Olamaz! Bu peşimdeki komser. Burada ne işi var bunun. Yoksa benim kim olduğumu mu anladı. Yok daha neler...
İyi de niye bana uyuz bakıyor ki? Yoksa benden şüpheleniyor mu?
- Ne bakıyorsun ya?
- Neyine bakcam senin ya
Yılmaz geldi ve tanıştık. Sonra da yemeğe geçtik. Murat " Ben bir lavaboya gidiyim" dedi ve gitti. Ben de yemeğimi bitirmiştim. Müsaade isteyip yukarı çıktım. Odaya girdiğimde ise Muratla karşılaştım:
- N'apıyorsun?
- Sifonu çektim
- Odamda n'apıyorsun?
- Şey ben lavabo arıyordum da yanlışlıkla girdim odana
- Ha lavabo arıyordun. Çocuk mu kandırıyorsun sen ya kim var senin karşında? Çabuk çık odamdan
- Tamam çıkıcaz yemedik odanı
- Çabuk çık
- Tamam
- Hadi!
Niye girdi ki şimdi bu benim odama? Yoksa benim Maskeli Kız olduğumdan mı şüphelendi? Yok ya. Şüphelenseydi çoktan tutuklardı beni.
Herkes Hicabi'nin vaazını dinlemeye gitti. Evde Murat ve ben kaldık. Bize de " Beraber gelin" dediler:
- Ben bi üstümü değiştireyim.
- Ha bi zahmet değiştir yoksa çarpılcaz camide.
- Şimdi ben sana bir tane çarparım.
Gittim üstümü değiştirdim geldim. " Hadi gidelim" dedim bana bakıp duruyordu:
- Ne oldu? Çok mu beğendin?
- Sanki eksik bir şey var
- Ne eksik abdestimi bile aldım
- Eşarbın nerde?
- Ee tabi namazda gözü olmayanın kulağı ezanda olmazmış derler.
- Arkamdan konuşma
Eşarbı aldım ve aşağı indim:
- Tamam mı? Oldu mu?
- Tamam oldu. Da dövseydin bari
- Merak etme yakında onuda yapıcam
Daha fazla oyalanmadan camiye gittik. Yarım saat falan sürdü.
Bir haber aldım:
Ejder bu akşam Eminönü Tarihi Çarşısında olacakmış.
Kostümümü giydim motorumu kullandım ve oraya vardım. İlk iş olarak kapıdaki korumaları devirdim. Ejder'i kovalarken karşıma bir adam çıktı. Üzerinde Türk Bayrağı olan bir t-shirt vardı:
- Sen de kimsin? Konuşsana be adam
Cevap vermedi zaten Ejder'i de kaçırdım. Polisler de geldi ben de yakalanmadan eve gittim. Yarın Melis'in nişanı var. Dinlenmem lazım
Sabah uyandığımda Azmi Bey bana bir cafe ayarlamıştı. Orayı açmaya gittim. Artık Melis Nurhayat Melhayat ve ben orada çalışacağız. Kafede işim bitince nişana gittim. Murat sürekli bana bakıyordu. Artık dayanamadım:
- Sen bana mı bakıyorsun?
- Ne bakıcam sana ya
- Beni dansa kaldırmayı falan düşünmüyorsun değil mi?
- Seni? Dansa?
- Gerçi dans etmeyi bildiğini de sanmıyorum.
- Bence sen kendini dansa kaldırmaya çalışıyorsun fakat işim olmaz. Çünkü tipim değilsin
- Hay senin tipine
Yılmaz geldi:
- Zeynep Hanım benimle dans eder misiniz?
- Burada dans etmeyi bilen bir erkeğin olması ne kadar güzel
Sırf Murat kıskansın diye Yılmazla dans ettim. Müzik bitince yerlerimize dağıldık. Azmi Bey Murat'ı kolundan tutup yanıma getirdi:
Azmi Bey: Hadi bakalım dans edin
- Yok ben dans etmiyim ya. Çok yorgunum canım da istemiyor
Azmi Bey: Ayıp oluyor oğlum ayıp oluyor
- Azmi Bey lütfen ısrar etmeyin. Belli ki Murat Komser bilmiyor dans etmesini. Rezil olmaktan korkuyor. Gitmeyin üstüne
- Ben dans etmesini bilenlerle dans ederim hanfendi
- Kör müsün? Az önce ne kadar güzel dans ettim. Görmedin mi?
- Sen ona dans mı diyosun?
- Bırak bu ayakları komser. Hayır belli ki bilmiyosun dans etmesini. Git yazılı bir kursta öğren öyle gel.
- Göstercem ben sana şimdi kim dans etmeyi biliyor
- Hoop! Bırak o kolu kötü olur
Beni sürükleye sürükleye dans pistine çıkardı:
- Şimdi dans edicez sen de o çeneni kapatacaksın
- Bak kendimi zor tutuyorum şansını fazla zorlama
- Konuşma da dans et
- Ya çeksene elini
- Nereye koyayım elimi. Ahh! Yavaş ayağıma bastın.
- Ayağımın altından çekil o zaman
- Ya döncek misin?
- Döndüremiyorsun
- Dansı erkek partner yönlendirir
- Bir erkek partner olsa da yönlendirse
- Ya sendeki bu uyuzluk genetik mi?
- Maşallah ya ne kadar tatlısın sen de
Kendime inanamıyorum! Şu an beni her yerde arayan kim olduğumu bilse beni hemen hapse tıkıcak adamla dans ediyorum.
Dans ederken Murat " Afedersin" dedi ve gitti. Kara Kemal geldi ve Melis'i kaçırdı. Ben de kostümümü giydim ve Melis'i kurtardım. Ama Murat Komser yine peşime takıldı. Sonunda izimi kaybettirmeyi başardım. Eve gidip yattım. Bir sesler duyunca kalktım. Murat karşımdaydı. İnanmıyorum odama girmiş olamaz her şeyi anlayacak kostümüm dolapta. Ne yapacağımı biliyorum.