Uzun ince şamdanlar, kristal avizeler, lüks kokan insanlar ve pahalı daha bir çok şey... İşte hepsi midemin bulanması için bir sebepken tiksinçliğin haddini zorlayan kendini 'İnsan üstü' olarak tanımlayan sadece cepleri zengin olup beyinleri fakir insanlar ve 'Zengin' sıfatına konulan daha bir çok şey...
Ortada gezen garsonlar ve bitmek bilmeyen doyumsuzluk. Etrafta kendini bilmez bir şekilde içki yudumlayan adamlar, elleri beyaz eldivenle çevrili bir çoğu kahkaha atarak konuşan bayanlar ve etrafta gezinen çocuklar. Ellerimi başımda birleştirip biraz sakinleşmeye çalıştım. Koskoca yalıda bir yerin bile sakin olmadığı bu zamanda bu kadar insanla aynı ortamda oksijen sarf etmek gerçekten çok zormuş bunu fark etmem pekte zor olmadı...
Yanıma gelen siyah saçlarını dağınık bırakıp üzerindeki mini elbisenin uçlarını çekiştirirken az kalsın etrafta dolanan garsona çarpacak olan kız kardeşim Melisa etrafa dalgın dalgın bakıyordu. Yanıma usul usul yaklaşırken elindeki çantayı dar yuvarlak masanın ucuna gelişi güzel fırlattı. "Abla..." Korku dolu sesi ile yüzüne baktığımda kireç gibi bembeyazdı. "Ne oldu?" Gözlerini kapatıp biraz sakinleşmeye çalıştı. "O geliyor..." Dediği zaman anlamsızca yüzüne baktım. "Namı değer Kimliksiz" kalbim bir kez daha hızla çarparken yanağımın içini dişledim gözlerimi sonuna kadar açtım ve bedenimde korku ve adrenalin haz gösterirken yavaşça alkışlama sesi geldi. Ablam ve enişteme bakarken birden kapıda beliren birisi ile bütün gözler oraya çevrilirken derin bir nefes daha aldım. Kapıdan içeriye yavaş adımlarla ilerlediğinde durdu ve kafasını yavaşça bana doğru çevirdiğinde gözlerimiz kesişti. Duyduğum tek şey "Timur Kara holdingin sahibi Ozan Kara şuan aramızda, hoş geldin kardeşim" gözümden bir damla yaş aktığında gözlerimi yavaşça kapattım ve olacaklar yavaş yavaş düşünmeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimliksiz
Teen FictionKoşuyorum... Nereye gittiğimi bilmeden ve en önemlisi arkama bakmadan. Özgür bir kuş misali havaya yükseliyor ruhum. Nefesim kesiliyor ama pes etmiyorum. Ayaklarımın ağrısına aldırmadan... Sadece koşuyorum, nereye mi? Bilmem belki de özgürlüğe... K...