Sıradaki yer bir mağaraydı. Aslında bu mağara de bir hikayesi var. O da şöyle :
Yıllar önce bir büyücü geçimini büyü yaparak sağlarmış. Bir süre sonra yaptığı büyüklerden dolayı toplum tarafından dışlanmış. Dışlanmış derken halk onun marketlerden alışveriş yapmasına hatta yolda yürümesine bile izin vermemişler. Büyücünün bir kız kardeşi de varmış. Büyücünün kardeşine de aynı şekilde davranmaya başlayan halkın zulmüne dayanamayan büyücü kız kardeşini de alıp bir mağaraya sığınmış. Bir süre sonra büyücünün kız kardeşi cinnet geçirip intihar etmiş ve bundan bir süre sonra aynı şekilde büyücü de intihar etmiş. Cinnet geçirerek...
Hikaye böyleydi. Bu hikayeyi şuanda hayatta olan büyücünün yaşayan tek akrabası olan bir kişiden öğrenmiştik. Bu sefer yolumuz çok da uzun değildi. Çok fazla yürümeden mağaraya ulaşmıştık. Ama mağara ormanın en ıssız bir bölgesinde olduğu için biraz gerilmiştik bile. Eğer içerde kalırsak ve tekrar yukarı çıkamazsak bizi bulmaları için mağaranın hemen yanına meşale yakıp iyice toprağa soktuk. Sonra ise sıra mağaranın içine girmekte idi. Önce kuzenim sonra ben aşağıya indik. Mağaranın girişi oldukça dar ve kaygandı. Artık mağaranın içindeydik. Biraz daha derine inmek isterken birden ayağımıza bir taş gibi birşey çarptı. Önce ne olduğunu anlamadık. Biraz toprağın içine doğru gömülü gibiydi. Kazıp çıkarmaya çalıştık. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir tane daha bulduk ve ne olduğunu anlamıştık. Bunlar kemikti... Daha neye ait olduğunu anlamadan arkamizi döndüğümüz anda önümüzden ruh biçiminde insana benzer bir varlık hızlı bir biçimde geçti. Hemen onun ardından mağaranın girişine biraz uzaklıkta bulunan bizim yaptığımız meşale aşağıya düştü. Aslında düştü değilde sanki birisi kasıtlı olarak aşağıya fırlatmıştı. Biz bir anki korku ile ateşin sönmesini bekledik. Tam söndü derken koşmaya başladık ama bir anda alevler yükselmeye başladı ve aniden söndü. Çok korkmuştuk. Bir an önce oradan çıkmak istedik. Ben önden çıktım. Benim arkamdan da kuzenim yukarı çıkmaya başladı.
Kuzenim mağaranın ağzından çıkacakken tekrar mağaranın içine düştü. Derinliği çokta yüksek olamadığı için sakatlanmamıştı ama mağaradan çıktığında yüzü bembeyaz olmuştu. Korktuğu her halinden belliydi. Kuzenim de mağaradan çıktığında bütün eşyalarımızı toplayıp eve doğru yol aldık. Eve vardığımızda kuzenime neden mağaradan çıkarken tekrar geri düştüğünü sorduğumda bana verdiği cevap şuydu : " Ayağım kaydı demek isterdim ama sanki ayağımdan biri beni tutup çekti. " dediğinde şok olmuştum. Bu olanlara bir anlam vermeye çalışırken sonunda her şeyi anlamıştım. Birşey bizim oradan çıkmamızı istemiyordu ve bunu engellemeye çalıştı. Bunu başaramayınca aramızdan birine zarar vermeye ve onu ele geçirmeye çalıştı. Ama yine başaramamıştı.( Bu hikaye de tamamen uydurmadır. )
( Kemiklerin neye ait olduğu bir sonraki bölümde... )
( Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın lütfen 😐...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...GeriliM...
Mystery / ThrillerGerilmeye Hazır Olun ... 😉😉 Gerçekten güzel olacağına inanabilirsiniz. Sanki siz yaşıyor gibi olacak. 😁😁 ( Bu hikayeler gerçek değildir. Ben kendim aklımdan uydurarak yazıyorum. İyi okumalar. 😱😱)