6▶ "perfect match."

389 50 25
                                    

daha çok başlardayız nerde bu klaus diye miyavlamayın gelince de gitsin artık aq bu demeyin sonra xox :*

6. Bölüm

Saat, öğleden sonrayı bulduğunda, yorgunluk beni çoktan ele geçirmişti. Tanrı'nın bana verdiği davetsiz misafirim Caroline'ın yüz yılı aşkın zorlu hayat mücadelesi beni çok yormuştu. Ben dinlerken bile yorulduysam, Caroline'ın kaçış anındaki zorluklarını düşünemiyordum.

"Benim iş için hazırlanmam gerek." dedikten sonra bacaklarımı topladım ve koltuktan kalktım.

"Ben ne olacağım?"

"Dışarıda olman daha tehlikeli değil mi? Evde kalırsın."

Kafasını iki yana doğru salladıktan sonra "Senin yalnız kalman daha tehlikeli." dedi. "Klaus, senin bana yardım ettiğini anlarsa yandaşçıları senin yakanı rahat bırakmayacaktır."

Her geçen dakika başıma aldığım ayaklı belanın peşindeki öldürücü belalara bir adım daha yaklaşıyordum ve bir çıkmazın içine doğru sürükleniyordum. Bundan kaçma şansım yoktu. Caroline'ı gördüğüm ilk andan beri hiç olmamıştı. Madem bu işten çıkma şansım yoktu, bende başımdaki belayı en aza indirgemek için uğraşacaktım.

"Neden ben?" diye sordum bir anda. Bunu beklemediği mimiklerinden ve hareketlerinden belli oluyordu.

"Tamamen tesadüf."

"Bende başka birini de bulabilirdin." dedim ısrarla. Sonuçta ne bir vampir gücüm vardı ne de tek hareketimle ve sihirli sözcüklerimle insanların beynini eritebilecek büyülü güçlerim. Ben insandım. Sadece insan. Üstelik fiziksel olarak erkeğe oranla daha az güce sahiptim. Bin yıllık bir vampire karşı koyamazdım.

"Evet, bulabilirdim ki buldum da. Sen bulduğum ilk insan değilsin." deyince bana daha kapsamlı bir açıklama borçlu olduğunu ona hissettirerek baktım. Sonunda pes etti ve anlatmaya başladı.

"Senden öncesinde bana yardım eden birçok insan oldu. Biraz önce yalnız kalmaman gerektiği konusunda ciddi olmamın nedeni, Klaus. Bana yardım edenleri buluyor ve cezalandırıyor."

"Ve sen de buna izin mi veriyorsun?" diye bağırdım. "Kendi bencilliğinden dolayı insanların ölmesine izin mi veriyorsun?"

"Daha on dakika öncesine kadar benim tarafımda olduğunu sanıyordum."

"İkinizde kötüsünüz." diye tısladım. "Sen ondan kaçmak, kurtulmak için önüne gelen hayatları harcıyorsun. Klaus denilen canavar ise sana ulaşabilmek için masum insanları harcıyor. Siz durmayacaksınız."

"Buna mecburum. O durmayacak. Biz seninle şuan burada tartışırken bile o beni bulmak için çaba harcıyor ki beni bulmayı da başaracak. Ancak sana söz veriyorum, sen ölmeyeceksin."

"Sana inanmak istiyorum." dedim.

"Söz veriyorum."

🌙 🌙 🌙

"Sürekli olarak paranoyak hareketlerde bulunma." diye fısıldadım. Bir yandan da etrafımızda duran iş arkadaşlarıma sahte gülümsemeler yolluyordum.

"Senin de peşinde bin yıllık kızgın bir vampir olsa, sakin kalır mıydın acaba?"

"Burada Klaus yok." dedim.

"İşbirlikçi cadıları ile yerimi bulmaları an meselesi."

"Sakin olsana." diye fısıldadım."Binaya girmeden önce etrafına kül döşedin. Tanrım, biri bizi görse ne açıklama yapacağımı kestiremiyorum."

help or die || klarolineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin