Elindeki kılıçları düşürdüm. O da silahını çıkardı ateş edeceği sırada Murat önüme geçti ve vuruldu. Murat'ı hemen hastaneye götürdük. Ameliyathanenin kapısında beklerken kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki...
Neyse ki Murat sapasağlam çıktı ameliyattan. Kendimi ona karşı borçlu hissettiğim için iyileşme sürecinde yanında olmak istedim. O bir an önce iyileşsin diye öyle şeyler yaptım ki...
Bir ihtiyacı var mı diye odasına girdim. Uyuyordu.
Üstünü örtecekken:
- Sevgilim. N'olur bırakma beni. Gitme
- Murat
- N'olur n'olur gitme
- Murat burdayım tamam
- Yanımda kal n'olur. Gitme
- Gitmiyorum
- Gitme ne olur
- Murat hadi uyan
- N'olur bırakma
- Burdayım Murat
- Gitme n'olur. Hayır hayır hayır
- Uyan Murat
- Hayır hayır
- Uyan uyan
- Hayır hayır
- Murat
- Hayır hayır hayır
- Murat uyan
- Hayır!
Uyandığı anda göz göze geldik.
Bir süre bakıştıktan sonra Murat yüzünü çevirdi:
- N'oluyor? Ne işin var yatağımda?
- Sen kabus görüyordun. Sayıklıyordun.
- Kabus mu? Ya bırak bu işleri ya uykundan istifade edip seni öpücektim demiyor da.
- Ne öpmesi be? Manyak mısın sen?
- Çabuk çık odamdan
- Sana insanlık yapanda suç
- Hadi. Orjinal manyak ya
Murat'ı evden çıkmaması konusunda tembih ettikten sonra coffeye gittim. Melhayat Nurhayat ve Melis konuşurlarken duydum. Murat şu güzellik salonunun sahibini kurtarmış. Sonra da coffeye geldi. Melis Nurhayat ve Melhayat'ı götürdü:
- Oturabilir miyim?
- Nerdesin sen? Polisçilik mi oynuyorsun?
- Polisçilik?
- Güzellik salonun sahibini kurtarmışsın
- Kıskandın mı sen? Kıskandın sen. Boşuna inkar etme kızım bana sırılsıklam aşıksın.