"Sabret sevgilim,seni iyi edeceğim."

4.7K 307 335
                                    

Uzandığı kanepede ayaklarının uyuştuğunu hissettiğinde elindeki kitabın diğer sayfasını çevirdi ve yüzünü huzursuzlukla buruşturdu.Kaç saattir bu rahatsız kanepede oturuyordu? Gözlerini pencereye çevirdiğinde güneşin batmakta olduğunu gördü,beyazlarla donatılmış hastane odasına turuncu güneş ışınları yansıyordu.Esen rüzgarın uğultusunu dinledi bir süre,ardından çevirdi gözlerini beyaz yatakta yatan periye. Ardından bakışlarını elindeki kitaba indirdi ve kaldığı yerden okumaya devam etti.Sesi pürüzsüz,sakin ve huzurdan uzaktı.

"Kalbinin korkudan titrediğini hissettiğinde anladı.Ona  fütursuzca,tutkuyla,geri dönülemez bir şekilde aşık olmuştu.Ne yapacaktı şimdi? Sanki kalbi ortadan ikiye bölünmüştü,bir taraf kaçıp bir köşeye saklanmak istiyor,bir tarafsa coşkuyla haykırmak istiyordu içinde barınan duyguları.Ellerini saçlarının arasından geçirmesi gibi ufak bir hareketi bile farklı görüyordu artık gözleri,kokusu burnuna farklı doluyordu.Kirpiklerinin bu kadar güzel olduğunu nasıl olur da daha önce fark etmemişti? Her gün üç tane çikolata yediğini ondan başka bilen var mıydı? Böyle giderse tüm yüzü sivilcelerle dolacak ve o kötü kokulu ilaçtan kullanmak zorunda kalacaktı yine.Derin bir nefes alarak başını ellerinin arasına aldı,aşk onu şimdiden tüketmeye başlamıştı."

Ali elindeki kitabın kapağını kapatmadan önce kaldığı yere bir ayraç bıraktı,Selin kitapların sayfalarını kıvırmaktan hoşlanmazdı. Oturduğu kanepede doğrularak ona yaklaştı,narin elini avuçlarının arasına aldığında gözlerini kapattı.Ellerini özlemişti,ellerini kavramayı ve ona ait olmayı.

Bu antiseptik kokusuna bürünmüş odanın içinde bile onun kokusunu alabildiğini fark etti,bu onu bir anlığına olsa da gülümsetti.Kokusunu alamazlardı.Hafifçe uzanarak burnunu saçlarına değdirdi,bu his gözlerinin yaşlarla dolmasına sebep oldu.Bir insanı bu kadar özlemek mümkün müydü?

"Elli üç."

Sesi odaya yayıldı,onu ondan başka duyan yoktu.

"Elli üç gündür,gözlerini açmıyorsun.Bu nasıl bir ceza?"

Sorular sormayı bırakmıştı aslında,cevap aramaktan da vazgeçmişti.Sesi boşlukta yankılanıp geri dönüyordu ona.Uzayda olsa daha az yalnız hissederdi kendini.

"Rüya görüyor musun?"

Ellerini tuttu tekrar,söz vermişti kendine ama engel olamadı,yaşlar teker teker dökülmeye başladı.

"Rüyanda beni gör,olur mu?"

Yüzünü inceledi.Kapalı göz kapaklarını,minik burnunu,biçimli dudaklarını ve belirgin elmacık kemiklerini...Gözleri ona değdiğinde hissettiklerini özlemişti,kalbinin nasıl yerinden çıkarcasına attığını,ellerinin sırılsıklam olmasını ve dizlerinin bağı çözülürcesine titremesini.

Başını ellerinin üzerine koydu,gözlerini kapattı.Uyanmasını beklemekten başka çaresi yoktu.Ellerini tuttuğu kadının kötü anılara olan zihin yolculuğunu bilmeden uykuya daldı,birbirine ait olan bu iki insan aynı anda farklı rüyalara daldı.

🌕🌖🌗

Selin'den

"Korkuyor musun?" diye fısıldadım,çatlayan sesimde bana tuhaf gelen bir şeyler vardı.

"Hayır," diye mırıldandı ondan beklemediğim bir olgunlukla.Ardından yeşil gözlerini bana çevirdi.Kocaman gözleri vardı,benimkiler gibi. "Sadece senin için endişeleniyorum."

Ay IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin