#5#

74 8 3
                                    

Yazar Notu: Sonu size 'Yok artık' dedirttirecek, horilga yazara ise feels geçirtecek bir son.Çünkü o bir çılgın! Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen!~

Yemekler yenmiş, masa toplanmıştı. Bütün ev halkı koltuklara oturmuş televizyon izliyorlardı. Ben mi? Ben odanın köşesinde ki koltuğa oturmuş, gözlerimi halıya dikmiştim. Halının desenleriyle bakışıyordum çünkü onu izlememek için kendimi zor tutuyordum. Odada ailesi olmazsa bakmak için bir saniye bile durmayacağım, o güzel yüzü görmek için çırpınıyordu her hücrem. Ona bakmamak için çerçevedeki fotoğrafını düşünüyordum, bu şekilde kendimi avutmaya çalışırken onun tatlı sesi doldu kulağıma.

''Film sarmadı galiba seni. Yoksa suçluluk duyduğun bir şey mi var? Zira bu şekilde babasına karnesini gösteren çocuk gibi halı desenlerini izlemenin başka açıklaması olabilir mi?''

''Suçluluk denemez, sadece mahcubum.''Daha fazla altta kalmamak adına bakışlarımı o gözlere çevirdim. Ciddiyetim baktığım anda kaybolmuş ve yerini garip bir his sarmıştı. Yanına gitmek, sarılmak istiyordum ama gözlerindeki o ifade kalbimi acıtacak şekilde engelliyordu.

''İntihara kalkışmaktan dolayı suçluluk duymuyor musun? Anneni endişelendirdiğin, ona yalan söylediğin için hiç mi hissetmiyorsun?''gözlerimi kapatıp, sinirli halini aklımdan silmeye çalıştım. Derin bir nefes alıp, o düşen çerçevedeki yüzü tekrar hayal ettim. 

''Bu seni ilgilendirmiyor.''İkimizin de sinirlerinin gerildiğinin farkındaydım.

''Onu rahat bırak Isak.''Bay Valtersen konuştuğunda halı desenlerine bakmaya geri dönmüştüm.

''Baba yaptığının yanlış olduğunu biliyorsun, neden onu kurtardın ki?''Sözleri bir ok gibi kalbime saplanıyordu. 

''Isak! Herkes hata yapar ve herkes ikinci bir şansı hak eder. Onun yaptığı şey yanlış da senin yaptığın doğru mu?''Dedi Bay Valtersen sinirle. 

''Bay Valtersen, Isak haklı suçluyum ve bunun için vicdan azabı çekmem gerekir. Beni kurtardınız bunun için çok sağ olun. Anlaşılan iyi bir insansınız ama ben değilim.''Sözlerimi sıralarken gözlerimden yaşlar akmaya başlamış bedenim oturduğum sandalyeden kalkmıştı. Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağıya akarken konuşmaya devam ettim. 

''Ben...Ben gittiği her yere uğursuzluğu da beraberinde getiren kendi mutsuzluğuyla çevresinde ki herkesi mutsuz etmeyi başarabilen, elini sürdüğü her şeyi batıran biriyim. Ölmem dünyadaki herkes için daha iyi bir seçenek olurdu ama hayattayım. Hayattayım ve daha sabah tanıdığım iki insan benim yüzümden kavga ediyorlar. Yardımlarınız için size minnettarım, şu an benim için son bir iyilik yapıp kendi evime nasıl gidebileceğimi söyler misiniz?''

''Evlat sa-''Bayan Valtersen da ayağa kalktığında derin bir nefes aldım. Titrek nefesim dışarı çıkarken sınırlarımı zorladığımı biliyordum, daha yeni kendime gelmişken tekrar teslim edecektim benliğimi.

''İyi akşamlar. Tekrar teşekkür ederim, çıkardığım sorunlar, verdiğim rahatsızlıktan ve kırdığım çerçeveden ötürü özür dilerim.''Dolu gözlerim onun şaşkınlık ile açılmış gözlerini bulduğunda bu sefer engel olamamıştı kafamdaki seslere.

''Özellikle Isak'tan. Hoşça kalın.''Hızlı adımlarım kapıya ulaştığında üstümde olan kıyafetlerin ona ait olduğunu hatırladım.

''Kıyafetlerini yıkayıp yarın öğlen tatilinde sana getireceğim.''Arkamda bıraktığım üç kişiden Bay ve Bayan Valtersen'ın şoke olduklarını biliyordum. En azından yalanımın bir kısmının gerçek olduğunu anlamışlardı; ben Isak ile aynı okula okuyordum. 

Love Of Silence//evakWhere stories live. Discover now