İKİ KOCA YÜREKLİ ADAM

277 28 14
                                    

Müziğin sesini biraz daha arttırmıştı Kardelen. Yanından geçen arabaların korna seslerini duymak istemiyordu. Havalarda çok sıcaktı. Durakta tam güneşe karşı olduğu için herkes Kardelen gibi elini yelpaze olarak kullanıyordu.

Elleriyle uzun kahve saçlarını geriye attı ve ellerini tekrar yelpaze şeklinde kendisine doğru salladı.

Uzun süredir beklediği halk otobüsüde gelmişti sonunda. Kolundaki çantasını düzelterek kent kartını çıkarttı ve otobüse bindi.

Ayakta kalmıştı. Fazla kalabalık değildi otobüs ama kendisi gibi beş altı kadar kişi ayaktaydı.

Demire yasladı sırtını ve dinlediği müziği değiştirdi. Telefonunu arka cebine tıkıştırdıktan sonra otobüstekileri süzmeye başladı.
Ama ondan önce davranan birisi vardı.

Emre haftalardır otobüse bindiğinde bu kızı görüyor ve bu kızdan gözlerini alamıyordu. Her seferinde otobüse binmeden saçlarını geriye doğru atıyordu. Yaptığı hafif makyajı,giydiği spor kıyafetler,arada sıcaktan kendi kendisine oflaması...Emre hepsini dikkatle izliyordu.
Bugün ise ilk defa kız kendisini fark etmişti. Konuşmak istiyordu bu kızla.
Bu yüzden baş ucunda,ayakta duran bayana baktı.

"Siz gelin isterseniz."diyerek bayana yer verdi. Şimdi olmuştu işte. O kızla yan yanaydı.

Sonunda cesaretini topladı. Kalbi heyecandan duracak gibide olsa "Merhaba." dedi gülümseyerek.
Ama kız onu duymamıştı. Kulağındaki kulaklıkları çekip almak istesede yapmadı. Sustu yine o gün Emre.

****

Ertesi gün Kardelen ip askılı,beyaz,salaş bir t shirt;altınada açık renkte bir kot pantolon giymişti. Beyaz çantasınıda taktı.
Tam evden çıkacağı sırada babasının sesini duydu. "Bende o tarafa gideceğim. Ben bırakayım seni bugün."

Babasına olumlu anlamda başını salladı. Pek konuşmayı sevmezdi. Üniversitede bir tane arkadaşı vardı zaten. Kulaklığını taktı yine ve kendisini huzur bulduğu müziğe teslim etti. Tek güvencesi güzel sesi ve müziğiydi onun.

***
Konservatuar bölümünde okuyordu. Sesi annesinden hediyeydi Kardelen'e. Beş yaşındayken annesini trafik kazasında kaybetmişti. Hepsi aynı arabaydı o gün. Annesi ve Kardelen arka koltukta oturuyordu. Babasıda sürücü koltuğunda aracı kullanıyordu. Annesi yine yolculukları eğlenceli geçsin diye güzel sesiyle şarkı söylerken,babasıda çirkin sesiyle gülerek annesine eşlik ediyordu. Kardelen anne babasının bu güzel hallerine karışmadan,uzaktan izliyor; her anı hafızasına kaydediyordu. Ama onların bu eğlenceli yolculuğu bir kaosa dönüşmüştü. Babası birden önlerine çıkan köpekle birlikte kontrolünü kaybetmişti ve büyük bir kaza meydana gelmişti. Babasında kemer takılı olduğu için pek zarar görmemişti.Kardelenin üzerinede annesi siper olmuştu. Kardelende zarar görmemişti ama zavallı annesi fena halde yaralanıp, ölmüştü.

"Günaydın."dedi Gülcan Kardelen'e. Kardelende ona gülümseyerek karşılık vermişti.

O gün küçük çaplı bir provalaro vardı. Bölümdeki her öğrenci bir bir performanslarını sergileyecek ve en yeteneklisi yıl sonu programında şarkı söyleyecekti.

Sahneye profesörleri çıkınca herkesi selamladı ve eliyle yanındaki bir çocuğu gösterdi. Herkes çocuğu merak ediyordu. İlk defa gördükleri,yakışıklı bir çocuktu. Uzun boylu,sarışın,mavi gözlü.
"Bu benim yeğenim Nota. " dedi profesör. Kardelen herkes gibi hayranca Nota denilen çocuğa bakmaktansa kendisini tutamayarak bir kahkaha patlatmıştı. Nota diye isim mi olurdu hiç?

Herkes ona kızgın bir şekilde baktığında ise kendisini toparladı.

"Nota bugünkü seçmelerde size yardımcı olacak. Gitaristimiz Bora hasta olduğu için gelemeyecek. Bu yüzden Nota onun yerine geçecek. Ona iyi davranın. Seçimlerde bana yardımcı olacak aynı zamanda." Profesör sözlerine devam ettiğinde Kardelen telaşlanmıştı. Onun iğrenç kahkasını Nota duymuştu ve onu seçmeyecekleri kesindi.

PROMİSE(DİED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin