Mutsuzluğa açılan düşüncelerim, bir kitabın önsözü gibi anlamsız. Karamsarlığa kapılan ruhum, emeksizce bekleyen bir rızık gibi. Su varken içmeyen, su yokken delirmişlik hissi veren ah o zavallı nefsim. Hiç akıllanmayacak. Hesap gününde en büyük tekmeyi bana vuranlardan olacak. Anlamsızca dik dik bakmak gibi, tanımadığım birinin yüzüne. Karşında ki insanın senin hakkında ne düşündüğünü bilmek istersin ya, beni anlatmak öyle bir şey işte. Kendimi bir türlü anlayamıyorum. Bir insanın senin sırtını sıvazlaması gibi hayat, mutluluk ve hüzün belirtileri birazcıkta soru işaretleri....
UMUT
Bir bardak suya benzer umut, ya muhtaçsındır ona, ya da bardağın dibine vurmak istersin.
Salıncağa binersin ve uçmak istersin sadece, tek amaç o dur zaten, tam havalanırken salıncağın zincirinin aniden kopup, seni bırakması gibidir umut. Nasıl bir duygu olduğunu anlayamazsın. Umut seni sarhoş eder, ayıldığında hiç bir şeyi farkında olamazsın. Umut bir halat gibidir, aniden kopar ve umutsuz kalırsın.. Hep bir yarın eksik kalır.
AŞK NEDİR BİLİR MİSİN?
Aşk nedir bilir mi insan, heves üzerine kurulu bir oyun. İnsan kendini çabuk kandırma yeteneğine sahiptir. Aşkı delik bir şişe gibi düşünün. İçini suyla doldur ve o şişe tabiki susuz kalacak. İşte şişenin bir anlamı olmadı artık. Aşk şişenin su sızdıran yerini başparmağıyla kapaya bilmektir. Aşk birinin seni düşündüğünü hissetmektir. Zinnûreyn gibi düşünüp, aşkını bulamamaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENDİMİ ARIYORUM
Chick-Litsıradan bi kızın, hayattan ders çıkarmaya çalışması, fakat bunu tek başına değil okuyucularıyla halletmesi lazım. Ve bir kaç cümleleri var kendine ait. o bile gözlerinden yaşlar düşerken bu sözlerine inanamıyor.
