Arkadaşlar bu bölümde Dean Thomas yeni gelmiş olacak yani aslında hiç yokmuş ve yeni gelmiş gibi olacak.
İyi okumalar💘
-----------------------------------------------------------
Hermione
Sabah nedense mutlu uyandım. Dün gecenin şoku hala üzerimdeydi. Gerçekten bana beni sevdiğini söylemişti ve bu aklıma gelince nedense gülümsedim. Hemen yataktan kalktım ve saçlarımı ilk defa düzleştirdim. Bunu bi büyüyle yaptım.
Ve sonra üniformalarımı giyip oda dan çıktım ama birşey farkettim aynı anda çıktık. Onun da saçları her zaman ki gibi düzdü ve beni büyüleyen bi kokusu vardı üniformasını giymişti.
O mükemmel kokusunu her yerden alabilirdim. Göz göze gelince onun gri-mavi gözlerini gördüm. Sonra saçlarıma baktı. Şaşırmıştı belli ki. Ama sonra bana yamuk bi şekilde sırıttı. Aman Tanrım biri bu kadar güzel gükebilir mi acaba?
Draco
Hermione ilk defa saçlarını düzleştirmişti. Cidden çok güzel görünüyordu. Ama ben onun saçlarının dağınık halini daha çok seviyordum. Bu kesinlikle öyleydi.
"Saçların yakışmış, Granger." dedim.
Ve ona doğru yaklaştım bi elimi kapının yanına koymuştum ve Hermione 'yi kapı ile kendi arama sıkıştırdım. Çikolata gibi kokan o mükemmel kokuyu içime çektim. Bu kadar güzel kokmak zorunda mıydı? Sonra yavaşca kafamı gözlerine çevirdim.
Ona doğru eğildim ve onu öptüm. Ayrıldığımızda anın büyüsüne kapılmıştım. Ancak o an aklıma Lord Voldemort 'un söylediği şey geldi. Ben Granger 'ı kendime aşık etmeliydim. Ona aşık olmamalıydım. Ama oldum işte. Bu düşünceyle hemen Hermione 'yi bıraktım ve kapıyı çarptım.
Arkamda meraklı bir Hermione Granger bıraktığıma emindim. Ama sevdiğim kızı önce kendime aşık ve en kötüsü de onu Voldemort 'a götürecektim. Hermione Harry 'i korumak için canını bile verirdi. Ve ordan sağ salim çıkması imkansızdı. Bu düşünceyle gözümden bir damla yaş aktı...
Hermione
Draco ile öpüştükten sonra nedenini bilmediğim bi şekilde kapıyı çarpıp gitmişti. Bu anı hatırlayınca sırtımı kapıya yasladım ve yavaş yavaş aşağıya kaydım. Yerde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kalbim o kadar acıyodu ki...
Tam onunla kavuşmuşken beni nasıl bırakırdı? Artık çok sesli ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sonra kapım birden açıldı. Draco sanmıştım ama o deildi aksine Gryffindor üniformalı biriydi. Koyu bi teni vardı ama bu çocuğu hiç görmemiştim.
Muhtemelen yeni gelmişti. Beni görünce hemen yanıma geldi ve:
"İyi misin?" dedi.
"Evet, evet galiba iyiyim." dedim ve gülümsedim daha doğrusu gülümsemeye çalıştım.
Içimde ki acı hala geçmemişti. Çocuk elimden tuttu ve beni yavaşca ayağa kaldırdı.
"Imm umarım rahatsız etmemişimdir. Ben Dean Thomas. Hogwarts 'a bugün geldim ve Gryffindor 'danım." dedi çocuk.
"Ben Hermione Granger. Aynı şekilde bende Gryffindor 'um. Tanıştığıma memnun oldum."dedim.
"Aslında ben burayı pek iyi bilmiyorum... Koridordan geçerken kaybolduğumu anladım ve bi oda görünce içeri girdim. Kusura bakma olur mu?" ded Dean.
Gerçekten bana samimi gelmişti.
"Istersen okulu gezmende yardımcı olurum."dedim. Şuan Dean ile gezersem belki Draco 'yu aklımdan çıkartırdım.Bütün okulu gezdikten sonra en son bahçe kalmıştı ve bahçeye çıktık. Draco ve Blaise ağacın yanında oturuyordu. Draco 'nun gözlerinin altı kıpkırmızı olmuştu. Onunla gözgöze geldik ve ondan gözlerimi hemen aldım. O sırada Pansy 'i gördüm. Ron ile oturuyordu.
Gözlerime inanamadım. Hemde Ron ile birbirlerine gülüyorlardı. Yüzümde yamuk bi sırıtma oluştu. Ron ve Pansy ha? Bu ikiliyi çok sevdim.
Sonra ise Luna yanıma geldi. Dean ike tanıştı ve ben gözlerimi yine Draco 'ya çevirdim vu sefer ise dikkatli bi şekilde Dean 'e baktı.
Hadi ama kıskanmış olamaz öyle değil mi? Dean 'den gözlerini aldıktan sonra dikkatlice bana baktı. Luna ve Dean konuşuyordu. Ben ise Draco 'ya bakıyordum o da bana.Onun mavi-gri gözlerini o kadar seviyorum ki. Ancak bu sabah yaptığı şey aklıma gelince gözümden bi damla aktı. Bunu gördü ve gözlerini kapattı. Sanki benim ağlamam onun canını yakıyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlama isteğimi daha fazla tutamazdım ve koşa koşa kızlar tuvaletine gittim. Draco peşimden geldi. Lavobonun kenarını iki elimi birden koymuştum. Kendimi çok kötü hissediyorum.(melez prens de ki draco nun tuvalet sahnesinin Hermione versiyonu fkxijdjf) aynada Draco 'yu gördüm.
"Git burdan, Malfoy!" dedim. Malfoy kısmını bastırarak söylemiştim.
"Böyle yapma Hermione." dedi.
"Hadi ama ciddi olamazsın ben mi bu olayı abartıyorum, söylesene?! Beni orada bırakıp giden sensin! Ama bilmeliydim. Bana aşk hata yaptırır demişti. İnan bana senin yüzünü bundan sonra asla görmek istemiyorum!" dedim. Acımasızcaydı.
Draco 'nun gözünden bir damla yaş aktı. O ağlıyordu. Üzerime yürüdü ve bende geri geri gitmeye başlamıştım. En sonunda sırtımı duvarda bulmuştum. Bu sefer gözlerime uzun süre baktıktan sonra beni uzun bi süre dudağımdan öptükten sonra;
"Seni bırakmam, bırakamam..." dedi Draco ve sonra beni yine dudaklarımdan öptü..
Bayadır yeni bölüm gelmiyordu bu yüzden biraz uzun yazdım.
Oylamayı unutmayın💚💚💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni kaybetme korkusuyla... [Dramione]
ФанфикBirbirine koşulsuz nefret eden iki insan birbirini sevebilir mi? Yada onun kalbini gördükten sonra aşık olabilir mi? Bu kitabı okuyunca anlayacaksınız...