-Sera?
-...
-Sera iyi misin?-İyiyim fakat neler oluyor ? Bi saniye adımı nereden biliyorsun?
-Çantanda kimliğin vardı oradan biliyorum hastaneye seni ben getirdim.
-Ne oldu bana?
-Geçici bir halsizlik , güneş çarpmış olmalı
-Marissa.. Marissa'nın haberi varmı?
-...
-Annem! Lanet! Bu şeyleri çıkarabilir miyim? Koluma bağlı olan serum iğnesini sökmeye çalışıyordum ki elimi tuttu..
-Sadece sakin olmayı deneyemez misin? Ayrıca telefonun şurada istersen anneni ben arayabilirim
-Ah hayır yo gereksiz endişeye kapılmasını istemiyorum ne zaman çıkabilirim?
O güzel kehribar rengi gözleri ile seruma doğru bakıp çarpık bir gülümseme attıktan sonra sandalyedeki cetekini alıp giyindi ve elini uzattı
-Ben Robert Schofield ve sen Sera Black fazla acelecisin ;)
Ukalâ bir konuşma tavrı vardı sanki herşeyi o yapabiliyormuşcasına dünyanın en güçlü adamıymışcasına gülümsüyordu ve itiraf etmeliyim ki oldukça yakışıyordu.Bana bakışları sanki mühürlenmiş gibiydi. Tanrım! Sanırım ona aşık oluyordum..
-Sera dedi bir anda şaşkın gözlerle ona bakıyordum
-Sera ben.. bak bunun yanlış ve erken olduğunun farkındayım fakat bir şey var ki sabah seni pencerede ilk gördüğüm andan beri aklımı ve kalbimi darmadağın ediyor.
Aman Tanrım! Kalp atışlarımı duyabiliyordum.
-Imm bak sera sanırım senden uzak kalmak istemiyorum. Senden uzak kalmaya yetecek gücü bulamam ben evet çok saçma biz daha yeni taşındık ve beni tanımıyorsun ama ben hep seni bekliyordum...
Ne demek istiyordu? Anlamsız bir ifadeyle ona bakıyordum. Tanrım! Birşeyler söylemem gerekiyordu.
-Robert ben..ben ne diyeceğimi bilemiyorum
-Yarın seni almamı ister misin? Birlikte takılabiliriz yani istersen tabi..
-Evet olabilir
...
Sonunda hastaneden çıkmış beni
arabasıyla eve götürüyordu. Hâlâ olanlara inanamıyordum. Beni mi takip ediyordu? Yada tesadüfen mi oradan geçiyordu da beni hastaneye götürdü bir türlü anlam veremiyordum. Bildiğim bir şey var ki onun yanında kendimi hiç olmadığım kadar mutlu ve huzurlu hissediyordum. O arabayı kullanırken göz ucuyla ona bakıyor yüz hatlarını inceliyordum, tamamen muazzam bir özenle yaratılmıştı.Ona baktığımı anladı ve gülümsedi. Ben onun yüz hatlarına öylesine dalmıştım ki geldiğimizin farkında bile değildim.
Bana kapıya kadar eşlik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENİM VAMPİRİM
VampireMerhaba arkadaşlar ben Tuğçe burada yeniyiim size kendimi daha rahat tanıtabilmek için biraz twilight dan esinlendiğim 2010 senesinde falan deftere döküp facebook da Vampir Hikayeleri sayfasında çokca ilgi gördüğü için defalarca yayınladığım ilk rom...