#11#

10 2 0
                                    

   Deniz'le konuştuktan sonra son derse girdik ve şu an çıkıyoruz okuldan. Ben Batu'dan eve yürümek istediğim için beni beklememesini söyledim. Yine zor ikna oldu ama sonunda Eda ile birlikte gittiler. Bugün sahile inmeyi istiyordum ne zamandan beri gitmemiştim. Yolda yürürken evimin olduğu sokağa girdiğim zaman, bir araba ani frenle önümde durdu. Camda flim olduğu için kimse görünmüyordu ama arabadan bir erkek olduğu belliydi. Tahminim de yanılmadım, Güney arabadan üzerinden akan bir ukalalıkla indi ve bana doğru yaklaştı "bak bak bak... Kimleri görüyorum, kuzu çaresiz bir şekilde tek kalmış". Bana yakıştırdığı hayvana yüzümü buruştururken kafamı yana eğerek onun cümlesini ona sattım "bak bak bak... Kimler bir günde ikinci dayağını yemeğe gelmiş". Dudağına piç smila yaparak dibime kadar girdi "burda dayak yiyeceğim birisini göremiyorum". Beni hafife alıyordu bu çocuk. Tamam onu benzetemeyebilirim ama bir yumruk iki tekmede atmaktan geri durmam. "Demekki gözlerin kör" dememle dibimde duran bacak arasına son süratle dizimi geçirdim. Geçirmemle yeri boylarken ben şimdi onun gibi sırıtıyordum. Güney "seni sürtük sen kimsin lan bana tekme atıyorsun orospu" demesiyle. Artık bu bardaktan taşan son damlaydı. Ona doğru bir adım attığımda önüme Alkım geçti, ben daha ne olduğunu anlayamadan. Deniz'in sesini duydum "sen kime orospu, sürtük diyosun şerefsiz". Deniz acımasız bir şekilde Güney'e hem yumruk hem de tekme atıyordu. Alkım'ın kollarından çıkıp Deniz'in kolunu tuttum, bu kadar yeterdi çocuk bayıldı bayılacaktı resmen. Kolunu tutmamla bana döndü ve oradan uzaklaştırdı.

   Sonunda eve girdiğimizde herkes yerde ki halıyı inceliyordu. Sessizliği bozmak amacıyla ilk ben konuştum "1. Deniz senin orada ne işin vardı? 2. Siz benim orda olduğumu nerden biliyordunuz?". Deniz derin bir nefes aldı, demekki biraz uzun konuşacaktı "arkadaşım Güney'i telefonda konuşurken duymuş güya seni sıkıştırıp taciz edicekmiş. Duyduğumda Alkım'ı aradım belki evdedir ya da onun yanındasındır diye. Benim söylememle okuldan çıktı bizde son sürat sizin evinizin önüne geldik, sonra bir baktık Güney iki büklüm yerde direk oraya koştuk işte" Güney'in yerde olduğunu söylediği sırada sırıtarak söylemişti ve bana göz kırpmıştı. Ayağa kalkıp su içmek için mutfağa gittim. Telefonuma mesaj geldiğinde arka cebimden çıkardım. Mesaj Deniz"dendi, bu çocuk hangi ara yazdı be. Mesajı açtığımda...

Kimden; DALGALI DENİZ

Aferin kızıma ;)

  Yazıyordu. Kızıma derken... Tamam bu biraz heyecanlandırmıştı, bir de onun olduğumu söylediği 'm' eki daha da heyecanlandırmıştı. Ama ben onun malı değildim. Biraz trip iyi olur diye düşünerek...

Kime; DALGALI DENİZ

Saolda. Kızım mızım olmuyo. Ben senin malın mıyım?

  Yazdım. Anında cevap geldi.

Kimden; DALGALI DENİZ

Yani senin benim olmama değilde, sana malımmışsın gibi yazdığım için mi bu trip dolu mesaj?

   İyi en azından trip attığımı biliyormuş. Daha fazla sürdürmeden içeri geçtim. Ne yapıcağı mı bilmiyordum. Ya Güney birdaha karşıma çıkarsa bu sefer dediğini yapmakla kalmayıp tecavüz ederse. Eğer bana öyle birşey yaparsa yaşayamazdım. Yapamazdım vücudum kirli olduğu zaman, temiz bir hayat yaşayamazdım. Bu sırada durumun ciddiyetini anladım. Gözlerimi Deniz ve Alkım'a dikip aklımdakileri sıralamaya başladım. "Ya taciz etmekle kalmayıp tecavüz ederse. Alkım ben yaşayamam... Yapamam, durum sandığımızdan da ciddi. Bişey yapmamız lazım". Alkım yanıma geldi ve sıcak kollarını vücuduma doladı "yapma miniğim... Böyle düşünme. O sana hiçbir şey yapamaz, anladın mı? Cesaret edemez. Şimdi bunları düşünme sen git duş al biz Deniz'le ne yapacağımıza bakalım" dedi. Doğru söylüyordu belki cesaret edemezdi ama insan ya yaparsa diye düşünmeden edemiyordu işte. Alkım'ın dediğini yaparak odama çıktım. Duş alırsam rahatlayabilirdim.

   Yazar Anlatımı;

  Deniz işi dalgaya alsada içten içe oda endişeliydi. Güney'in hala neden ortaya çıktığı? Kendisinden ne istediğini hala anlayamıyordu. Alkım ise bu konuyla hiçbir şey bilmemesine rağmen öğrenmekte istemiyordu. Onun gözünde birtek 'miniği' mutlu olsun yeterdi. Deniz'i ilk başlarda sevmiyordu ama erkek erkeğin halinden anlardı ve oda biliyordu Deniz'in endişeli olduğunu. Ama hala Deniz'e sıcak bakmıyordu. Melis anlamasa bile dışardan ondan hoşlanıyormuş gibi gözüküyordu ve Alkım miniğinin yanına Deniz'i yakıştıramıyordu. Belkide Deniz'i tanımadığı içindi bu hisler, düşünceler...
    Ortada koca bir sessizlik her ikisinide tedirgin ediyordu. Deniz'in amacı ne yapmaları gerektiğini konuşmak... Alkım'ın amacı ise kuzeni için bir güvenlik planı düzenlemekti. Sessizliği Deniz bozdu. "Melis için birşey yapmalıyız, Güney itine güvenmiyorum ama bi bokluk yapabilir" dedi sakin ama alttan gelen bir katil tınısıyla. Alkım tanımadığı halde Güney'i dövme isteğiyle doldu. Alkım ise güvenlik derecesini durum kötüleşirse arttırmak niyetindeydi, bunu da dile getirdi. "Her sabah Melis'i alıp okula birlikte gidiyorsunuz ve onu sapa sağlam kapının önüne kadar bırakıyorsun. Eğer olaylar büyürse güvenlik derecesini arttıracağız". Deniz Alkım'ın kendisine emir vermesine sinirlense de Melis için sakin kalmaya çalıştı. Melis'in ona ne yaptığını bilmiyordu ama tuhaf bir hisle kendisini ona bağlı hissediyordu. Ne kadar zıt olsalarda. Gece deniz kıyısına oda giderdi 3 senedir. Her gün olmasada Melis'e denk gelirdi ve onu arkasından usulca izlerdi ama Melis'in bundan hiçbir haberi olmamıştı. Ne kadar onunla tanışma isteği duysa da, o zamanlar insanlara kendini kapatmıştı. Ona kendisini açtıran da haberi olmadığı halde Melis'ti. Melis Deniz'in gözünde en azından yıldızları gerçeğinden izleyecek kadar cesur bir kızdı. Onu tanıdığı sürede ise bu düşüncesi kanıtlanmıştı. Ayrıca âsiydi ve Deniz'in en çok sevdiği kokusu... Manolya. İşte bu kokuyu onun üstünde seviyordu. Ne raslantı ise Damla'nın kokusuyla aynıydı ama Melis'e daha çok yakıştığını biliyordu. Kafasını olumlu anlamda sallayıp Melis'i son kez göremeyerek evden çıktı. Şimdi ise bir katil kadar sert ve soğuk kanlıydı. Güney'in bu gece ölüm fermanının altına imzasını atmaya gidiyordu. Deniz KAYA isim ve imzasıyla...

MAVİNİN ELLİ TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin