Elli Yedi / Cinquante Sept

1K 72 6
                                    

Adrien
Gözlerimi açtım. Bir şey olmamış mıydı?
Gözlerimi açtığım an, bir sopa şiddetle Firavun'a çarptı.
-Buna cüret eden kim!?
Döndü.
-Vay vay, kimi görüyorum!? Mavi Kuğu! Ölümsüz Kız!
Baktığı yere bakınca onu gördüm. Öfkeyle sopasını çeviriyordu.
-Ö-ÖLÜMSÜZ MÜ!?
Mavi Kuğu:
-Masum insanlara zarar vermek ve hırsızlık yapmak, firavunluğuna yakışır mı, diye sordu. Evet, bu oydu! Yaşıyordu!
-Aslında bakarsan ben yalnızca bana ait olanı alıyorum.
-Hayır onlar sana ait değil, seni yaramaz Firavun. Ne diyorum ki, sen gerçek Firavun bile değilsin! Sen sahtesin!
Alya, telefonuyla Mavi Kuğu'yu çekerken sordu.
-Mavi Kuğu ne kadar harika görünüyor değil mi? Bak, bize el salladı!
Firavun, devam etti.
-Bak, bunda halt ettin seni aptal kuş! Şimdi seni kafese tıkayım da gör!
Mavi Kuğu, sırıtarak omuz silkti.
-Yapabileceksen yap!
Firavun ona zaman baloncuğu fırlattı. Yakalanacak diye çok korktum ama o, duvarda yürüyerek bunu aştı. Alya'yı güvenli bir yere çekti.
-Burada kal!
O sırada Firavun bana bir zaman baloncuğu fırlattı. Mavi Kuğu hemen atıldı ve beni duvara itti.
-Sen iyi misin?
Ona hayranlıkla bakıyordum.
-E-evet...şey...iyiyim...yani, sanırım.
Şaşırmıştı.
-Peki...
Beni güvenli bir yere götürdü.
-Burada kal!

Marinette
Firavun, Alya'ya yaklaştı.
-Yüzün! Kader seni karşıma çıkardı!
Alya'yı sırtladı ve parmaklıklara doğru yürüdü.
-Hey, bırak beni! Kendim yürüyebilirim!
-Sekhmet! Bana gücünü bahşet!
Parmaklıkları ayırdı. O sırada tanıdık bir ses duydum.
-Bana kapıyı tutman ne büyük incelik!
Kara Kedi, Firavun'a saldırdı. Ama Firavun onu tuttu ve açık bir tabuta fırlattı. Tabut kapandı.
-İyi uykular, kedicik...
Tabutu açtım ve Firavun'a koştum.
-Mavi Kuğu! Bekle!
Kara Kedi yanıma geldi.
-Bir kızı kendine kalkan mı yapıyorsun? Sen zayıfsın Firavun!
-Senden çok daha güçlüyüm.
Parmaklıkları eski hâline döndürdü. Alya ise hiçbir korkma belirtisi göstermiyordu.
-Bu arada kamera arkası görüntüleri de var, hepsi yine blogumda!
Bize göz kırptı. Kara Kedi'yle bakakaldık.
-Alya ne cesur kızmış.
-"Cesur"dan kastın; korkusuz, atılgan ve gözü pekse, evet, bu o. Şimdi onu kurtarıp Firavun'u yakalamamız gerekiyor!
-Ama onu nasıl yakalayacağız?
-Parmaklıkları yok etmekle başlayabilirsin.
-Evet, bu iyi bir fikir. Hemen ya- Dur bir saniye, sen yok etme gücüm olduğunu nereden biliyorsun?
-Eee...şey..."küçük meslek sırları" desem?
Kediclysm!
Parmaklıkları yok etti. O sırada yüzüğü öttü.
-Gitmem gerekiyor.
Onu omuzlarından tuttum.
-Acele et...onu ancak birlikte yenebiliriz.
-Tamam.
Müzeden çıktı. Ben de müzeye geri döndüm. O sırada bir zaman baloncuğunun içine girdim.
-Ahh, nasıl görmedim!?
Birden yoyom titreşti. Uğur Blogu, canlı yayın yapıyordu.
-Mavi Kuğu, Güneş Tanrısı Ra'ya kurban edileceğimi öğrendim. Lütfen, çabuk ol...
-Dayan Alya!
Yürümeye çalıştım ama artık benim için zaman çok yavaştı artık.
-Şimmm...diii... Geeeelll...ddiiimmm...

Adrien
Geri dönüşmüştüm, müzenin üst katındaydım. Plagg peynir yiyordu.
-Hadi canım, yani Bunny'nin anlattığı her şey gerçek mi? Bu kız ölümsüz mü!?
Kafamı iki elimin arasına aldım.
-Bilmiyorum...
Plagg'ın geğirmesiyle irkildim.
-Çok saygısızsın.
Plagg! Pençeler!
Alt kata indiğimde etraf zaman baloncuklarıyla doluydu. Ve bir tanesinin içinde Mavi Kuğu vardı. O baloncuğu patlattım. Kucağıma düştü. Onu tuttum.
Bana manasız gözlerle bakıyordu.
-Beni beklediğin için sağ ol.
-Ah! Önemli değil!
Üst kata çıktık.
-Alya'yı kurtarmalıyız! Hadi!

Gülünç Değil Mucizevi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin