bu kadına güvenmiyorum.Ona sakın inanma ve bu söylediklerimden hiç birini ona anlatma yoksa ikimizin başıda yanar.Bak sana güvenebileceğimi biliyorum yani inanıyorum.Onun söylediklerini dinleme sakın.Şimdilik sana bu kadarını söylüye bilirim."
"Neden bana yardım etmeye çalışıyorsun?" dememle kapı açıldı ve adımı duydum.Ordan kalkıp içeri girdim.
"Hoşgeldin Seren, bugün nasılsın?" koltuğa geçip oturdum.Özge'nin dedikleri garibime gitmişti.Çok zeki bir kadına benziyordu.İçimden bir his ona inan diyordu.
"İyi değilim,zaten bu saatten sonra da iyi olucağımı sanmıyorum." kağıdına bir şeyler yazdı.
"Evet,onun hakkında konuşalım mı?" Sanırsam Mert'ten bahsediyordu."Onun ölümünde ne hissettin"bu nasıl bir soruydu tam damardan girdi."Pekala seni yormuyalım.Basit bir soruyla başliycam.Bana onunla tanıştığın ilk anı anlatırmısın?"
-4 ay önce-
Ay çook heyecanlıyım.Elim ayağım titriyor.Tam tamına iki saatir burada başvuru işlemlerinin yapılmasını bekliyorum.
*Sırada ki*
İçeri girip bir koltuğa oturdum.Sorguya alınmış gibi hissediyordum.Elim ayağıma dolanmıştı sanki,titriyor ve terliyordu.
"Evet,Seren Atay değil mi?" kafamla onayladım."Neden burda çalışmak istiyorsunuz"
"Aslında bakarsanız,'BİZİMLE ÇALIŞMAK İSTERMİSİNİZ'tabelasını gördüm ve bir şansımı deniyim dedim." bu çok dürüst olmuştu.
"Pekala,resim yeteneğiniz var değil mi?" ahaha bu soru çerezlikti.
"Ellerinizden öper efendim......" bu nasıl cevap Seren kendine gel"ııı yani evet var efendim. "tebrik ediyorum,her şeyi batırdım.
" Pekala,sürekli efendim dermisin?"gözlüğün altından baktı.Sanırım efendim dememden rahatsız olmuştu.
"Hayır sürekli efendim demem efendim." hay senin bu nasıl cümle,heyecanlanınca saçmalıyordum.Kapının kenarında duran birinin güldüğünü gördüm.Uzun boylu beyaz tenli siyah saçlı mavi gözlü yakışıklı bir adamdı.Ona bakarken yakalanmam biraz sinir bozucu olsada,bu yaşadığım duruma gülmesi sinirimi bozmuştu.Soru soran yaşlı adamın yanına oturdu ve ikiside bana baktı.
"Aklında yapmak istediğin bir proje varmı veya proje yapma şansı versek ne yapardın"Yaşlı amcanın yanında ki adama baktım.
" Aslında bakarsanız var.Ne tür bir projeyle ilgileniyorsunuz"tek kaşını kaldırdı.
"Elinde neler var.."
Yaşlı adam atılıp"Site,yapsan nasıl yapardın?"hım bir düşüniyim.
"Kocaman spor bahçesi olan yürüyüş alanları,bisiklet sürmelik alanlar büyük bir oto park yeri.....böylece arabalar alan kaplamazlar.Küçük bir avm,yüzme alanları....hayvan gezdirme alanları.......kitap okumalık alanlar......Gençlerin takılabileceği alanlar.Siteler arası geçişi olan bir köprü,ormanlık bir alan piknik yapmak için.....ve bu evlerde internet belli saatler arası olmalı.O saatlerde de insanlar dışarıda doğayla ilgilenirler.Böylece bağımlı insan sayısı azalır."
"Mantık güzel,ama bunla bir şey yapamayız"
"Bunu zaten iki dakikada salladım." yaşlı amca sakalını düzeltip durdu.
"Peki,iş arkadaşın senin üstüne büyük bir suç attı.Kendini sanıl kurtarırdın?"
"Suçun ne olduğuna bağlı"genç olan odaklanmış bir şekilde bizi dinliyordu.
"Diyelim ki bir projeyi yırttı ve suçu senin üstüne attı.Yanında da kimse yoktu o saatte,kanıtlıyamıyorsun.Eğer kanıtlıyamazsan da işten atılacaksın"
"Atılmam için önce işe girmem gerekiyor ama diyelim oldu.Parçaları birleştirip aynısını çizerdim.Zaten eminim bir kopyası vardır." kafasıyla onaylayıp ayağa kalktı ve elimi sıktı.
"İşe alındın." mutluluktan uçucaktım az kalsın.Kapıdan çıkarken genç olan yanıma geldi.
"İyi iş,tebrik ediyorum." yandan ona baktım.Sen kimsin ki....."Ha bu arada ben senin patronunum.İçeri deki de benim babam"Ne!!"Çok eğlenicez"İki haftadır canımı çıkarıyor.
"Mert Bey,bu nasıl" adama bir türlü proje beğendiremiyorum."Mert Bey.....Mert Beyy.......Mert Beyy"dememle birden durup arkasını döndü.Ona çarparak bende durdum.
"Şu 'Bey'i ne zaman atmayı düşünüyorsun" anlamadım.Derin bir nefes aldı.
"Mert Bey,babanız bu projelere bakmanızı da söyledi." beni tutup duvara yasladı.Kalbim hıp hızlı çarpıyordu.
"Bir daha bana Bey dersen....." içeri Mert Bey'in babası girmesiyle benden uzaklaştı.Ölüyordum az kalsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gözü
Ficción Generalİnsan birine aşık olunca gözü hiç bir seyi görmezmiş.Ne hatalarını ne de yaptıklarını....Ben bunu geç fark ettim.Size kendi hikayemi anlatmak istiyorum.Çıldırmış bir kız....bu ben oluyorum.Sevdiği adamı bırakmayan,bırakamayan bir kadının hikayesi...