2.Bölüm

18 12 0
                                    

Gözlerini açtığında nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu genç kız. Dün olanlar aklına geldi.Bütün bu olanların sebebi neydi? Kim neden kaçırmıştı hala anlam veremiyordu bütün bu olanlara. Ya babası? O merak etmiş miydi? Ne yapıyordu acaba? Ne işler çeviriyordu? Bugün öğrenecekti herşeyi güya.

Birden bir ayak sesleri duydu. Yanına gelen adamı inceledi. Oldukça dikkat çekici olduğunu gözleriyle belli ediyordu elinde olmadan fakat daha önemlisi kim olduğuydu.

-Ne işim var benim burada? Siz kimsiniz? Neden kaçırdınız beni?

Soruları cevapsız kaldı genç kızın. Genç adam cevap vermeye tenezzül bile etmiyordu. Çünkü verebilecek cevabı yoktu. Ne söylemesi gerektiğini ya da niye kaçırdığını bilmiyordu. Tek bildiği o kızın iyi olması.

Genç adam Suffeyle aynı yaşlarda fakat Suffeden bir miktar uzundu. Gözleri hafif çekik,esmer, saçları hafif uzun, zayıf dış görünümüne sahipti. Hukukçuydu. Ve oldukça zengin.

Suffe daha fazla ısrar etmedi sorularında. Korkuyordu çünkü. Zaten Suffe alışkındı korkmaya bu yüzden pek te acımıyordu canı. 

Suffe küçüklüğünden beri yalnız olan hiç arkadaşı bile olmamış,insanlarla nasıl empati kuracağını bile bilemeyen bir genç kız. İlkokula bile mahallede orta yaşlı bir teyzenin onu farketmesiyle başladı. Liseye  de çok sık gidemese de iyi kötü bitirdi. Üniversite sınavlarına giremedi aksiliklerden dolayı. Kafe de işe başlaması ve ordan kazandığı para onun yemelerine ve giyimine yetiyordu yani ordan kazandığı parayla geçinebiliyordu. Zaten babası da varla yok arasındaydı, onun iyi olması Suffe için yeterli oluyordu. Aile kavramını bilmiyordu ki üzülsün. Sokaktaki insanların anne baba aile tablolarını gördükçe bir hayale dalar üzülür sonra geçerdi. O akşam da kırılgan üzgün dönmesi de bu yüzdendi. Kafede bir genç kızın ailesiyle doğum günü kutlamasına şahit olmuştu..

Genç adam konuşmuyordu ne söyleyeceğini bilmiyordu çünkü. Ve kızın bulunduğu kanepenin karşısındaki tekli koltuğa oturdu başını yere eğdi ve konuşmak istedi.Söylediği tek şey "acıkırsan dolapta istediğin kadar yemek var" dedi soğuk bir dille. Biraz çekimser biraz ürkek biraz buruk bir dille. Ve devam etmek istedi. Başını kaldırdı ve gözlerini genç kıza dikti.

-Seni ilk 2 yıl önce çalıştığın kafe de gördüm. Dikkatimi çektin. Neden çektin bilmiyorum. Güzel sayılmazsın. Tipim değilsin. Dikkatimi çekiş sebebin dış görünüşün değil kısaca.

Derken Suffe güzel değilsin kelimesine takıldı. Kendini bir an kötü hissetse de umursamadı, olabilir bu da bir görüş diye geçirdi içinden.

Genç adam ciddi bir durum anlatır gibi kaşları çatık gözlerini tekrar yere çevirip el hareketlerini kullanarak ve bulunduğu koltukta biraz daha öne gelerek devam etti konuşmasına:

-Hiç gülmüyordun.İnsanların siparişini alıp getiriyordun. Başın hep yerde.Sanki dünyayı görmüyorsun.Sanki etrafında insanlar yokmuş gibi. Sanki radyo çalar çalar ama hiç hareket etmez sadece ses çıkarır ya sende döner durursun ama dünyada değilmişsin gibi.

Genç adam sözlerine devam ederken konuşmasına duraksıyordu. Göz teması kurmamaya çalışıyordu. Suffe dinlese de çok şaşırmıyordu. Dinliyordu öylece sessizce.
Ve devam etti:

-Sonra bir parti oldu. Doğum günü partisi. Sen o partideki insanlardan gözünü hiç ayırmadan izledin onları. Çok dikkatli bir şekilde. Vakit geç olmuştu ve birden önlüğünü çıkarıp büyük bir hızla çıktın gittin. Takip ettim seni. Önce bi köşeye geçip dizlerini kırdın ve ağladın. Ağlaman çok farklıydı. Sessiz bir bağırış haykırıştı sanki. Bir banka oturdun. Ama çok fazla durmadın orda ve gittin. Dikkatimi neden çekmiştin hala bilmiyorum.Senin hakkında herşeyi öğrendim. Ve babanında.

MAVİ LİMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin