Aslında sınır geçmedi ama bugün Justin'in doğum günü. Özel bir bölüm yazmadım çünkü duygusallaşmak istemiyorum. Şimdi 20 yaşında ve kocaman bir adam oluyor. Bu sanırım kabullenilmesi zor bir şey.
Hatırlatma;
Dudaklarımı dudaklarında hissetmemle neye uğradığımı şaşırdım. Kalkıp hızlıca beni öpmüştü. Başlarda onu itmeye çalışsam da o daha da sertleşti. En sonunda beni öpmesine izin verdim. Karşılık vermeye başladığımdaysa yumuşamıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi ama umursamıyordum. Hayatımın en güzel anını yaşadığımı biliyordum.
5.Bölüm
''Justin..'' İkimizde nefessiz kaldığımızda bir adım geri çekildim ve ismini söyleyerek inledim. Bir eli saçlarımda, diğer eliyse belimdeydi. Sadece gözlerime bakıyordu.
Artık ona aşıktım. Bundan emindim. Bu benim için bir ilkti ve nasıl davranacağımı bilmiyordum, ama deneyecektim.
''Ben de seni seviyorum.'' Fısıldamıştım.
Küçük bir çocuk gibi gülümsedi. Rahatlamış bir şekilde koltuğa oturdu ve beni de kucağına aldı.
''Sana bir şey söyleyeceğim ama inanacağına söz ver.'' Cevabını merak ederek ona baktım.
''Tabii.''
Artık ona olan nefretim tamamen son bulmuştu. Zaten bunun için pek de bir sebep yoktu.
''Hani buraya geldiğimiz gün var ya, beni koruduğun gün..'' Ben lafları ağzımda gevelerken oflayarak lafımı kesti.
''Dur bir! Ben o gün bayılmasaydım senin yanına gelecektim. Yemin ederim elime bir silah almıştım ve seni kurtarmaya gelecektim. Ama bayıldım işte..''
İnanıp inanmayacağını merak ediyordum.
''Zaten amacım seni korumaktı, bunu bana zorla yaptırmadın ki Adele. Sana kızmıştım aslında. Ama haksızdım. Ayrıca ben sana daha kötüsünü yaptım. Engel olabilecekken Diego'ya engel olmadım..''
Gerçekten pişman görünüyordu. Gözlerini karşımızdaki sehpaya dikti.
''Ben alışkınım zaten.'' Şakaya vurdum ve kıkırdadım.
''Bir daha olmayacak. Çok alışma.'' Kararlı bir şekilde bana bakıyordu. Minik bir öpücük daha kondurduktan sonra yanımdan gitti.
***
Pencereye atılan üçüncü taşla, yataktan kalktım ve küfrederek camı açtım.
''Ne var?'' Sinirle sokaktan bana bakan adama bağırdım.
''Adele sensin değil mi?''
Kuşkuyla onayladım.
''Gizli bir şey konuşmalıyız. Bana kapıyı aç.''
Gecenin karanlığında bunu yapmaya hiç niyetim yoktu. Camı neredeyse kapatacaktım ki tekrar seslendi.
''Justin'in orada olduğunu biliyorum!''
Odadan çıktım ve koridorda sessizce yürüyerek kapıya vardım.
''Çabuk, kimsenin bizi duymayacağı bir yere gitmeliyiz.''
Beni kapıdan ittirdi ve boş bir odaya girdik. Bu eve daha önce girdiği belliydi.
''Harvey kim biliyor musun?''
Bu ismi daha önce duymuştum, ben kim olduğunu hatırlamaya çalışırken o lafa girdi.
''Sizin bağlı olduğunu asıl çetenin yöneticisi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinful
FanfictionHerkes mutlu olmayı hak eder mi? Mutlu olmak için hak etmek gerekir mi? Uyuşturucu bağımlısı Adele Hadley Parker ile dünyaca ünlü şarkıcı Justin Bieber'ın arasında geçen heyecan dolu bu hikaye sizin de hayatınıza renk katacak.