•| Acımasız Baba ve Siyahi Kızın Oyunu |•

132 38 0
                                    

Lily, Grace'in koluna baktı.

"Ama bu imkansız... Nasıl olur bu? Ne zaman çizmiş? Yanına gelmesi imkansız."

"Bilmiyorum. Korkuyorum. Sadece korkuyorum. Lütfen Emma'ya bir şey söyleme. Anında polise gidecektir. Polise giderse Beyaz Şeytan'ı daha çok kızdırırız. Beyaz Şeytan'dan kaçamayız. En azından ölümümüzü acısız bir hale getiririz."

"Ölümümüz mü?"

Lily sinirli bir tepki vermişti. Ayağa kalktı ve tekrar Grace'e bir şeyler söyledi.

"Beyaz Şeytan o işareti senin üstüne çizdi. Sen öleceksin Grace! Sakın bizi de bu oyunun parçası etme. Emma'nın düşünceleri doğru. Eğer bir kurbansan ve ölmek istemiyorsan polise git!"

"Bende sırdaşım olacağını sanıyordum. Yanılmışım. Zaten aramız her zaman bozuktu. Neden anlattıysam..."

"Benden ve Emma'dan uzak dur!"

"Ah tatlı kız Lily... Siyahi olduğun için okulda hep dışlanırdın. Emma'yla birden iletişim kurdun ve onu benden uzaklaştırdın."

"Bunun konumuzla ilgisi ne? Siyahi olmamla ne ilgisi var?"

"Bence çok ilgisi var."

"Irkçı davranmayı kes! İnsanların ten renkleri birbirlerinden farklı olabilir ama unutma ki gözyaşlarının renkleri aynıdır."

Lily söylediği son sözlerden sonra tekrar yatağa uzandı. Boynundaki kolyeyi çıkardı. Gözyaşlarına hakim olamadı. Ucunda beyaz renkte bir kuş olan kolyesini sımsıkı tuttu. Kolye gitgide gözünde büyüdü. Kendini o küçük eski klübelerinde buldu. Geçmişe dönmüştü. Eski yaşamını aklından geçiriyordu. Yani küçük Lily'yi.

"Anne! Anne! Ben geldim!"

Küçük Lily'nin küçük elleri kapıya vurmaktaydı. Annesi kapıyı açtı.

"Lily? Neden erken geldin? Oysa okulunun bitmesine daha bir buçuk saat var."

"Kaçtım anne."

"Lily? Yüzüme bakar mısın? Tanrım... Gözlerin neden yaş? Ağladın mı sen? Okuldan kaçman ağlamanı gerektirecek kadar büyük bir durum değil."

"O yüzden ağlamıyorum anne. Artık okula gitmek istemiyorum. Herkes benimle dalga geçiyor. Tenim siyah diye benimle dalga geçiyorlar. Okuldaki tek siyah kişi benim."

Annesi kendi boynundaki kolyeyi çıkarıp kızı Lily'ye verdi.

"Bak Lily. Beyaz bir kuş. Bunu almak ister misin? Sadece beyaz. Beyaz..."

Lily kolyeyi aldı ve boynuna taktı.

"Teşekkür ederim anne. Bu beni daha beyaz gösterecek. Kesinlikle. Sadece beyaz. Beyaz..."

Annesi eğildi ve ellerini kızının omuzlarına koydu.

"Eğer bir daha birisi senin teninle dalga geçerse sende onlara şöyle de: İnsanların ten renkleri birbirlerinden farklı olabilir ama unutma ki gözyaşlarının renkleri aynıdır."

"Peki anne."

Lily kolyesini sımsıkı tuttu. Geçmişle şimdi arasında gidip geldi.

Grace hala odanın bir köşesinde durmaktaydı. Lily'nin umrunda olmadığını anlayınca kalktı ve yatağına döndü. Emma her şeyden habersiz mışıl mışıl uyumaktaydı.

*****

Tık! Tık! Tık!

"Hala uyanmadınız mı kızlar?"

Beyaz ŞeytanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin