Olay yerindeki incelemeler bitmiş ben dahil ekipteki herkes mesai saatine kadar evlerine dönmüştü. Ancak bir sorun vardı ki şerifin o pis sırıtışını aklımdan çıkaramıyordum. Ertesi sabah karakola gittiğimde ise masasımın üzerinde bir kağıt parçası bulmuştum bu kağıt bir düğün davetiyesiydi ve bana gelmişti. Şaşırmıştım çünkü kasabada kimseyi tanımıyordum. O sırada şerif geldi ve herşeyi anlattı. Bu davetiye kasabanın en zengin adamının kızının davetiyesiymiş ve adam beni tanımak istediği için davetiye göndermiş bla bla bla. Düğüne gitmeyi istemiyordum ama şerif o kadar zorluyordu ki artık dayanamadım ve kabul ettim.
Cinayetsiz vakasız bir iş gününün ardından düğün için hazırlanmak üzere otele gittim. Açıkçası düğün hiç umurumda değildi bu yüzden elime geçen ilk şeyi giydim ve şerifle beraber düğünün yolunu tuttum. Tüm o olanlardan sonra şeriften oldukça çekiniyordum ve yol boyu sessiz kalmayk tercih ediyordum. Ancak bu sırada şerif bana inat konuşmaya başladı;
"Benden çekindiğini ve korktuğunu biliyorum Alison. Başkalarına karşı bunu saklamada iyi bir oyuncu olabilirsin ama senin gibi kaç tanesini gördüm bir bilsen."
"Sizden neden korkacakmışımki Bay Mosby. Bunu gerektirecek bir durum görmüyorum ve açık söylemek gerekirse çok iyi bir dedektif olduğumu biliyorsunuz dolayısıyla benimde sizin gibilerden çok gördüğümü bilmeniz gerekirdi. Ayrıca ne yapmaya çalıştığınızın gayette farkındayım bunu sıradan bir kadına karşı kullanmanız sizi zeki yapabilirdi ama bana karşı kullanmanız tam bir aptallıktı." dedim iğneleyici bir tonla. Bu kadar şüpheden sonra şerifi boş bırakamazdım bundan sonra sürekli gözüm onun üstünde olacaktı.
Bu sırada düğünün olduğu yere gelmiştik bile. Herşey oldukça gösterişliydi. Ee ne de olsa kasabanın en zengin adamı öyle değil mi? Ayrıntılara fazla takılmamaya çalışarak şerifle beraber bize ayrılan yere oturdum. Her ne kadar etrafı inceliyormuş gibi yapsamda aslında gözüm hep şerifin üstündeydi ki bundan sonra hep de öyle olacaktı...
Uzun bir süre gelinle damadı beklemiştik ama ne gelen vardı ne giden. E hal böyle olunca da ben dahil herkes sıkılmaya başlamıştı. Tam sıkıntıdan bayılmak üzereydim ki duyduğum çığlıkla aniden kendime geldim. Bağıran gelinin annesiydi ve ses gelinin odasından geliyordu. Şerifle beraber koşarak yanına gittiğimizde gelini bir sandalyeye bağlanmış ve kafası palayla kesilmiş bir şekilde bulmuştuk. Gerçekten dehşet vericiydi kim düğün gününde, yani hayatının en mutlu günlerinden birinde lanet bir cinayete kurban gitmek ister ki? Gelinin kesilmiş başını daha yakından baktığımda bunun geçen sefer karakola elinde o kağıtla gelen kız olduğunu gördüm. Şok olmuş bir şekilde bakışlarımı şerife çevirdiğimde bu defa bana küçümseyici gözlerle bakarak sırıtıyordu. Aman tanrım! Bu olabilirmiydi gerçekten? Yoksa bu kadını ölürken izlemek isteyen kişi şerifmiydi? Ona anlattığımda çok şaşırmamıştı zaten, sanki biliyor gibiydi. İyi ama düğünde olduğumuz tüm zaman boyunca şerifle beraberdim ve masadan bir dakika bile olsun ayrılmamıştı. Bir insan aynı anda iki yerde olamayacağına göre ya bu cinayetleri işleyen bir çete var ve şerif bu çetenin içinde ya da şerifin çevirdiği başka şeyler var . Ancak her ne olursa olsun neler çevirdiğini bulacağım Bay Mosby...
Not: Bilmeyenler için: Pala sivri uçlu, tek ağızlı ağız kısmı enli yapıda, kabzasından ortasına doğru genişleyen ve sonra ucuna doğru daralan, hafif kıvrık, kalın, kısa ve ağır namluya sahip bir tür kılıçtır.
![](https://img.wattpad.com/cover/12310188-288-k689888.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesetten Eşyalar
HorrorHenüz 12 yaşındaki bir çocuk babasının annesini öldürdüğüne tanık olursa ne olur? Ben söyleyeyim. Yıllardır içindeki nefreti bastıran Edward akıl almaz bir katile dönüşür ve Cesetten kendi evine eşyalar yapar. Peki ya sonrasında?..