Gün her zamanki sıcaklığını sunuyordu. Denizi gören küçük ahşap dağ evi daha bir sıcaktı sanki. Deniz her şeyi düşünmüştü. Küçük pencerenin hemen yanına güzel bir masa hazırlamış ve yanına iki sandalye koymuştu, vazgeçilmez olan mumları da… Diğer köşede gramofondan çıkan kulakları okşayan tatlı keman sesi. Etraf denizyıldızlarıyla süslenmişti. Duvarlarda birbiriyle el ele tutuşmuş olan her yıldızda Deniz’in Yıldız ile ilgili hisleri yazılıydı. Çok fazla süslememişti burayı. Çünkü Yıldız sadelikten hoşlanırdı. Gösterişi sevse burayı harika bir yere çevirirdi. İçi hiç rahat değildi. Acaba daha çok şey mi koysaydı? Yıldız’a bir kolye ve yüzük almıştı. Şimdi tek kalan şey Yıldız’dı. Onu beklemek. Ve gelince harika bir şekilde ağırlamak.
Bu hayaller içerisinde denizi seyrediyordu. Gelecek ve mutlu olacaktı. Ona rüyalarındaki günü yaşatacaktı.
Sabah saat 10’dan beri bekliyordu. Şimdiyse saat 22 olmuştu. İşte tam vaktiydi. Ya gelecek ya da… Her neyse sonuçta onu saat 12’ye kadar bekleyecekti. Esas beklemesi gereken saatti şu an. Gelecekti inanıyordu.
Gelecekti, gelecekti, gelecekti. Saat 23’e vurduğunda hayalleri değişmeye başladı. Gelmeyecekti. Ama hemen yargılamaması gerekirdi. Belki de bir işi çıkmıştı. Belki de başına bir şey gelmişti. Ne gelmişti? Hastalanmış mıydı? Yoksa kaza mı geçirmişti? Saat 23.50’de hayallerinin hepsinin kocaman yalnızlığına düştüğünü düşünmeye başladı. Evet, başına bir şey gelmemişti. Sadece gelmeyecekti. Deniz’i sevmiyordu. Kalbini açtığı tek kız da onu bırakıp gitmişti. Canı neden acıyordu ki? Sadece birkaç saat acır sonra geçerdi belki de.
Saat 12’de gözünden birkaç damla yaş aktı. Külkedisi kaçmıştı. Arabası balkabağına, atları fareye dönüşmüştü. Ayağa kalktı ve masayı devirdi. Bütün bu şeyler işe yaramazdı artık. Denizyıldızlarını bir sepete topladı ve kendini dışarı attı. Biraz hava alsa iyi olacaktı. Bu neden bu kadar acıydı? Ama onu kimsenin sevmemesi değil, Yıldızın onu sevmemesi acıtıyordu. Neden? Yıldız onun yıllardır sakladığı kalbini ortaya çıkarmış sonrada attığı denizyıldızları gibi denize fırlatmıştı. Hızla denizyıldızlarını denize fırlatmaya başladı. Hepsinde ayrı bir düşünce, ayrı bir his, ayrı bir duygu vardı. Bunları atarken eğlenceli olmalıydı değil mi? Ne diyordu Yıldız? Hepsinin yaşamını düşleyecekti. Böylece Yıldız’ın hayatını düşledi. Birinde bir mafya olduğunda, birinde ise bir fakirdi. Belki de aile kızıydı. Hiçbiri umurunda değildi artık. Yıldız ne olursa olsun artık onun için yoktu. Her attığı yıldız bir gözyaşı alıp, götürüyordu. Gramofon da çalan sıcak keman sesi denizle birlikte yükselip alçalıyordu. En son, aldığı üzerinde denizyıldızı olan yüzüğü attı. Daha sonra eline kolye geldi. Kolyeyi aldı ve baktı. Üzerinde el yazısıyla ”Deniz’in Yıldız’ı” yazıyordu. Ona baktı ve gözleri doldu. Bir damla yaş koptuğunda onu da attı ve koşarak arabasına binip, gitti.
Yıldız ise onu izliyor ve ağlıyordu. Oraya gitmek için elinden gelen her şeyi verirdi ama yapamazdı. Onun sonu masallarda bile mutlu değildi. Deniz’in attığı denizyıldızlarını toplamaya başladı. Yüzüğü buldu sonrada. Hıçkırıklar içinde boğulurken kolyeyi gördü. Kuma gömüldüğü için yalnızca “Deniz” okunuyordu. Onu almaya da hakkı yoktu. Asla o sözcüğü tamamlayamazdı. Bitmişti. Ona kalbini açan adamı da kaybetmişti.
Ertesi gün tekrar sahile geldi Yıldız. Deniz’i bekledi. Bekledi ve bekledi gün batıncaya hatta gün battıktan sonrada. Ama biliyordu. Onu sonsuza kadar kaybetmişti. O günden sonra Deniz hiç sahile inmedi. Yıldızsa her gün gelip Deniz’in gelip gelmediğini kontrol ediyordu. Gelmediğini görünce de yıldızları atıp uzaklaşıyordu. Deniz’in ondan nefret ettiğini düşünüyordu. Asla kimse de onu sevmeyecekti. Onu seven tek insanı kaybetmişti. Geri kazanmak için hala geç değildi. Ona kendini affettirmeliydi. Ona sırrını söylese belki onu hala severdi, belki de ondan ya korkar ya da iğrenerek vazgeçerdi. Ama en azından şansını denemeliydi. Ona bu kadar acı vermeye hakkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'in Yıldız'ı
AdventureSahilde gördüğü saçma bir iş yaptığını düşündüğü kız onu kaybolduğu yalnızlığından kurtarıp, hayatını değiştirip ve kendine aşık ederse genç adamın hali ne olacak? Hele ki birde kızın sakladığı büyük ve anlatılması zor bir sırrı varsa...