Sabah saat 11 i geçiyordu ve ben hâlâ bir bebek gibi uyuyordum.Robert odamdaydı onun kokusunu alabiliyordum. Hafifçe gözlerimi araladığımda baş ucumda oturduğunu gördüm. Eğilip beni öptü ve yüzümü sevdi.
-Hadi benim uykucu meleğim artık uyanmalısın.
-Robert lütfen 5 dakika daha...
Bana öyle tatlı tatlı gülümsüyordu.-Uyurken tatlı bir kedi yavrusuna benziyorsun dedi gülerek.
-Ah yapma Robert! gülerek yataktan kalkıp lavaboya gittim.
-Tanrım! Şu halime bak
Saçlarım her zamanki gibi ot yığınına dönmüştü.Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra saçlarımı tarayıp şekil verdikten sonra odama döndüm.Robert cama yaslanmış bana o muhteşem kısık gözleriyle bakıyordu. Yanına gidip onu öptüm.
-Dışarı çıkman gerekiyor, üzerimi değiştiricem dedim ona kur yaparak güldü ve odamdan çıkarak aşağı indi. Hızlı bir şekilde hazırlanıp bende peşinden aşağı indim.
-Robert'ı içeri ben almadım dedi marissa bir anda.
-Kapı açık kalmıştı girmemin bir mahsuru olmayacağını düşündüm dedi Robert gülerek
-Annen ve baban ne iş yapıyordu? Nereden taşındınız buraya? Amerikalı mısın? İtalyanlara benziyorsun?
Marissanın ard arda soruları bitmeyecekti ki araya girdim.
-Anne bizim gitmemiz gerekiyor yeterince geç kaldık zaten dedim ve Robert'ın kolundan tutup onu dışarı sürükledim.
-Cevaplayabilirdim dedi Robert alaycı bir ses tonu ile
-Cevaplayacağın her sorunun on bin kat geri dönüşü olacaktı bunun için zamanımız yok bay ukâlâ.
Güldü ve beni arabaya bindirdi. Ona çok dikkatli bakıyordum daha dün tanıştığım biri ile bugün sanki 40 yıllık sevgilimmişcesine konuşabilmem bir yandan rahatsız etse de diğer yandan hoşuma gidiyordu.Ona gerçekten aşık oluyordum.O kadar kusursuzdu ki kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi. Yolda ona öylesine dalmıştım ki geldiğimizin farkına bile varamamıştım.Robert arabadan inip kapımı açtı tam arabadan inerken ayağımı burktum ve yere düştüm.
-Tanrım!!
-İyi misin dedi bir anda beni tutarak.
-Sanırım bileğimi burktum. Acıyla söylenirken Tom'un beni görüp koşarak yanıma geldiğini gördüm.
-Sera! Heyy! İyi misin? Tom tam bana elini uzatacakken Robert ani bir refleks ile kolunu itikledi.
-Hey! Sende kimsin? Sera bu adam da kim?
-Hey hey hey sakin olun! Robert! Lütfen beni kaldırır mısın?
Robert beni yerden kaldırdı fakat sert bakışları hâlâ Tom'un üzerindeydi.
-Tom, bu Robert benim erkek arkadaşım , buda Tom. dedim Robert a bakarak. Robert Tom'u pek takmıyor gibiydi eğilip ayak bileğimi tuttu.
-Buz koymamız gerekiyor!
-Hayır hayır sorun yok.
-Gidip buz getiricem burada bekle dedi bana bakışları fazla soğuk ve sertti hiç bir şey diyemeden Tom a baktım
-Mesajını aldım, nasılsın?
-Ben iyiyim Sera asıl sen nasılsın seni üzüyor mu bu zengin çocuğu!
-Ah! Hadi ama Tom gel buraya bende seni özledim dedim ona sarılarak. Aniden beni kucakladı ve döndürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENİM VAMPİRİM
VampirosMerhaba arkadaşlar ben Tuğçe burada yeniyiim size kendimi daha rahat tanıtabilmek için biraz twilight dan esinlendiğim 2010 senesinde falan deftere döküp facebook da Vampir Hikayeleri sayfasında çokca ilgi gördüğü için defalarca yayınladığım ilk rom...