#1 BÖLÜM#

28 1 0
                                    

Bi beni anlayan geceler vardı birde göz yaşlarım.

Gece şahitlik ediyordu göz yaşlarıma,
Göz yaşlarım da geceye aşık.

***
Bir el vardı saçlarımda dolaşan,usul usul okşayan, İrkildim.

Gözlerimi yavaşça açtım ve karşımda meleğimi gördüm.

Yüzüme güzel bir tebessüm kondu ve uyku mamurlu sesimle konuştum.

"Annemm."

"Yavrum."

Güldüm hep böyle yapıyordu.

"Kızım neyin var?"

Gülen yüzüm bir anda soldu bunu anneme beli etmeyerek neşeli bir sesle cevap verdim.

"Bişeyim yok ki annem. Noldu altıncı hissin mi depreşti gene."

"Su hissediyorum yavrum bişey var sende."

"Anne gene başlama nolur ya sabah sabah insan bi günaydın der."

"Eskiden sen hep gülerdin Su. Annenim ben senin hissediyorum."

"Hala gülüyorum anne hem ben acıktım Fatma abla hazırladımı kahvaltıyı?"

Annem somurtarak cevap verdi.

"Hazırladı."

Annemin tekerlikli sandalyesini çevirerek mutfağa doğru sürükledim ve annemi yerine yerleştirdim. Fatma ablaya yanağından öperek günaydın dedim.
Babamı sofra başında göremeyince ortaya soru atım.

"Babam nerde?"

Annem hemen cevap verdi.

"Bu gün çok önemli bir toplantısı varmış onun için erken çıktı."

Anladım dercesine bir kaç kelime yuvarladım dudaklarımdan tam elimi yüzümü yıkamak için banyoya gidecekken abim göründü mutfak kapısında ve büyük bir neşe ile konuştu.

"Günaydın benim dünyalar güzeli bayanlarım."

"Günaydın"

Diyerek mutfaktan çıktım ve banyoya doğru ilerledim içeri girdim,İşlerimi haletikten sonra çıktım ve Mutfağa geri dönerek sofraya oturdum.

Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra sofradan kalktım ve odama giderek üzerimi değiştirdim.

Sırt çantamın içersine birkaç gerekli eşyamı koyduktan sonra odamdan çıktım. salona giderek annemi öptüm ve neşe ile konuştum.

"Ben çıkıyorum annem. Haa bu gün okuldan sonra kızlarla birşeyler yapmayı düşünüyoruz azıcık eve geç gele bilirim haberiniz olsun"

Baştan sona yalandı.

Sırf kafa dinlemek için sahile gidecektim ve annem mutlu olsun diye arkadaşlarımla gezeceğimi söylemiştim. Cünkü artık burda arkadaş edinmemi istiyordu ve ben bunu anlıyordum.

Annem olumlu anlamda kafasını salladı ben ise zaman kaybetmeden ayakkabılarımı giyinip evden çıktım.

Kulaklıklarımı kulağıma takarak otobüs durağına doğru ilerledim ve otobüs beklemeye başladım.

Annem belki içimde kopan fırtınayı duymuyordu ama hissediyordu.

Çünkü o bir anneydi.

Otobüs gelip önümde durdu ve ben zaman kaybetmeden binerek koltuklardan birine oturdum.

Yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından okula varmıştım.

Otobüsten inerek elerimi cebime soktum ve sakin bir şekilde sınıfıma doğru ilerledim.

Yeni semtime ve yeni okulama geleli daha bir hafta olmuştu ve ben daha henüz kimseye alışamamıştım ve alışmak gibi de bir niyetim yoktu.

Çünkü insanın bulunduğu yerde ne kadar çok sevdiği olursa ordan da uzaklaşması o kadar zor oluyordu.

Yaşamıştım... Biliyordum...

Sınıfıma girdim ve kimseyi umursamadan sırama yayıldım.

Emindim ki sınıftaki tüm kızlar benim ne kadar uyuz ne kadar havalı ve ne kadar kibirli olduğumu düşünüyordu. Çünkü ben sınıfa girdiğimde bana bakarak konuşmaları bunu gösteriyordu.

Ve bu gerçekten sinirmi bozmaya başlamıştı.

Üzerimdeki deri ceketi çıkardım ve masanın üzerine yastık yaptım. Kafamı da üzerine koyarak gözlerimi kapadım.

***

Sıranın üzerinde o vaziyete ne kadar uyudum bilmiyorum ta ki biri kolumu dürtüpte beni uyandırana kadar.

Gözlerimi araladım ve aynı zamanda da kafamı kaldırdım.karşımda bulunduğumuz katın nöbetçi öğrencisi vardı ve benim uyandığımı görünce hızla konuştu.

"Su herkes konferans salonuna çıktı sen napıyosun burda?"

Uyku mamurlu sesimle cevap verdim.

"uyumuşum."

"neyse,acele et toplantının başlamasına beş dakika var. Okul müdürü; 'çok önemli gelmeyen olursa yakarım' diye bas bas bağrıyodu."

Olumlu anlamda kafamı saladım ve sıramdan kalktım üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra sınıftan çıktım ve üst katta olan konferans salonuna doğru ilerledim.

***

Of'layarak ve puf'layarak tam on dakikam geçmişti. Konferans salonuna ne gelen vardı ne giden,
Öylece boş boş oturuyorduk.

Kalkıp sınıfa gitmeye karar vermiştim ama konferans salonunun kapısından giren koca göbekli ve pala bıyıklı müdürümüz kararımı değiştirmemi sağladı.

Ben beklemeyi sürdürürken okul müdürümüz olan Mustafa hoca kürsüye çıktı ve mikrofana üç kere ses denemesi yaptıktan sonra konuşmaya başladı.

"Meraba arkadaşlar."

Herkes saçma bir alkış yaptıktan sonra Mustafa hoca konuşmayı sürdürdü.

"hepiniz sizi buraya neden topladığımı merak ediyodur. Sizi daha fazla meraklandırmadan söyleyeyim. Okulumuza yeni bir öğretmenimiz geldi,kendisi bu branşta okulumuza tahin olan ilk öğretmen. Açıkcası bu ilerleme okulumuz ve hepiniz açısından çok önemli. Aranızda piyona,gitar ve keman konusunda çok yetenekli öğencilerimiz var biliyorum,o yüzden size Toprak hocayı taktim edeyim. Yeni enstürüman hocanız."

Salonda büyük bir alkış tufanı koptu ve o göründü kürsüde.

Benim ciğerim pare pare olurken o çıktı lanet olası yere.

Herzaman yaptığımı yaptım ve sustum.

Cünkü ben hariç herkese dokundu o aşık olduğum yeşil gözleri.

*Bölüm sonu*

ACI>/\<TATLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin