Bir panikle kendimi servise atmıştım. Artık benim iş yerim burasıydı. Bileğimdeki saate baktığımda tahmin ettiğimden çok daha erken gelmişti. Ofisin yeni açıldığı belliydi. Kapıda üzerinde markanın amblemi olan tşörtlerden giymiş biri geldi.
-"Hoşgeldiniz buyrun"
-"Merhaba ben Aslı. Yeni işe başlıyan elemanım."
-"Ha anladım o zaman sen içeriye geç " dedi. Bir koridordan geçip cam kaplı bir odaya girdim. Odadan ön büro kısmı da görünüyordu. Cam kenarındaki koltuğa oturdum. Az önce tanıştığım adamda odaya girdi
-"Ben Nuri. Beyaz eşya tamirlerimi ben yapıyorım. Zaten bunları öğrenirsin. Sizde diğer kızlarla burada çalışacaksınız. Diğerleride yavaş yavaş gelir."
Başımla onaylayıp etrafı incelemeye başladım. İki masa, iki bilgisayar, bir dolap, dolabın içinde bir sürü dosya vardı.
-"Oğlum ne adamsınız ya" birbirine sarmaş dolaş olmuş iki çocuk girdi. Beni fark etmeleriyle hemen toplandılar
-"Buyrun hanımefendi yardımcı olayım" dedi mavi gözlü zayıf çocuk. Gülümseyerek
-"Yok ben yeni işe başladım da"
-"Aa öyle mi ben Emre" yanındaki esmer çocukta elini uzatıp
-"Ben Cem. Hayırlı olsun" dedi. Bu ufak tanışmanın ardından odadan çıktılar. İkiside iyi çocuklara benziyordu. Cem Emre'den biraz daha uzundu. Cem esmer kahverengi gözlüydü. Emre mavi gözlü sarışındı. Karakter olarakta farklı oldukları belliydi. Zaman herkesi herşeyi tanıtır nasıl olsa deyip beklemeye devam ettim. Bir kaç dakika sonrada iki kız geldi.
-"Sen yeni elemansın" deyip eliyle beni işaret etti kızıl saçlı kız.
-"Evet" deyip gülümsedim.
-"Bizde seni bekliyorduk. Yani iş yükümüz fazlasıyla artmıştı. Şimdi herşey yerine oturacak. " kız oldukça güzeldi. Gözlükleri bile ona ayrı bir hava katıyordu. Yanındaki kısa siyah saçlı kızı göstererek
-"Tanıştırıyım Merve. Bende Nur" dedi.
-"Aslı " deyip uzattıkları eli sıktım. Herkes kendi masasına oturunca ben yine cam kenarındaki masanın önünde duran koltuğa geçtim. Bir kaç dakika sonrada tüm çalışanlar gelmişti
-"Tekin malları yükledin mi?" diye bağırış duydum. Sesin nerden geldiğini anlamak için etrafa baktım. Kimseyi göremeyince başımı geri önüme eğdim. Eğmemle cam odanın önünden biri geçti. Başımı kaldırıp baktığı da hayrete düşmüştüm.
-"Hayır Aslı hayır. O değil sakin ol" diye kendimi telkin ediyordum. O oradan geçene kadar onu izledim. O olmadığı aşikardı. Ancak zihnim bana oyun yapmayı seviyordu. Bakışlarımı zorda olsa ondan çekip önüme döndüm. Bütün bedenim dönüp tekrar bakmak istesede kendimi elimdeki telefona vermeye çalıştım. Boş boş menüye girip çıkıyordum.
-"Tekin saat kaç oldu hadi?" deyip tekrar kendini hatırlatmıştı bana. Tekrar cam odanın önünden geçmişti. Bu sefer bakmamış ama onun olduğunu seziyordum.
-"Arkadaşlar gitsin buralar biraz rahat eder. Bizde sana o zaman programı öğretiriz" dedi Nur.
-"Olur ya nasıl rahat edecekseniz " dedim. Odaya uzun boylu bir çocuk girdi
-"Aa bu da kim?" Nur çocuğa baygın baygın bakıp
-"Tekin yani arkadaşımız Aslı tanıştırıyım"
Tekin'in yüzünde arsız bir ifade yerleşmişti.
-"Bakalım sen kaç gün dayanacaksın" deyip elini uzattı. Merve'yle Nur'a bakarken Tekin'in uzattığı eli sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL GÖZLÜ DEV
ChickLitGözlerini karartmazdı o. Yeşillendirirdi.. Sinirlenince koyulaşırdı gözleri, gülünce açılırdı... Bakışını bakışlarına kilitlerdi. Bense o yeşil gözlerine uzanırdım bazense salıncak kurar sallanarak gökyüzüne dokunurdum. O bir kez kalbime dokundu. Be...