twenty two

7.6K 799 156
                                    

"Geldik bay Jeon."

Kolunda hissettiği acıyla gözlerini açtı Jungkook. Uyanamadığı için koruması onu cimciklemişti.

Etrafın netleştiğini fark ettiği gibi kalbi hızlandı Jungkook'un. Acaba şu an Jimin burada mıydı? Belki de çoktan gelmiş ve onu bekliyordur. Çok beklemiş midir?

Ya da gelmemiştir.

Vazgeçmişte olabilir, değil mi?

Telefonun ön kamerasını açıp kendine baktı Jungkook. Bozulmuş saçına şekil vermeye çalıştıktan sonra yerinden kalkıp araban indi.

Burası gerçekten huzur veren bir yerdi.

Kimsenin bulamayacağı kadar ıssız ve,
cennet kadar güzeldi.
belki de cennetti;
ikisinin cenneti.
gizli yerleri.

Arabadan indikten sonra arkasını döndüğünde çoktan biraz önce içinde olduğu arabanın hareket ettiğini gördü Jungkook. Burada yalnız kalmaları için her şey düşünülmüştü. Eğer koruma gidiyorsa,

Bu, Jimin burada demekti, değil mi?

Gözlerini boş arazide gezdirdi Jungkook. Kamp için ideal bir dağın tepesindelerdi. Çam ağaçlarının sarıp sarmaladığı, kuş seslerinin hâkimiyeti altında olan bu yer...

Bundan tam altı yıl önce Jungkook'un duygularını fark ettiği yerdi.

| flashback

"Ah, yorgunluktan öleceğim."

Gülümseyerek, kendini yere bırakan minik bedeni inceledi Jungkook. Siyah saçları ve tombik yüzüyle tatlı görünüyordu minik beden.

"Sen yatmaya devam et, ben de o sırada çadırı kurarım."

Olduğu yerde dönerek Jungkook'a baktı küçüğü. "Gerçekten mi? Kalk bana yardım et falan demeyecek misin? Yatmama izin veriyor musun?"

"Yorgun olduğun çok belli Jimin. Hem o koca göbeğinle o kadar yol yürümek sana fazla gelmiştir." kıkırdayarak karşısındakinden gelecek cevabı bekledi.

"Yah! Sensin göbek. Bir kere ben çok zayıfım, tamam mı?"

Bunu söyleyeceğini tahmin etmişti. Kendi kendine gülümseyip çadırı kurmaya devam etti büyüğü.

"Jungkookie..."

Kulaklarına gelen bitkin gelen sesle arkasını döndü Jungkook. Mutsuz görünüyordu küçüğü.

"...Gerçekten şişman mıyım?"

"Ah, ben de önemli bir şey sanmıştım." derin bir nefes alarak işine devam etti.

"Bu da önemli bir şey, Kook." hafif çıkık karnını inceledi Jimin. "Doğru söyle, şişman mıyım?"

"Değilsin, Park Jimin."

Yalan söylemiyordu Jungkook. Ona göre zayıftı küçüğü,
tatlıydı,
güzel gülümsüyordu,
ve hatta...
güzeldi?

Bu garip bir histi onun için. Fakat ona göre çok güzeldi Jimin. Kızlardan daha güzeldi. Ağladığında, kızgın olduğunda, hatta uyurken bile güzeldi küçüğü.

Kafasını ona bakan minik bedene çevirdi Jungkook. Gözleri dolmuştu miniğinin. Hemen elindekileri bir bırakıp yanına oturdu.

"Ağlıyorum deme bana."

Burnunu çekerek ona bakan kahveleri inceldi Jimin. "Ağlamıyorum ben."

"İleride herkesin kıskanacağı kadar güzel olacaksın. Öyle güzel gülümseyeceksin ki, herkesi kendine aşık bırakacaksın Park Jimin." Uzun parmaklarını, küçüğünün pamuk saçlarında gezdirdi büyüğü.

"Güzel değil Jungkook. Yakışıklı olacağım."

"Hayır, çok güzel olacaksın."

fake personHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin