"Buldum! Buldum, Çınar bırak işte aramayı! Ben buldum diyorum, dört yapraklı yoncayı ben buldum..!"
Çınar pes ederek kendini yoncalarla dolu alana bıraktı. Kızın kıkırdamasını duyunca gülümsedi. Sezgi gelip de, gökyüzünün yerine kafasını yerleştirince kızı izledi Çınar. "Ne yapıyorsun Sezgi?" dedi Çınar neredeyse gülmemek için kendini tutarken.
"Ben buldum! "diye bağırdı kız tekrar.
" Aferin, "dedi Çınar homurdanarak" O halde sen Yonca ol, artık. "
" Yonca mı? "
" Tabi ya, Yonca'sın sen artık. Unutma. Zaferinin ödülü bu olsun. "
"Sakız alırsın diyordum ama, bu da olur" derken Çınar'ın yanına yattı Sezgi de.
Çınar kafasını çevirip kıza baktı. Kız da ona döndüğünde, sırıtıyorum. Sezgi gülümseyip yoncayı Çınar'ın gözünün önünde dolandırdı. "Sonsuza kadar saklayacağım, bunu."
"Anı defterinin arasına koy. "
" Olur. " dedi kız sevinçle." Baktıkça aklımıza gelir, ne güzel! "
🍀
" Sezgi, kızım, daldın gittin yine."
Hocanın sesiyle gözlerimi kırpıştırdım etrafıma baktım. "Kusura bakmayın hocam, ne demiştiniz?"
"Tahtaya yazdığım soruyu çözer misin kızım? "
Karmaşık sayılar ile ilgili soruya bakıp gülümsedim." Tabii hocam "
Tahtaya çıktığımda arkamdan yükselen sesin kaynağının, bir zamanlar arkadaşım olduğu gerçeği canımı yaktı.
" Dikkat et de, soruyu yazarken de dalıp gitme. Maazallah bu kez dalarsan boğulamazsın. "
Nefesimi dışarı üfledim.
" Bakın şimdiden uyumak için hazırlanmaya başladı bile. "
Tahtaya sorunun cevabını yazıp, kalemi hocaya verdim. Sırama geçmeden zil çalınca Eda'nın yanına yürüdüm. Hoca sınıftan çıkınca yakasından tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdım.
" Derdin ne senin Eda? Benimle alıp veremediğin ne?"
"Ya bırak, ne yapıyorsun? "
" Ne yapıyorsam yapıyorum lan, sana ne? Hı? Karşıma artık bana! Bak kızım, " dedim etrafındaki arkadaşlarını gösterip" Şu it bebeleri sana yardım falan etmez, seni döverim anladın mı? Beni sinirlendiğim de gördün değil mi? Seni öldürürüm, benimle uğraşma. Anladın mı? "
Başını hafifçe salayınca, tuttuğum yakasını geriye doğru ittirdim." Al şimdi ne bok yiyorsa ye. "
Kapıdan çıkana kadar beni izledikleri fark etsem de duruşumu bozmadan yangın merdivenine yürüdüm.
Ardımdan okulun kapısını kapatıp, merdivene oturdum. Ellerimi başımın arasına aldığımda titreyen ellerimi sabit tutmaya çabalıyordum. Dişlerim kırılacak gibi olduğunda küçük bir çığlık attım. Gözlerim dolmaya başlarken düşündüğüm tek şey, ne kadar iğrenç bir insan olduğumdu.
Gözümden akan ilk damlayla mırıldandım. "Neden herkes gidiyor? Benim canım nedne yanıyor peki? Ellerim niye titriyor?"
🍀
"Sevgili anı defteri,
Bugün çok kötü şeyler oldu. Gerçekten, bunu yapacağımı düşünemedim bile. Eda'nın yakasına yapıştım. Çınar olmadan, ilk kavga edişim; en yakınımla hemde.
Neyse, boş ver. Galiba biraz daha iyiyim. Hem ağlayınca rahatladım galiba. Biliyor musun? Kendimi daha güçlü hissediyorum.
Çünkü artık, gerçek anlamda, kaybedecek bir şeyim yok.
Hiç bir şeyim yok. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anı defteri
Short Story"Bu defter, kırıldığımızda, kızdığımızda sığanacağımız bir liman olsun. Bu defter ikimizin olsun, Sezgi. Bu anılar ikimizin." -170417'0815