"çok yaramazsın," dedi yoongi, taehyung'un yaptığı soğuk ve saçma bir şakaya elinde olmadan gülerken. "bu lafları nereden öğrendin sen?"
"çok farklı günler, aylar ve yıllar geçirdim, yoongi." dedi taehyung birden durgunlaşırken. "telefon numaram, boş yere yazılmadı o duvara."
"beni hafife alma, tae." dedi ve kalbindeki kırıkların organlarına battığını hissederken adamın kendisini görmediğini bilse de gülümsedi.
gülümsemek, aslında hiç yapmadığı bir şeydi ama taehyung, telefonun karşısında iddialı bir şekilde konuşurken tüm ömrü gözlerinin önünden ışık hızıyla geçiyor, yerini minik heyecan kıpırtılarına bırakıyordu.
"peki, peki," diye mırıldandı taehyung, yaslandığı soğuk duvardan ayrılıp telefonundaki sayaca baktı.
beş dakikanın içindelerdi.
"zaman geçmek bilmiyor," diye devam ettirdi konuşmasını ve mutluluğunu camdaki buhara kalp çizerek gösterdi.
ama yoongi, o an o sokaktan geçtiğini bilmiyordu. taehyung da telefonla konuşarak ilerleyen adamın yoongi olduğundan habersizdi.
"ne güzel işte," dedi yoongi ve dakikaların ilerleyişini aklında tutmamaya başladı. artık zaman onun için sonsuzluktan başka bir şey değildi. "keşke hiç bitmese."
"keşke hiç on dakika olmasa,"
"olacak," dedi taehyung da gerçekleri, acıtsa da utanmadan sıkılmadan söyledi. "on dakikanın yarısı bitti bile."
"o zaman," dedi yoongi, onun depresifliğini yok etmek isterken. "bana bir masal anlat."
"masal mı?" diye sordu, taehyung.
"evet," dedi yoongi, evine ulaştığını görünce içerideki cehennemden vazgeçip taehyung'un evinin önündeki bir banka oturdu.
"hiç masal bilmem ki," dedi tae ve bu saatte, karşı banktaki deli adamın ne yaptığını merak etti.
"olsun," dedi yoongi de ve üzerine düşen çiğ damlalarına rağmen ayazı derin derin hissetti. "sesin bile bir masal gibi."
taehyung kıkırdadı ve nefesi, kalp şeklindeki buharı bozdu.
beş dakika bitti. altıncı dakika yaşanacaklar için sabırsızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just 10 minutes :: taegi
Historia Cortabir adama aşık olmam yalnızca on dakika sürmüştü. + parallel lines series° to: kthspjm