3.Bölüm

75 16 2
                                    

Yeni bir okul günü.Sabahtan olan rutin bir hazırlık sonrası evden çıkmıştık.Bugün havalar biraz soğuduğunu hissetmiştim. Hafiften esen az rüzgar soğuk havaya eşlik ediyordu. Artık yaz havası geçmeye başladı,sonbahar havası kendini belli etmeye başlamıştı. Ailem babamın iş ortağı olan Mike'nin bu akşam yemeğimize katılacağını söyledi. Tabi bu sefer karısıyla geleceğini ve onu sizlerle tanıştırmaktan memnun olacağını söyledi. Hem bu durumdan rahatsız olduğum söylenmez aksine Mike'nin o tatlı ve esprili sohbetini özledim diyebilirim. Hayret,okulumuza geldiğimde kapıda Matt'ı görebilmiş değilim. Hayır Matt'ı kafaya takmadım,sadece yani ne bileyim biraz tuhaf bir durum, sanırım böyle durumlara alıştığım için belki de kafamın içindeki küçük bir odacığında kendine yer edinmiş olduğunu düşündüm. Hoşlandığın için olabilir mi demeyin,öyle birşey yok,hoşlanmak bu kadar basit olmamalı.. Sınıfa girdiğimde Sarah ve Matt yoktu derken arkamdan hızlı adımlarla gelen Matt peşimden o da sınıfa girmişti ;

''Günaydın Clarissa'' dedi her zaman ki gibi gülümseyen bir suratıyla.

''Günaydın'' dedim ve ilk defa soğuk davranmaksızın söylemiştim.

Zaman biraz ilerledikçe içimdeki merak artıyordu. Nerede kaldı ki Sarah? Umarım başına birşey gelmemiştir. Daha okulun açılmasına 3 gün olmuşken ona bu kadar çok bağlanmıştım - ki hareketlerimden anlaşılmış olması gerek. Eski okulumda bile bu kadar samimi olduğum biri yoktu. Herşey çok farklıydı. Sadece arkadaş diyebileceğim kişiler vardı. Sarah ise çok farklıydı benim için. Beni mutlu ediyordu onunla birlikte olmak, vakit geçirmek... Onun hayatı bambaşkaydı. Yoksul biri olsa da güçlü durmayı çok biliyordu. Her şeye rağmen acılarını es geçerek tatlı yüzündeki gülücükleri eksik etmiyordu. Onun tatlı yüzünü üzmeye bile kıyamazsınız. O kadar içtenlikle gülümsüyor ki ve o kadar samimi geliyor ki iyi ki tanışmışız diyorum. Onca acılara rağmen yine de gülebilmek? Sadece sevgi ister. Ders başladığından aradan pek zaman geçmeden Sarah sınıfa gelir. Bu sefer dünkü gibi sinirli ve kötü değildi,yüzünde neşelik vardı. Onu böyle görmek içimi rahatlatmıştı.

''Günaydın Clarissa'' dedi tatlı bir gülüşüyle.

''Günaydın'' dedim ''Merak ettim seni,biliyorsun...''

''Yok yok birşey olmadı. Sadece hazırlanmak biraz zaman aldı. Kahvaltı, makyaj derken saatin kaç olduğuna bile bakmamıştım, o yüzden biraz gecikmek zorunda kaldım.''

Anladım dermiş gibi bakış atmıştım gülümseyerek. 1 saat süren ders bana uykusuzluk üzerine yorgun hali bırakmıştı. Dersler konusunda başarılı olduğum söylenebilir. Ailem bana ayarlarını özel öğretmenler sayesinde derslerimi geliştirmiştim. Küçüklüğümden beri olan matematik aşkım vardı.Sayılarla mücadele etmeyi seviyorum. Yaptığım her işlem satranç gibiydi sanki. Doğru hareket ve sonuç bulmak...Ayrıca müziğe olan tutkum da var desem yeridir. Hep piano çalmayı öğrenmek istemiştim. Pianodan çıkan o huzur kokan seslere kapılıp başka bir dünyada bulmak... Tarif edilemez bir duyguydu benim için.

''Sarah'' dedim ''Burada müzik kulübü aktivesi var mı? Katılmayı düşünüyorum da..''

"Vay vay demek müziği seviyorsun'' dedi şaşkın bir gülüşüyle. ''Olması gerekiyor.İstersen bakalım panodaki afişlere,orada bulunması gerekiyor.''

Tam da istediğimi bulmuştum.Beni mutlu etmişti. Panoda afişte yazılan;

"Okulumuzun öğrencilerin dikkatine ; Okulumuzun müzik kulübüne katılmak  ve müzik konusunda eğitim almak isteyenler için Müzik sınıfındaki masanın üzerinde bulunan kağıda isminizi ve imzanızı atmanız için yeterli 1 hafta süreniz var."

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin