BÖLÜM 7

29 5 0
                                    

Multi: Esra'nın giydikleri

RÜYA

Neredeyse bir saattir veterinerden haber bekliyorum. Minik köpeği getirdiğimde durumunun çok kötü olduğunu söylemişlerdi ve sonuç 1 saattir içeriden gelecek iyi haberi bekliyorum.

Kim bunu yapmış olabilirki hangi vicdansız veya vicdansızlar böyle bir canilik yapabilir anlamıyorum. Küçücük köpeğin ne zararı olabilirki insanlara aklım almıyor of off...

Yüzümü ellerimle sıvazlayıp oturduğum yerden kalktım hem çok geç olmuştu yurda gitmeliydim ama o yavrunun iyi olmaduğunu duyuncaya kadar da gitmek istemiyorum.

Muayene odasının kapısını çalmam ile açılması bir oldu. Saçları kırlaşmaya başlamış 40 larının sonundaki doktor yüzündeki küçük tebessümle bana bakıyordu. Ben köpeğin durumunu soracakken benden önce lafa atladı.

"Köpeği getiren siz miydiniz"
Elimle önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

" Evet durumu nasıl iyileşecek mi " diye heyecanla sordum. Doktor sağ elini omzuma atıp.
" Merak etme kızım o gayet iyi eğer bir gün daha öyle kalsaydı belki de çoktan ölmüş olacaktı."

Birden yüzüm asıldı eğer yetişmeseydim o tatlı yavru ölecek miydi? Allahım sen sokaktaki diğer hayvanlara yardım et.

Düşüncelerimden sıyrılıp tekrar doktora döndüm.
"Peki şimdi alabilir miyim?" diye sordum. Umut dolu gözlerle doktora bakıyordum.

"Malesef bu akşam burada kontrolümüz altında kalmalı yarınsa bakacağız artık"
Teşekkür edip
Kafamı sallamakla yetindim. Doktorda yanımdan ayrılıp arkamdaki odasına girdi.

Benimse şimdilik yapacağım bir şey kalmadı. Yarın tekrar gelip görebilirdim, hem ayrıca şu burs işinide düşünmem gerekiyordu.

'Allahım sana isyan etmiyorum ama neden herşey üst üste gelmek zorundaki' ayyyhh iyice delirdim bende çantamdan telefonumu çıkarıp saate baktım. Yuhh hangi ara saat yedi oldu. Hemen yurda gitmeliydim.

Yanımda taksiye verecek kadar parada kalmamıştı. Otobüse binecektim artık... Hem bundan sonra taksiyle gidip gelme gibi bir lüksümde olmayacaktı. Elimdeki parayı idareli kullanmalıyım.

Gelirken burasının yakınında gördüğüm durağa doğru ilerledim. Durağa geldiğimde neredeyse duracak yer yoktu. Geçen 3. Otobüsten sonra hem duraktakiler azalmış hemde bineceğim otobüs gelmişti. Kapıların açılmasıyla herkes sıkış tıkış binmeye çalıştı. En sonunda bende binebildiğimde otobüs hareket etmeye başladı. Oturaklar dolu olduğu için mecburen ayakta duruyordum. Çevremde erkekler çoğunluktaydı ve bir kaçının gözlerini üzerimde hissediyor gibiydim. Üzerime bakınca sabah giydiğim jean pantolon ve yarım kol bady vardı. Hoş bazıları için çarşaf giysen bile aynı halt birşey kâr etmez.

15 dk nın ardından inmem gereken durağa gelince inip rahat bir oh çektim. Çevreme bakına bakına yürüyordum çünkü karanlık iyice bastırmıştı bulunduğum yerin nasıl  bir semt olduğunu bilmediğim için haliyle biraz tedirgindim tamam lüks bir yerdeydi ama lüks yerlerdede sapık olmayacak diye bir şey yoktu.

Ben böyle kendi beynimde kurup düşünürken telefonum çaldı hemen karman çorman olan çantamdan telefonumu bulup zafer kazanmışçasına havaya kaldırdım daha sonra yaptığım saçmalığın farkına varıp elimi hemen indirdim etrafıma bakındım kimse var mı diye Allahtan yoktu yoksa rezil olacaktım.

Kimin aradığına baktım arayan Liyaydı...

"Efendim Liyacım"
"Sonunda Rüya neredesin Allah aşkına aramadın sabahtan beri nasıl merak ettik haberin var mı saat kaç oldu sen hala..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 08, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SENDEN bAŞKaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin