"Bisiklet sürebiliriz." dedim heyecanla kağıda aklımdaki fikri yazarken. Omuzuma kafasını yaslayıp kağıdıma baktı."Bir şehir turu tarzı bir şey olabilir. "
" Hım, daha çok, kamp? " dedim kalemle saçımı kaşırken.
"Şarap içeriz."
"Şarap mı? " dedim şaşkın şaşkın gözlerimi büyütüp. Kafamı çevirecektim fakat omzumdaki kafası beni durdurdu. Çok mu yakındık ne?
"Hım.." dedi sarhoş bir tınıyla. Burnu boynumu gıdıklıyordu ama sesimi çıkartamıyordum. "Sen parfüm mü sıkıyorsun?" dedi, kafamı iki yana sallamakla yetindim yalnızca. "Çok güzel kokuyorsun, Yoncam. Bundan mahrum kaldığıma inanamıyorum." dedi sesi birden değişirken.
"Ya da, biraz yemek yiyebiliriz. Acıktım ben galiba Çınar ya. "
"Hıhı" diyordu ama ne boyun girintimden çıkıyor ne de sesini normal tutabiliyordu.
Sonunda açlık başıma vurmuş olacak ki, heyecanım karışmış bir şekilde - beni yargılamayın tüm Türk kızı aynısını yapardı - ensesine vurdum. Evet, yaptım bir şeyler.
Birden kafasını kaldırınca hızla banktan kalktım. Ensesini ovarken bana bakıyordu. "Elinde ağırmış Sezgi."
"Şimdi Sezgi mi olduk Çınar efendi? " dedim sırıtarak." Oh olsun sana. Acıktım diyorum, acıktım. Hem sarhoş gibi napıyorsun sen öyle? "
" Üf tamam tamam, gel balık ekmek yapalım. " dedi ayağa kalkarken. Yanımdan yürüyüp geçince cık cık'layarak arkasından gittim.
" Yazık, yazık! "dedim sesimi gıcık bir tona sokarak. O ilerlerken durup, biraz daha yürümesini bekledim. Son hız koşup sırtına birden atladığımda sendelese de, seneler öncesinden kalma bir alışkanlıkla bağırdım.
"KOŞ ÇINAR KOŞ! CANAVARLAR BİZİ YİYECEK!"
Gülerek koşmaya başlığında insanların tamamının bize baktığına emindim. Ama umurunda değildi, mutluydum. Seneler sonra, ilk kez mutluydum. Ve gülümsemem yüzümden silinmiyordu. Silinmesindi.
Tek Çınar gitmesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anı defteri
Historia Corta"Bu defter, kırıldığımızda, kızdığımızda sığanacağımız bir liman olsun. Bu defter ikimizin olsun, Sezgi. Bu anılar ikimizin." -170417'0815