Bölüm 3

161 9 0
                                    

Kimseden ses çıkmadı sanki bana söylememeye yemin etmişler gibi dudakları mühürlüydü hepsinin. Ne olabilir dedim kendi kendime bana söylememeleri gereken şey ne? Belkide zevkine tutuyorlardır beni burada oda olabilir. Seçenekleri açık tutmakta fayda var sonuçta nasıl biriyle karşı karşıya olduğumu bilmiyorum. Karşımda duran üç kişiye baktım Eymen ve Ayaz bana bakmamakta ısrar ediyorlardı. Onların aksine Çağrı direk olarak gözlerime bakıyordu ve bakışları beni çok rahatsız etti açıkçası. Sonunda pes edip gözlerimi ondan kaçırdım.

Hiçbir şey söylemeden merdivenlere yönelip eve ilk geldiğimde -ki bunun üzerinden en fazla 5-6 saat geçmiştir- getirildiğim odaya girdim. Üzerimdeki kazağı çıkarıp yatağın üzerine fırlattım. Kıyafetlerimi kuruması için koyduğum yerden alıp ne durumda olduklarına baktım. Hala nemliydiler.

Umursamadan bodymi ve hırkamı üzerime geçirdim. Yatağın ucuna oturup ellerime bakmaya başladım. Tenim sanki bir ölününki gibi şeffaf bir beyazlıktaydı ve biraz morumsuydu sanki. Acaba Eymen haklı mıdır ? Kansızlıktan falan mı kaynaklı bu?

Ben neden bu kadar çok düşünüyorum bunu ya şuan son derdin o olsun Eslem. Sıkıntıyla iç geçirdim.

O zarfta ne yazdığını merak ettim bir an. Her şey onun yüzünden başlamıştı belkide. Ne yazmıştı babam o zarfa ?

"Neden kazağı çıkardın?" arkamdan gelen soğuk sesle irkildim. Bakışlarımı ona çevirip uzun bir süre sadece ona baktım. Ne ara geldi bu buraya?

"Sana bir soru sordum" kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

İstediğin kadar sinirlen cevap vermemekte kararlıyım. Ağzımı bile açmadan bakışlarımı başka yöne sabitledim.

Bana birkaç adım yaklaştı ve kolumdan tutup ayağa kaldırdı " Konuş." sesi sinirliydi.

Öfkeyle bakan gözlerimi ona diktim "Sen bana cevap vermeyince bişey olmuyorda ben sana cevap vermeyince mi olay oluyor?" kolumu elinden kurtarıp çektim "Sen bana doğru düzgün bir cevap verene kadar bende sana cevap vermiyorum."

Alayla gülümsedi "Konuşmaman işime gelir aslında, en azından kafa ütülemezsin"

Sinirle bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ama sonra tekrar kapadım. Yatağa oturdum.

"Üzerindekiler nemli hala , neden tekrar giydin?" ifadesiz bir sesle sormuştu.

Cevap vermedim.

İç geçirerek yatağın üzerine attığım kazağı aldı ve yanıma geldi "Giy" kazağı uzattı ama almadım. Ona neydi ki . İstersem burda hastalıktan geberir giderdim.

"Sinirlendirme beni ve giy şunu. Bir lafı on defa söylemekten nefret ediyorum." bıkkın bir şekilde devam etti "Kendin giymezsen ben giydiririm."

Şaşkınlıkla ona baktığımda yüzü ifadesizdi her zamanki gibi. Arsız pislik.

Hışımla elinden kazağı alıp ona sinirle baktım.

"Güzel ,onu giy ve aşağı gel , yemek ye" kapıya doğru ilerledi "Ve bu arada" kapıyı kapatmadan önce bana döndü "Bazı kurallarım var. Aşağıda konuşuruz" ve ardından kapıyı kapatıp gitti.

Kendimi tutamayarak arkasından dil çıkardım. Ne zırvalıcak acaba? Üzerime tekrar kazağı geçirip aşağı indim.

Çağrı koltukta oturmuş televizyonda kanalları geziyordu.

"Dur! Bu güzel kalsın." Eymen'nin sözleriyle Çağrı kumandayı kenara koydu. Bakışlarımız birleştiğinde yanına ilerliyordum.

"Ne konuşucaz?" dediğimde Eymen'le Ayaz da bana döndü. İkisine aldırmadan Çağrı'ya diktim gözlerimi.

DESTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin