Havalar soğuktu ama bu üç arkadaş birlikte oldukça onlara işlemezdi soğuk.
Onlar Sudenaz,Feyza ve Ersin'di. Onlar çocukluk arkadaşıydı. Onlar ilkokulda birlikte okumuştu. Onlar ortaokulu birlikte okumuştu. Onlar liseyi birlikte okumuştu. Onlar şimdide üniversiteyi birlikte okuyordu.
Feyza bu üç kişilik grubun en sessiz üyesiydi. En içine kapanık olanı. Ama arkadaşlarını en çok seveniydi.
Sudanaz bu üç kişilik grubun en deli dolusuydu. En çenelisi. En eğlencelisi. En kıskancı. En çabuk küseni. Ama arkadaşlarını en çok seveni.
Ersin bu üç kişilik grubun kalbiydi. O olmadan bu grupta olmazdı. Grubu birbirine bağlayandı. Sürekli konuşan. Eğlendiren. Başkalarıyla da iletişime geçeniydi. Kızlara kızanıydı. Onları koruyanıydı. Ama arkadaşlarını en çok seveni.
****
Son seneleriydi üniversitede. Üçüde yabancı dil okuyordu. Aynı sınıfta. Aynı hizada oturuyorlardı.
Ama hepsinin sırları vardı.
Feyza ve Ersin birbirine çok aşıktı. Yaklaşık bir senedir sevgililerdi ve bunu Sudenaz'dan bile saklamışlardı. Çünkü Sudenaz'ın çenesi düşüktü ve Feyza'nın babasıyla,Ersin'in babası küstü.
Birbirlerini o kadar çok seviyorlardı ki bu sırrı saklamakta çok zorlanıyorlardı. Birlikte konuşurlarken gözlerinin içlerine bakıyorlardı fark etmeden. Asıl sorun uzunca öylece kalakalmalarıydı. Sessizce birbirlerine her bakışlarında masum aşklarını dile getiriyorlardı.
Sudenaz'ında bir sırrı vardı. Feyza ve Ersin'e söylemediği bir sır. Utandığı,korktuğu bir sır. Her an kalbinin acımasına,kendisinden nefret etmesine neden olacak bir sır. Uzun zamandır Ersin'e olan arkadaşça duygular yerini aşka bırakmıştı. Kendisinden bu yüzden çok nefret ediyordu. Kardeşim dediği çocuğa aşıktı ve onu unutamıyordu. Her konuşmalarında,şakalarında,üzüldüklerinde,dedikodu yaptıklarında bile kalbi acıyordu. Ona hissettiklerini belli etmemeye çalışmak Sudenaz için Dünyadaki en zor şeydi.
****
O sabah yine üçü birlikte gelmişlerdi. Dersin başlamasına yarım saat olduğu için kantine oturmuşlardı. Sudenaz mahallelerine gelen yeni komşularını Feyza ve Ersin'e anlatırken birden başına ağrı girmişti. Eliyle şakaklarını ovduğunda Ersin'de bunu fark etmişti.
"Susu? İyi misin?"
Sudenaz'a 'susu'derdi. Zaten sadece Ersin susu derdi Sudenaz'a.
Sudenaz Ersin'in bu telaşına sevinsede başı inanılmaz ağrıyordu.
"Sude?" diye Ersin gibi telaşlanan Feyza sormuştu bu sefer.
"İyiyim.Ben bir yüzümü yıkayayım." diyerek Sudenaz ayağa kalkmaya çalışsada birden yere yığılıvermişti.
Feyza ağlamaya başladığında Ersinde hemen yerde yatan Sudenaz'ı kucağına almış ve etrafına toplanan insanları önemsemeden arabasına koşmuştu. Feyzada peşinden.
****
Sudenaz bir saattir uyanmamıştı. Doktorlar tahlillerini yapmıştı ve sonuçlar iki gün sonra açıklanacaktı.
Sudenaz gözlerini açtığında baş ucunda bekleyen Ersin ve Feyza'yı görünce utanarak beyaz çarşafı başına kadar çekmişti. Beyaz çarşafın altındanda "Kahvaltı etmediim." demişti.
Ersin ve Feyza onun üzerinden çarşafı çektiklerinde Sudenaz'ın beklemediği bir şey yapmışlardı. İkiside ona sımsıkı sarılmıştı.
Sudenaz'ın kalbi daha çok acımıştı birden. Belkide Ersinde ona aşıktı. Sonuçta çok endişelendi diye düşünmüştü. Söyleyecekti. En azından bu yükten kurtulmak için şimdilik Feyza'ya söyleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROMİSE(DİED)
Short StoryBazı aşklar sonsuzdur... Ölüm gibi... Ama ölüm,sonsuz aşkları ayırmaz... Sozsuz aşk zaten ölümdür... Ağlamaya dayanacak olanların okuması gereken bir hikayedir! Eski hesabımdan 25.000 okunma almıştı. Bunda daha fazlası olur inşallah ... İlk yazma de...