1.Bölüm (Her Şey Yeni Başlıyor)

6 0 0
                                    

Alnımdaki teri havluyla sildim. Sabahtan beri annem yüzünden temizlik yapıyordum. Hayır yani ev dağınık kalsa da olurdu bence. Ben yaşardım yani dağınık. Bırak dağınık kalsın ne uğraşacağım diyip elimdeki elektrik süpürgesinin sapını bıraktım. Elime telefonumu almış snapchat'a girip Salak Mert'e snap atıyordum. Yeni efektler gelmişti. Çok komik olan bir efektten Mert çekilip bana atmıştı. Fotoğrafı gördüğüm an gülme krizine girdim. Annem elektrik süpürgesinin sesi kesilince ve benim kahkahalarımın ardından hemen içeri girdi.

Annemi gördüğüm an hemen yerimde zıpladım ve hiçbirşey olmamış gibi telefonumu vazonun yanına koyup süpürmeye devam ettim. Annemin yüzünde zafer sırıtışı oluştu ve geri mutfağa döndü. Her sabah temizlik yapılırmıydı be. Bıkıp usanmıştım artık. Öfleyerek halıyı süpürdüm. Elektrikli süpürgeyi söndürdüm. Bir kaç dakika sonra Yaren aradı beni. Şaşırmıştım. Çünkü genellikle Yaren beni çaldırıp kapatırdı ve benim onu aramamı beklerdi. Cimri işte bana çekmiş. Tabi ben ne yapardım. Tabiki de annemin telefonundan arardım onu. Nerede beleş oraya yerleş demiş bir Yosun.

Yaren'in kontöründen gitsin diye hemen telefonu açtım. Tam alo diyecektim suratıma kapattı. Hayvan. Sehpanın üzerindeki anneannemin Nokia Lumia 3310 unu aldım. Gerçekten çok zengindi anneannem. Gerçekten. Yarenin numarasını tuşladım ve aradım. Açtığında direk her zaman yaptığım gibi "Lan hayvan noldu?" diye kibarca soru sordum. "Napalım yuvarlanıp gidiyoruz" "Top" "Biber" "Ne biberi lan? "Justin" dediğimde karşıdan göz devirdiğini hissettim. Çünkü Justin çarlistonuna aşıktı. Ve ne yazık ki Justin Yarenin varlığını bile bilmiyordu. "Bunu senle hesaplaşacağız bebeğim" "Buluşalım bebek" dedim. Keko tarafım bağırıyordu. Yaren normal sesine çevirdi kendini. " Kanka parka gel" "Çekirdek parası benden değil." "Geçen yine ben vermiştim parayı öküz. " " Napalım. Zengin koca bulunca söz tüm çekirdek parası benden. Hadi yine iyisin bak. İyi ki de böyle bir kankam var diye şükür etmelisin" "Evde kalırsın sen be. Ne şükür edeceğim." "Hadi hadi kapat şu telefonu. Anneanneciğimin kontörü gidiyor " " Senin gibi Yosun olmaz olsun. Denizlerde dalgalanıp kıyıya çarparsın inşallah. " " Her gün caddedeki direğe çarpıyorum zaten kıyıya çarpsam ne olur ki " dedim ve yüzüne kapattım. Şuan kesinlikle Justin Çarlistonlu yastığını ısırıyordu ve neyi ısırdığının farkına varıp kendine tokat atıyordu. Biliyorum. Çok acayip arkadaşlarım vardı.

Üstüme birşeyler giyinip evden çıktım. Koşarak parka gittim. Ve hemen bir salıncak kaptım. Yanımdaki küçük çocuk Salıncaktan beni indirmeye çalıştı. Ondan önce ben binmiştim. Bebek tarafım dışıma kaçtı ve kavga etmeye başladım. Çocuk en son ağlayarak annesinin yanına gitti. Yaren tam da o sırada geldi. Elinde çekirdek vardı. Koşarak çekirdeği elinden aldım ve geri salıncağa gittim. Az sonra çocuğun annesi yanımıza geldi. "Yaşınızdan başınızdan utanın. İnsan biraz küçük çocuklara öncelik verir." diye azarladıktan sonra gitti. Tabi Yarenle ben arkasından kadını taklit etmeyi unutmadık.

Çekirdeğimizi çıtlarken çok mutluyduk. Ta ki aklımıza en son karar verdiğimiz diyetimiz gelinceye kadar." Yaren? Biz diyetteydik galiba " " Galiba öyleydi Yosun. Neyse çekirdekten birşey olmaz ya. Kilo almayız." diyip birbirimizi avutmaya çalışıyorduk. Külliyen yalan.

Daha sonra konu okuldaki kompozisyon yarışmasına geldi. Aslında edebiyat dersi ile aram iyiydi. Hafif ve güzel ilhamlarla güzel işler çıkarabiliyordum. Yaren ne kadar katıl desede çok istemiyordum. Çünkü onca kişinin içinden kazanamayacağımı biliyordum.

"Allah aşkına katılsan bir yerin mi eksilir Yosun? Kaybedeceğin bir şey yok. Bence yeniden düşünmelisin." Yeniden düşünecektim. "Peki Yaren peki. Sen yeter ki şu çeneni kapat." Yaren sevinçle ellerini çırparken ben nasıl yazacağımı düşünüyordum.

Çekirdekler bittiğinde dudağımda kalan tuzlar dudağımı buruşturmuştu. Yüzümü ekşittim. En sevmediğim şey çekirdekten sonra dudaklarımın böyle olmasıydı. Mahallemize doğru yürüdük. Mahallemiz çok içten, sıcacık bir mahalleydi ve herkes birbirini tanırdı. Güven'di mahallemizin ismi. Herkes güvenilirdi. Mahalledeki tüm kızlar aralarında ufak yarışlar içindeydi ama ben bunları saçma buluyordum.

Güven'e gelmiştik. Kokusuna mest olduğum limon ağaçlarının önünden geçtik. Ben küçüklüğümü bu mahallede geçirmiştim. Her yerinde binlerce anım saklıydı. Binlerce hayal kırıklıklarım, binlerce mutluluklarım, binlerce özlemim herşeyim buradaydı. Buraya bağlıydım. Ve bu mahalleden önemli bir şey olmazsa kolay kolay çıkmazdım çünkü burası güvenliydi. İsmi gibi.

Yaren evimizin yan binasında oturuyordu. Yaren'in evine girdik. Evde Selma Teyze yani Yaren'in annesi vardı. Selma teyzeye sevimli gülücüklerimden yollayıp Yaren'in odasına çıktık. İkimiz de nedense bugün çok enerjiktik ve bu zamanlarda hep yaptığımız ve asla değişmeyen bir şey vardı. DANS

Yaren'in o mükemmel pahalı hoparlörünü alıp telefonuma bağladım. Son ses Metallica açıp kafalarımızı sallayarak beyin kanamasından birkez daha ucundan döndük. Değişik hareketlerimizi her yaptığımızda salak gibi gülüyorduk. Her ne kadar bu yaptıklarımız saçma olsada eğleniyorduk. Eğlenmek istiyorduk. Eğlenmeyi özlemiştim. Son zamanlarda yaklaşan üniversiteye geçiş sınavı için çalışıyordum ve stres doluydum. Kendime 10 günlük bir süre verdim ve bu süre boyunca ders çalışmak hariç istediğim herşeyi yapmakta özgürdüm.

Saçma dansımızı bitirdikten sonra direk kendimi yatağa attım. Ayakta duracak halim kalmamıştı. Yarenin de benden bi farkı yoktu. Bazen en iyi arkadaşlarında geçirdiğin vakit gerçekten önemlidir. Yaren yanımdayken herşey aklımdan uçup gidiyordu sanki. Tüm acılarımı unutuyordum. Acılar. Sadece bazı insanlara özeldir acılar bilirsiniz. Ve şanssızım ki bende bu bazı kişilerin içindeyim. Hiçbir zaman sitem etmedim çünkü kaderimde bu yazılıydı. Ama bazen sinirlenip bunları yaşayacak kadar ne yaptım? Ya da geçmiş hayatımda kötü bir insan mıydım? Diye kendime sormuyor değildim.

Uçurumdayım sanki. Düşeceğimi tahmin ediyorum. Her kırılışımda uçurumun ucuna bir adım daha atıyorum. Bir yandan korkuyorum bir yandan herşeyden vazgeçiyorum. Hayatımda ufak mutluluk kırıntılarım vardı. Oda Yaren ve Annemdi. Geri kalan yüzde doksan sekizlik kısmı ise acı dolu.

Yaren heyecanla yanımda konuşmaya başladı " Yosun! Bak ne aklıma geldi. Bir arkadaşım var ve kendisi bir kitap grubunda. İstersen bizde katılalım mı?" bir kaç saniye düşündüm. Yeni insanlarla tanışmaktan korkar olmuştum. "Bilmiyorum Yaren. İstersen sen katıl çok seversen beni de eklersin belki." dedim. Yaren ise beni anlayışla karşıladı.

O gruba girip yeni insanlarla tanışmalı mıydım? Tanıştığım insanlar iki yüzlü çıkarsa uçurumuma bir kaç adım daha yaklaşmak zorunda kalacaktım. Tüm bunları göze alabilir miydim?

Evveeet. Sevgili baloncuklarımm. Bu ilk bölümüm ve ilk yazdığım kitap. Beğendiyseniz desteklerinizi bekliyorum tamam mıı? :) Sizleri seviyoruum kocamaaaan öpüyorumm *-*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uçmaya Korkan Bir Balonun HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin