Yanlızlık

312 9 0
                                    



2016'nın son aylarında istanbul'a yerleşme kararı aldım. en büyük etken ise işimi kaybetmem, yalnızlık ve çaresizlik içinde olmam idi. İçimde başka biri vardı sanki. Geçmeyen baş ağrılarım, alkole merak, fakirliğim de dahi para harcama isteği, ağlarken güle bilmek, gülerken ağlamak, bir gün karamsar bir gün polyana olmak, sürekli birinin beni takip etme hissiyatı, korku , geçmeyen öfke, sinir,.... gibi gibi tonlarca saçma sebep yüzünden nörolojiye oradan mr ve test sonuçları doğrultusunda psikiyatriye yönlendirildim. Doktor beyaz kıvırcık saçlı gözlüklü hissiz bir adam idi. Beyaz gömleği ile karşıma oturdu ve bana sadece sorular sordu ben evet veya hayır dedim. Neyim olduğuyla ilgilenmiyordu. Nöroloji yönlendirdiği için doğru ilacı vermek ile ilgiliydi. ilaç verecekti. İşsizdim korkularım vardı. gerek var mıydı ilaca cidden ?. ya Bir şeyim yoksa ya sadece çaresiz kaldığım içim böyle isem diye düşünürken o doğru ilaca karar vermişti. tabi ki ablam eczacıya hemen sordu. Delirmiş miyim? merak ediyordu. Kilo vermek için bile kullanıldığını öğrenince rahatladı. Direk çift dozla başlattı doktor. İlacı aldığım ilk gün bodruma dönmem gerekiyordu. Bir anda tüm sesleri duyabildiğimi fark ettim. Sesleri dinlemeye koyuldum. Hiç duymamıştım istanbulun sesini şokta idim. Havaalanı basıktı. İlerde bir adam gözlerime öle dikkatli bakıyordu ki saklanma ihtiyacı duydum. Ben saklandıkça beni görebileceği yere geçti. Beni rahatsız etmeye başlamıştı. Erkanı aradım kapatma çok rahatsız hissediyorum dedim. Kaç dk konuştuk bilmiyorum ama uçağa binerken adam polislerin yanında idi. Uçak tam hareket edecekti ki polisler içeri girdi. Eyvah ilaç yüzünden mal gibi gözüküyorum ve bir şey kullandığımı düşünüyorlar ne yapacağım derken polis yanıma geldi. Elimi çantama attım ilaç kutuma bakmak için sorarsa bundan kullanıyorum diyecektim. Yanımdaki bayana döndü biletine bakmak istedi iyi yolculuklar diledi ve gitti. Havalanıştık. Ama o adam 2 koltuk ileride hala bana bakıyordu. Uyumaya çalıştım biraz. 45 dk sonra Uçak inişe geçiyordu ve ben hemen telefonu açtım. Erkan gelmişti. Bavulumu almaya gittim o adama en uzak yere ama adam hemen dibime geldi . Bu da neydi. Yok artık dedim. Deli olan ben miyim? o mu? Bavulu kaptığım gibi dışarı çıktım. Erkan beni gördüğüne çok sevinmişti. Bense şu adamı sende görüyor musun, bu adam gerçek mi die saçma sorular soruyordum evet o da görüyordu. Nedense saçma bir mutluluk sardı içimi. Erkan da görüyordu adamı. Araba ile yanından geçerken yana dönemedim, ama erkan adama baktı ve adam hala bana bakıyordu. Eve vardık ama gözleri hala gözümde idi. Evden taşınmak için 2 / 3 gün vaktimiz vardı. Ben ise çok yorgun hissediyordum kendimi. Evi gezdim bir yerden başlamam lazım dedim ama ev gözümde büyüdü, yarın erkan kalkarım nasılsa dedim. Tembelliğim tutmuştu. İlk defa ilaç alıyordum ve çift doz. Etkisi hemen olmazmış fakat ben nedense kendimi uykusuz ve yorgun hissediyordum. Yarı uyuyor ve yarı uyanık bir kaç gün eşyalar bana baktı ben eşyalara yuvarlanıp gittik. Taki yumurta kapıya dayana kadar. Gün geldi taşınacağımız gün tüm arkadaşların yardımı ile evi bir şekilde geçici bir yere taşıdık. Alabildiğim kadar eşya ile istanbul'a döndüm. Yeni hayat ve yeni yaşam. Alışmak zorundaydım. Umarsızca içip dağıtasım ve sadece o anı yaşayasım vardı. Yaptım da. Eğlendim içtim gezdim. bir akşam taksim diğer akşam karaköy. bir akşam votka ile bitirip ertesi sabah bira ile başladım güne. tek arzum sosyal olmak ama o sosyallikte içimdeki bende ayrı bambaşka hep yaptığım gibi sahte maskeli ,mutlu bir kız olmak.tanımadığım insanlarla mükemmel sohbetler derken bir anda içimden bir ses ''stop'' dedi. durmalıydım. bu ben değildim. her şeyi bunun için bırakıp gelmiş olamazdım.yeni bir hayat kurmam lazımdı.ama bu tarz değil. Bir sabah erken kalktım ve sokağa fırladım. bir fincan kahve içip ilanlara bakarken buldum kendimi. İlk iş ilanını aradım. Karşıda sesi ılık bir bayan
-"yakınsanız bekleriz dedi" belki ümidiyle hadi dedim kendime. Bir anda aklıma yaşadıklarım geldi. Ya başarısız olursam, ya beğenmezlerse, ya kriterleri uymazsa derken kendimi kapıda buldum. Ne cvim vardı yanımda ne diplomam. Altımda blum jean üstümde sadece bir kazak.'' Yarın ararız ''dediler. Hazır değilim zaten. Hem iş için erken kendim istemiyorum, istesem kapardım gibi kendimi avutan cümleler söyleyerek terk ettim iş yerini. Gökkuşağı gibi birbirinden renkli karakterim o an kırmızıyı seçmiş olmalı ki kendimi inanılmaz öz güvenli hissettim bir an. Blue jean ve bir kazak dahi olsa görsellik her şey değil. Bu iş benim dedim. Ertesi gün arayacaklarmış peh! arasalar da ben kabul etmem. Kim ki onlar die düşünürken buldum kendimi. Eve varmak üzereyken. Bir andan kendimi bordo hissetim. Dozum artıyordu. Daha iyisi için neden olmasın dedim tüm ilanları aradım en iyisi olmalı dedim. Belki de bu hırs idi beni hayatta tutan. Siyah olmaya ramak kalmıştı ki uyuya kaldım. Gri ile başladığım güne siyah ile iyi geceler demek. Sabah iş için 2.görüşmeye çağırdılar. Şimdi her şey benim elimdeydi. Kendimi beyaz hissettim. En güzel halime büründüm. En sevdiğim kıyafetlerimi giydim ve bana en yakışan saçlarımı yaptım. Makyajı hep severim. O iri gözlerimden uzanan kocaman kirpiklerimi hemen rimelledim en sevdiğim rujum ve hazırdım. Tüm evraklarımı hazırladım ve yolla çıktım. Hazırdım iş benimdi. Ki öylede oldu. İnanılmaz beğendiler cv mi. -''Neden istanbul'' dediklerinde psikolojik sorun dememe ramak kala ağzımdan
-'' hayat şartları'' die 2 kelime çıktı. Günlerim iş ile ev arasında geçip gidiyordu. Kuaför en sevdiğim aktivitem, kedilerim çocuklarım, anılar arkadaşım olmuştu. Tamda istediğim hayat derken bir yarım hep eksikmiş gibi hissettim. Sevgi eksikti belki de. Sevgisizdim. Annem gibi, babam gibi yalnız idim. Sevgilim uzaklarda idi. Sevenim yoktu. Bir anda ona telefon açarken buldum kendimi. Ona karşı bitkindim aslında aşık ama bitkin. Kendimi mutsuz hissettim bir anda aklıma gelence tonca anı.. nedensizce mutsuz anılar yanlış anımsamalar. Yeni işim vardı yeni bir hayat ve mutlu anılar. Yine nedensizce mutsuz hatırladığım tüm anılarda az da olsa mutluluk payımda vardı aslında. Acaba mutlusuzluğu biz mi istiyorduk. Melankolik bir yapım mı var? Mutsuz olmak için mi çabaladım. Yada beni beni mutlu olanlardan çok yakındım die mi mutsuz kaldım. Beni mutsuz eden her şeyi hayatımdan çıkarma kararı aldım. İlk iş evdeki tüm alkolleri atmaktı. Sigaralarıma tabi ki kıyamadım. Hemen bi sigara yaktım. Başka ne beni mutsuz hissediyordu. 100 bin kez izlediğim sil baştan adlı filmi açtım. Beyni resetleyebilir miyiz gerçekten. Cidden unutmam ne güzel olurdu. Aslında bunu yapabilirdim. Tik tak zaman...
Zamansız yaşantım, zamanlı olgunluğum, geç kalmış mutluluğum, erken giden hayatım.

İçimdeki Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin