darlin' vmin

6.2K 216 139
                                    

sevgilim, benim gömleğimin içinde harika görünüyordun.

hayır, sevgilim sen hastane kıyafetlerinin içinde bile harika görünüyordun.

Uyandığımda yanımdaydı.

Onunla uyuduğum üç yüz altmış yedinci gecenin sabahında hala kollarımda her seferinde yeniden tomurcuklanan beyaz bir gül gibi uzanıyordu. Beyaz güllere ayrı bir ilgisi vardı; belki çiçekçi dükkanı işlettiğinden belki de zarif olduklarını düşündüğündendi. Benim fikrime göre tüm güller içinde en güzeli oydu. Hatta dünya üzerinde köklerini salabilmiş çiçeklerin içinde en ihtişamlı olanı oydu. Çünkü binlerce türün, yüzlerce rengin aynı anda yakışabildiği bir ruha sahipti. Kimsenin kolaylıkla göremediği bir gülüşü ve insana iç çektiren inanılmaz gözleri vardı. Onunla tanıştığım günden bu yana dokuz yüz seksen dört gün geçmişti ama ona yakışır bir tanımlama hala bulamamıştım. Hayatımın miladı olan bu adam; bir çiçekçi dükkanında çalışıyordu ve kalbime her gün yeni bir demet daha dikiyordu. Toprakları avuçlarından dökülen nazik bitkileri, kendisine kul eyleyip sonra mütevaziliği ile baştan çıkarıyordu. Belki beni de bu özelliği ile baştan çıkarmıştı.

Uyandığımda benim gömleğimin içindeydi ve harika görünüyordu.

Oysa hiçbir şey karmakarışık bir şekilde başlamamıştı. Bizim hikayemiz oldukça klişeydi.

Onun aksine.

984 Gün Önce

Umumi tuvalete para verip giriş yaparken yana yakıla boş bir kabin arıyordum ama şansıma hepsi doluydu. Yetişmem gereken çok önemli bir toplantı, yapmak zorunda olduğum hayati bir sunum ve idrar yollarımı şirket arabasına boşaltmamam için çıkması gereken atıklarım vardı.

Tıkladığım kapılardan hiçbiri açmayınca sinir katsayılarım geometrik bir şekillde artmaya başladı ve gözümün altında atmaya başlayan damarımı durduramadım bile. Kan beynime sıçrarken kavradığım kolu çevirdim ve içeride başka bir adam olduğunu bilmeme rağmen kapıyı arkamdan kapadım.

Özel hayatını dibine kadar işgal ettiğim adama bir kez bile dönüp bakmadan iç çamaşırımı indirdim ve rahatlamak için biraz kıpırdadım. Vücudumun çöplerini biriktiren sıvıyı akıtmayı bitirdiğimde yutkunarak yanımda şoka girmiş olan adama döndüm ve sağduyulu bir şekilde gülümsedim.

Ortada gülünecek bir şey varsa o da; benim küçük olmalıydı.

"Çok üzgünüm," dedim ve dışarıyı işaret ederek anlayışlı olmasını umdum. "çok acil bir toplantım var ve... tüm kabinler doluydu."

Gözlerim ister istemez aşağıya kaydığında kendimi toparlamak istedim ama adamın çoktan çıkmaya hazırlandığı için alt tarafını toplamış olduğunu gördüm ve kararan içime biraz olsun su döküldü.

Siyah saçlarını alnına serbest bir halde bırakan adam birkaç saniye sadece beni seyretti ve sonrasında konuştuğunda artık dünya daha güzel bir yerdi.

"Sorun değil," dedi ve gülümseyişini bir tavır olarak sergiledi. Ama bence gülüşü bir sanat eseri sayılmalıydı. "ilk siz çıkın, isterseniz."

Dünyanın en kibar ve töleranslı insanıydı.

Bu kadar saygısız, işine düşkün ve aptal biri olduğum için kendime kızarken gözlerimi ondan alamıyordum ve az önceki rezilliğin üstünü deli gibi kapatmak istiyordum. Takım elbisemin cebinden şirket kartımı çıkartıp eline sıkıştırdım ve umumi tuvaletten kaçarcasına çıkmadan önce mırıldandım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

bangtan boys :: one-shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin