-4-

195 6 4
                                    

     Hasta olucaaaağğğmmm!!! Sabah geç kalmamın sebebi yataktan kalkamamış olmamdı. Her yerim ağrıyo yaa. Klasik bir rutin ile hazırlanıp yurttan çıktım ve okula geldim. "Kanka hadi B'lere gidip kavga çıkaralım sonra temiz bi dayak yiyip geri dönelim?" Mükemmel fikrime Hatice kafasını salladı ve "tamam kanka hadi gidelim. Belki Mert görür de karışır. Ayyy! Canım eniş- ayy acıdııı" kafasına vurunca cümlesini kesmek zorunda kaldı. Kantine girip yarabandı aldım ve tırnak kenarlarım kanadığı için parmaklarıma sardım. Sol elimde baş ve yüzük parmağım, sağ elimde işaret parmağımı sarıp çöpleri attım. Ellerimin dikkat çekmesini istemediğim için ceketimi parmaklarıma kadar çektim. Mert öğretmen masasında oturmuş arkadaşlarıyla konuşuyordu. Hatice "kanka yemek yemeyip sigara alalılm hı?" Diyince ceketimi sıyırdım ve iki elimle orta parmak çektim. Ups! Mert ellerime mi baktı? Neyse...
  Kantine kızlarla gülüşerek giderken sol kolum sızlamaya basladı. Soğuk almıştır diye düşünüp umursamadım ama sızı yerini büyük bi ağrıya bıraktı ve ağrı önce omzuma ordan belime doğru indi. Sol tarafım uyuşmuş gibiydi. Olduğum yerde durunca kızlar bana baktılar 'noldu' dercesine.  Gözlerim yaşardı ve alçak bi sesle ve kızarmaya başlayan koluma bakarak "kolumu hissetmiyorum" dedim. Pek takmadıklarında sinirlenip sınıfa döndüm. Ayşe'yi görünce "kanka kolumu biraz sıksana. Hissetmiyorum aq" dedim. Hafifçe ovalamaya başladı birden parmak uçlarımdan öpünce güldüm. Bi keresinde "avuç içlerinden öpmek kadar güzeli var mı ya" demiştim sanırım hatırladı ve öpmeye çalıştı avuç içimi. Tam bu sırada Mert yanımda durup Fatma ile konuşmaya başladım Kokusu hafifçe burnuma dolunca gözlerimi kapattım bir veya iki saniyeliğine. Ayşe tekrar öpmeye çalışınca "yok öptürmem. Sevdiğim çocuğa saklı ora. Bi gün öper o" dedim. Duydu mu emin değilim ama büyük ihtimalle duymuştu. Umursamadım. Derse girdik kolumu cidden hissetmemeye başlamıştım. Aşağı  doğru bırakmıştım ve yazı yazıyordum. Yine birden giren fazlaca sızı  ile omzumdan parmaklarıma doğru uyuşukluk yavaşça ilerledi. Dişlerimi birbirine bastırdım. Hala takmamaya çalışıyordum. Elime bakınca eş zamanlı olarak Ayşe'de döndü. Ikimizde elime baktık. Çünkü elim morarmıştı. Parmaklarım koyu morken bileğime doğru kızarıyordu. Masada duran ceketimi alıp kol kısmıyla bileğimi sardım. Ders bitince morluk geçmişti fakat hala sızlıyordu. Ceketimi üzerime geçirdim ve hareket ettikçe sızlayan bileğimi tuttum. Hatice'yle bahçeye çıktık her zaman oturduğumuz kamelyada Deniz, Mert ve bikaç kişi oturuyodu. Hatice "abi kesin bilerek yapıyolar ya" diyince onayladım ve çaprazlarına denk gelen banka oturduk. Ben bağdaş kurdum. Elimi önümde duran Nurseli'ye uzatıp "ovalasana kanka" dedim. Hafifçe ovalamaya başlayınca "oy yirim ya gel öpeyim bi tane" dedim. Eğilince iki yanağınıda öptüm. Gülüşüp konuşmaya devam ettik. Nerden geldiysek en son  Nurseli'nin kolunu tutmuştum dışardan bakan biri yalnızca tuttuğumu düşünebilirdi ama ben şu an tırnaklarımi geçirmiş durumdaydım. Kaldırmadan elimi aşağı kaydırınca inleyip kurtulmaya çalıştı canım Nurseli'm. Sırıtarak yüzüne yaklaştım ve "bi dahakine dikkat edersin artık" diyip bıraktım. Sinirle elini koluma vurdu ama benim gibi tırnak geçirmişti. Kolumu açınca uzunca üç kırmızı çizgi gördüm. Psikopat bi tavırla "ebene düz kayıcam senin" diyip birden üstüne atıldım. Biraz boğuştuk. Hocaları görünce ayrıldık. Daha değişi ise sarılarak okula girmemizdi. Neredeyse herkes bize 'deli' bakışları atıyordu. O olaydan sonra pek bişey olmadı. Tabii Mert'in durmadan bana bakması hariç.  Normal bakmıyordu. Acı çeker gibi... Dün yazdıklarım ağrına gitti diyebilirim ama o sevmediğini söylemişti. Serviste camdan dışarıyı seyrederken dünki yazdıklarımı aklımdan geçirdim. (Multimedia) iç çektim ve gözlerimi kapattım. Bütün  gün her hareketimi izlemişti. Artık onu izlemekten çekinmiyordum. Baktığımı görünce bi iki saniye bakmaya devam edip bakışlarımi kaçırıyordum. Çok değişik bi  çocuktu. Fazla değişik... "Çevremdekileri tek tek kaybettim" mesajından kastım herkes onu unutmamı isterken ben ona yine açılmıştım. Çünkü içimde hala bi ümit vardı. Hala sevdiğini söylediğini hayal ediyordum...
   Durağa geldiğimizi farkedip ayağa kalktım ben daha inmeden servis hareket edince düşmemeye çalışırken bileğimi burktum ve acıyla inledim ayrıca "ebeni sikeyim şoför bey amca yaaa" diye söylendim. Berke önümde olduğu için (aynı serviste ve aynı duraktayız) duydu ve dönüp baktı. Oflayarak dikeldim ve önüme düşen saçımi üfleyerek ittim. Yurda gelince kendimi yatağa bıraktım ve uyuyakaldım.  Gece kalkmıştım sonra. Üstümü filan değişip geri yattım :) Uyku önemli sonuçta..

Bir diğer bölüme ithaf isteyen? :)
Sarım'a selamlar ;)

JİLET İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin