5.bölüm

56 4 1
                                    

=DENİZ=

Hayatımda uyuduğum en tatlı uyku diyebilirim. Yıldız’ın omzunda uyumak, hayal edilebileceğinden rahat ve huzurluydu. Rüyamda her zamanki boğazımı sıkan insanlar yokta denizyıldızları vardı. Kocaman bir dondurmanın içinde tatlı, tatlı dolaşıyordum, karnımda kelebekler uçuyordu ama gözlerimi açtığımda… O dondurma eridi, kelebekler arı oluverdi. Yalnızdım. Yapayalnız. Beni bırakıp gitmiş miydi? Beni öylece hayatta tek korktuğum şey olan karanlığın içinde bırakıp gitmiş miydi? Buna alışkınım ama neden bu kadar canım yandı? Herkes gibi o da beni bırakıp gitti. O… nasıl? Her neyse üzülme Deniz. Elbet geçerli bir sebebi vardır.

Neden sürekli kaçtığını anlamıyorum. Önceleri onu evde bekleyenler için gittiğini sanıyordum ama nedense artık yalan söylüyormuş gibi geliyor. Sonuçta bütün gün sahilde oturan bir kızım olsa, onu neden sürekli sahile göndereyim? Hem yağmurda gelmemeliydi, yani en azından ben olsam onu göndermezdim. Belki de gidecek yeri yoktur. Ama o zaman her gün nereye kaçıyor? En önemlisi bana neden yalan söylüyor?  Bunun için beyin fırtınası gerekir. Acaba takip mi etmeliyim? Ama olmaz yakalanırsam ondan şüphelendiğimi düşünür ve kırılır. O zaman bana güvenmesini sağlamalıyım. Eğer bana güvenirse yalan söylemez.

Nasıl? Nasıl? Nasıl? Bana nasıl güvenebilir? Düşüüün. Düşün. Düşün. Ne yapıyorum? Eve gitsem iyi olacak burada yatmak, evsizmişim gibi hissettiriyor. Gece karanlığında arabama bindim, eve gittim.

Odama girdiğimde kendimi yatağa bıraktım. Hayatımı değiştirecek ve bir o kadarda üzecek kararı alacağımı bilseydim asla bunu yapmazdım. Çünkü kalktığımda aldığım karar netti. Bana güvenip güvenmediğini anlayacak bir yol bulmuştum. Bana güveniyorsa zaten her şey yolunda olacaktı, güvenmezse ise… Bu ihtimali göz ardı etmeyi seçerim. Güvenmezse ise her şeyi kabullenip yattığım yere geri dönecektim. Acı çeker miydim? Belki biraz. Belki de birkaç gün. Tamam, tamam belki de yıllarca ama onu asla zorlayamazdım.

Evet, kararım açık ve net. Ona onu sevdiğimi söyleyeceğim. Plan ise şu. Eğer orada bana bir cevap verirse kabulleneceğim ama eğer vermeyip düşünürse.  Ona zaman tanıyacağım ve onu hayal edemeyeceği bir yere çağıracağım gelirse beni seviyor, gelmezse de… Bunu biliyorsunuz zaten.

Ah! Belim çok ağarıyor. Sanırım şu bankta kalma meselesi. Yatsam iyi olacak böylece yarın daha çabuk gelir.

Gözlerimi açtığımda, hemen doğruldum. Yatağımın yanında duran dolabıma fırladım. Bu gün hava her zamanki gibi güzeldi. Hemen bir kot pantolon ve gömlek giyiverdim. O sırada odaya ciciannem geldi. Ciciannem beni büyüten baş hizmetçimizdir. Aynı zamanda beni seven tek kişi denebilir. O benim canımdır. Ailemden daha çok onu severim. Hatta herkesten en çok onu severim. O benim gerçek annem.

 Bana doğru ilerledi ve gömleğimin düğmelerini iliklemeye başladı ve sordu:

—Bu kız da kim bakalım?

Şaşırdım. Yıldız’ı nerden biliyordu? Ona, hatta kimseye ondan bahsetmemiştim. Meraklı suratımı takınarak:

—Ne kızı? Dedim.

Kaşlarını kaldırarak:

—Bilmediğimi mi sanıyorsun?

—Peki, pes. Nerden biliyorsun?

—Gözümden bir şey kaçar mı? Hele de oğlum sabahleyin erkenden kalkıp dışarı çıkmaya başlarsa…

—Sen yoksa… Beni takip mi ettin?

—Hayır, ettirttim. Ama güzel bir kızmış. Onu elinden kaçırayım deme,  dediği sırada düğmeleri ilikleyip yakamı düzeltmeye başladı.

—Seni cadı. Demek beni takip ettirtiyorsun. Bunun intikamı olacak. Ama bu gün çok özel o yüzden şimdi olmaz.

—Özel olan ne? Doğum gününde değil?

—Ona onu sevdiğini söyleyeceğim

—Ne? O zaman daha güzel şeyler giymeliydin.

İşte onun bu huyunu çok seviyorum. ona her şeyi söyleyebilirm. Şimdi ki annem olsa kesinlikle beni odaya kilitlemişti. O ise nasıl gideceğime dair taktik veriyor.

—O sadeliklerden hoşlanır, diyerek yanağına bir öpücük kondurdum ve hızla kapıya yöneldim. Kapıyı kapattığımda içeriden bağırdı:

—İyi şanslar!

Umarım iyi bir şans olur mutluluk perim.

Deniz'in Yıldız'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin