Telefonundaki adrese uzun uzun baktı. Bir beyaz eşya markasının servisi yazıyordu. Burnunu kıvırarak okudu adresi. Merkezi bir caddede olması işini kolaylaştırıyordu. Bir kaç kişiye sorduktan sonra adresi buldu. Kapıdan girmeden önce tabelaya baktı. Ben burada yapabilir miyim diye düşündü. Gülümseyip cevap verdi. Deneyip göriciz. Saçlarını savurup asil bir giriş yapmak için hazırlandı ama kapıdaki basamağa takılıp sendelenmesi bütün herşeyi bozmuştu. Çaktırmadan devam etti. İçerden genç bir çocuk çıktı.
-"Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?"
-"Ben Mehmet beyin tanıdığıyım Ali beyin haberi vardı. İş görüşmesi için gelmiştim. "
Masanın altına eğilip boş cv çıkardı.-"Bunu doldurun siz. Ben Ali beye haber vereyim" dedi.
İçeri gitmesiyle bir yandan etrafı süzüyor bir yandan formu dolduruyordum. Bir kaç dakika sonra tekrar gelmişti. Formu uzattıp-"Bitti " dedim
-"Beni takip edin" dedi resmi bir şekilde.
Peşine düşüp üst kata çıktık. Sigara dumanın dans ettiği, küllüğün ağzına kadar dolduğu, boyumdan oldukça büyük arka arkaya sıralı rafların olduğu loş bir odaya girdik. Ali bey bilgisayar başına oturmuştu. Boyu ve kilosu orantılı olan ortala yaşlarda bir adamdı. Başını öne eğip gözlüklerinin üstünden bana baktı. Hafifçe gülümsedim.
-"Ali abi bu arkadaş iş için gelmiş. Haberiniz varmış Mehmet beyinde tanıdığıymış" dedi. Bakışlarını üzerimden çekip çocuğa yöneltti
-"Tamam Yakup sen gidebilirsin" dedi
Sigarasından bir duman daha aldıktan sonra küllüğe basıp söndürdü. Öylece kapıda kalmış girip girmeme konusunda tereddüt yaşıyordum. O hastane odası geldi aklıma. Doktorun biraz daha geç kalsam akciğer kanserine yakalardın dediği ana. Hatta bir kaç doktorun ilk önce kanser teşhisi koyduğu ana. Sigara içilen ortamda durmamam lazımdı. Kapıda öylece kalmış geçmişin hesabını yapıyordum. Ali beyin bana ne zamandır baktığının farkında bile değildim.
-"Gel güzel kızım" dedi. Gülümseyerek gösterdiği yere oturdum.
-"Anlat bakalım kızım. Kendinden bahset, daha önce çalıştın mı ?"
-"Kasiyerlik yaptım. 23 yaşındayım ailem Sivas'lı ben Bursa doğumluyum. Üniversite mezunuyum. Yani böyle... " deyip gülümsedim. Ali beyde gülümsedi
-"Sigara içer misin? " dedi paketinden sigara çıkarırken.
-"Yok kullanmıyor"
-"İyi iyi bizde alışmışız işte. Sana işten bahsedeyim. Müşteriler arıza için, ürün montajı için ararlar aşağıdaki kızlarımızda kayıt açar ve randevu verir, ilgili arkadaşı yönlendirir. Her arkadaşımız farklı işle ilgilenir. Nakliyecimiz, klimacımız, beyaz eşyacımız gibi gibi... bazen sorunlarla karşılaşırız sabırla çözmen gerekir. Yani işin mutfak kısmı sabır gerektirir. "
-"Yapabileceğimi biliyorum." dedim gülümseyerek
-"Peki yarın başlarsın"
-"Olur yarın görüşmek üzere" deyip elimi uzattım. Elimi sıkarken
-"Sabah en geç 8 buçukta burda olursun"
-"Tamam" deyip çıktım. Merdivenlerden hızla inip koridordan geçtim. Koridorda geçerken camdan bir oda farkettim içeride 2 tane kız vardı. Ufak bir gülümsemeyle selam verip geçtim. Merkezde biraz turladıktan sonra bir bankta oturdum. Hayatımı tekrar gözden geçirdim. Yeni bir iş. Tamamen iyileşebilir miydim? Unutabilir miydim herşeyi? Peki şuan şurada onu görsem kalbim atar mıydı yeniden? Yanında biri olsa kıskanır mıydım? Gözlerimi kapatıp o sahneyi canlandırdım. Elini tutmuş bir kızla önümden geçiyordu. İçimde tek bir yaprak bile kımıldamamıştı. İçimde bir cenaze sessizliği vardı. Ona olan duygularım ölmüş ve ben çok derine gömmüştüm. Bu duruma sevinmeli miydim ? Bilmiyorum. Araba egzozlarının kirlettiği havayı içime çektim. Kalkıp gitme vaktiydi. Otobüs durağına gidip bekledim. Bir kaç dakika sonra geldiğinde bindim. Her zaman olduğu gibi bir durak önce inip eve kadar yürüdüm. Yürümek en iyi terapiydi. Eve geldiğimde yorgun düşmüştüm. Bir şeyler yiyip odama çekilip yarın giyeceğim kıyafetlerimi hazırladım. İçeriden gelen sesler yine kardeşlerimin kavga ettiğini söylüyordu. Gözlerimi devirerek elbiselerime tekrar baktım. Odanın kapısı hızla açılıp içeri kız kardeşim Merve girdi. 16 yaşında sarışın bir kızdı. O anneme çekmişti ben ve erkek kardeşim babama benziyorduk. Kapıyı kapayıp arkasına yaslandı
-"Abla abim geliyor kurtar" dedi.
-"Ne bok yedin yine Merve"
-"Telefonundaki mesajları okudum" dedi gülerek. Ben daha ağzımı açmadan Mustafa kapıya dayanmış kapıyı zorluyordu
-"Bu sefer bittin kızım. Abla sakın ondan yana olma"
-"Abi valla yapmıcam bi daha git ya"
-"Aç lan kapıyı"
-"Mustafa ablam hadi git ben Merve'yi hallederim"
-"Merve sen ablama dua et" dediğinde Merve korku dolu bakışlarını bana çevirip gülümsedi
-"Bir dahakine ablama bırakmam seni"
-"Tamam abi ya"
Kapının örtülmesiyle Merve kapının arkasından çekildi. Mustafa 17 yaşındaydı. Yaşları birbirine çok yakın olduğu için sürekli kavga ediyorlardı. Onları ayırmakta bana düşüyordu. Bu tempo beni yorsada seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL GÖZLÜ DEV
ChickLitGözlerini karartmazdı o. Yeşillendirirdi.. Sinirlenince koyulaşırdı gözleri, gülünce açılırdı... Bakışını bakışlarına kilitlerdi. Bense o yeşil gözlerine uzanırdım bazense salıncak kurar sallanarak gökyüzüne dokunurdum. O bir kez kalbime dokundu. Be...