t w o

33 9 3
                                    

     Hayatımdaki yazlarımdan birisi iyi geçecekti sanırım.En azından benim açımdan öyle olacaktı.Başımı telefondan kaldırıp etrafa bakarak sırıtmaya başladım.Midemin bana sinyal vermesiyle karnımın acıktığını anladım.Kalkıp kendime kahvaltı hazırlamam gerektiği yerde üstümü değiştirip bir kafede yemek nedense daha mantıklı geldi.Belki de üşenmiştim ve o an  ilk geçen şeyi yapmaya karar vermiştim.Kesinlikle  böyle olmuştu.Yapmaya karar verdiğim şeyi yapmak amacıyla dolabı açtım ve tüm kıyafetlerimi gözümün önünden geçirmeye başladım.Kafamdaki mahkemede hepsi birer kişi, yargıç ise bendim ve durmadan "Sessiz olun!" diye bağırıp kaşlarımı çatıyor ve onlara susmaları için öldürücü bakışlar atıyordum.Kafamda kurduğum bu saçma düşünce bir anlık kıkırdamama sebep olduğu için kendimi tutamadım.
     Kafamdaki mahkemede, beyaz bir şort ve tam şortun hizzasında biten turucu, siyah yazıları olan bir t-shirt davayı kazanmıştı.İster istemez sırıttım ve onları giymek üzere dolaptan çıkardım.
     Evden çıkmak üzere son bir kez aynadan kendi yansımama baktım.Kardashian şeklinde ördüğüm saçlarıma, şortumu örten turuncu renkteki harika t-shirtime ve altına giydiğim beyaz renkteki spor ayakkabılarıma baktım.İfadesiz suratım yerini tebessüme bırakırken aç karnıma istediğini vermek üzere kapıdan çıktım.Pembe sırt çantamda titreyen şeyi çıkardım ve arayan kişinin 'Elisa Wicky' olduğunu gördüğümde istemeden oluşan tebessüm yüzümde biraz daha yayıldı:
-Naber Mya?,
-İyi sen?
-Tamam ben de iyiyim bu faslı atlasak nasıl olur?, güldüm ve "Peki." dedim sırıtarak.Beni bekledikten sonra bölmüşüm gibi inleyerek devam etti:
-Mya kafamı toplamama hiç yardımcı olmuyorsun, dedi çok ciddi bir şey düşünüyormuş veya yapıyormuş gibi.Gülerek "Tamam Els, ne oldu hadi söyle!" dedim.Devam etti:
-Nerdesin?Yanına geleyim de konuşalım.Konum at, bekliyorum, dedi ve ani bir şekilde telefonu kapattı.Ani bir şokla ve yüzümde yer eden (eminim dışardan bile belli oluyordur.) şaşkınlıkla telefonu kulağımdan çektim ve telefona bakmaya başladım.Elisa'nın dedikleri sonradan aklıma gelince WhatsApp'a girip en üstteki numaraya tıkladım.Çünkü onun her zaman en üstte olduğunu iyi bilirdim.En yakın arkadaşım, kardeşim ve her bir şeyim olduğundan dolayı, sirekli yan yana olsak da yine de sürekli mobilden falan mesajlaşır veya araşırdık.
Konumu yüzümdeki saçma, şaşkınlık ve mutluluk karışımı bir suratla Els'e gönderdim.Yüzündeki onun da o saçma ifadeyi aklımda canlandırmak o kadar da zor değildi.Ona kafenin konumunu atmıştım.Fakat gideceğim yer bütçemize uygun değildi.Yani en azından onun aile gelirine uygun değildi.Yeşil gözlerinin nasıl parladığını ve telefona şaşkınca baktığını gözümün önünde canlandırdım.Caddede 'Shikago Cafe'yi görüş açıma alabileceğim şekilde çevirdim bedenimi.Cadde günün bu saatlerinde oldukça kalabalıktı ve çekilmeyen bir gürültüsü vardı.Kafenin önüne geldiğimde dış cepesini kısık gözlerimi iyice kısarak süzdüm.Kafenin aynalarından birinde kendi yansımam takıldı gözüme.İster istemez kısık gözlerime, tuhaf bi şekle soktuğum suratıma, salakça kıvırdığım dudaklarıma bakarken gülmemek elimde değildi.İçeriye ilk adımımda yanımda beliren garson oldukça yakışıklı ve karizmatik bir şekilde göz kırparak "Hoşgeldiniz." dedi mütevazi bir ses tonuyla.Gülümsedim ve "Hoşbuldum." dedim içeriye doğru ilerlerken.İçerisi batı tarzı döşenmişti.Etrafa kahverengi ve kırmızı tonları hakimdi.Yer yer krem veya beyaz renklerini görmek mümkündü.Masalar, kafenin caddeye bakan tarafındaki verandadaki çitler, masanın yanında oldukça hoş bir görüntü oluşturan sandalyeler,barmenin ve garsonların oluşturduğu topluluğun arasından görünmesi çok da mümkün olmayan bar masası ve onun boyundaki görüntüyü bozmayacak şekilde sırayla dizilen bar sandalyeleri tahtadan yapılmaydı.Kafeyi renklemdirmek içinse batı tarzına uygun aksesuarlar kullanılmıştı.Duvarlara asılmış asma yaptaklar kafeye daha farklı bir hava katmış, ferah göstermişti.Duvara asılan bordo renkli gitar ve bir köşeye asılmış kovboy şapkaları harika bir görüntü oluşmasını sağlıyordu.Etrafı inceleyip, sanki bir iç mimarmışım gibi yorumlayışımı bozan ses, beni dünyaya geri döndürdü, "N'asıl yardımcı olabilirim?" diyen garson fazla yakışıklı ve çekiciydi.Kapıda karşılayan garsondan tek farkı çok havalıydı."Çok yakışıklıyım, herkes bana bakıyor!' havasındaydı.Onu bunu söylerken düşündüğümde istemeden gülümsedim.Adamın surat ifadesi beni anlamaya çalışıyor gibiydi, ama hala fazla yakışıklıydı.Sanki kafe özel olarak alıyordu bu kadar yakışıklı çocukları.Hepsi birbirinden yakışıklıydı.Kafamdaki düşünceleri bir yana savurdum ve yakışıklı garsonu daha fazla bekletmemek adına ona dönüp "Siparişi arkadaşım gelince vereceğim.Birini bekliyorum da." dedim olabildiğince nazik davranmaya çalışarak.Beklediğim kişi kapıdan içeri şaşkın bir surat ifadesiyle etrafı süzerek girdi içeri.Yüzümdeki tebessüm suratımı kaplarken kafamı onun geldiği yöne doğru çevirdim.Bana doğru ilerlerken ağzını oynattı ve tabii ki ne dediğini anlamıştım "OHA!" biraz daha gülerken geldi ve tam karşıma oturdu.Ben daha bir şey söylemeden geldiği gibi "Kızım bu çocuklar bi harika!" dedi gözlerini pörtleterek, bu sırada benim yaptığım gibi çantasını oturduğu sandalyeye asıyordu.Gülerek "Bencede de...Sen niye geldin hadi dökül bakayım." dedim ciddileşmeye ve dikkatimi toplamaya çalışırken.Çantasını astığında bana dönüp bir oh çekti.Çünkü gerçekten çok uğraşmıştı.Güldüm ve acıktığını gösteren sesler çıkarmaya başlayan karnımı kollarımla sardım.Bana baktı ve "Çok mu acıktın?" dedi gülerek.Güldüm ve onu onaylayacak şekilde başımı salladım.Garsonu benden önce çağırdı ve bu beni güldürmeye yetmişti.Garson masamıza doğru ilerlerken gözleri ondan önce varmıştı bizim masaya.Yaklaştığında Els onun bir şey sormasını beklemeden "Biz bir...Aaaaa...Ee...Mya ne istiyorsun tatlım?" dediğinde bozmamak için aklıma ilk gelen yiyeceği söyledim, zaten ne olsa yerdim şu an: "Burrata ve yumurtalı avakado tost" dedim gülümsemeye çalışırken.Els de kendine krep söyledikten sonra garsonu saçma bakışlar atarak uğurladı masadan.Ciddileşmeye çalışarak "Eee...Els sen de tam şey diyordun..." dedim sertliğimi koruyarak.Elisa düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra "Heh!" dedi gülümseyerek.Bana da saçma sapan bakışlar atıyordu.Bu durum karşısında gözlerimi devirdim ve 'şimdi seni öldüreceğim!' bakışlarımı attım.Els durdu ve "Ne diyecektim lan?" dediği anda onun lafının hemen arkasından sanki o trenmiş ben de vagonmuşum gibi "Bok ye!" diye bağırdım.Kafedeki çoğu kişinin(herkesin) bize kosa süreli bakmasından sonra birbirimize bakıp gilmeye başladık.Heralde başka türlü sakinleşemezdik.Ben daha hadi falan demeden Els beni şaşırtarak konuya daldı:
-Mya! Seni buraya plan yapalım falan diye çağır...madım.Çünkü ben her şeyi hallettim, dediği anda içimde oluşan heyecan dışıma da vurmuş olmalıydı.Onun ailesi dar gelirliydi bunu nasıl yaptığını bilmiyordum.Durdum ve:
-Els.Tüm masrafları sen ve ailen mi karşıladı?, sanki bu soruyu bekliyormuş gibi hemen cevabını hazırlamıştı:
-Hayır.Aslında milyarder bir amcam var.Gerçekten harika bir insan kendisi.Yurt dışında olduğundan pek görüşemiyoruz.Fakat bu yaz buraya geldi.Ve otelde kalmak yerine bizi seçti.Bana da küçük bir jest yapmak istemiş.Zaten diğer aile üyelerine de ayrı ayrı hediyeler falan verdi.Keşke babam da abisinden biraz feyiz alsa..., diyerek iç geçirdi.Tüm bunları annanemden bir masal dinler gibi dinledikten sonra gülümsedim ve "Bu amcanın yakışıklı bir oğlu falan var mı?" dedim sevecen bir ses tonuyla.Elinde tepsiyle gelen garsonu görmemiz uzun sürmedi.Yemeklerimizi özenle masaya bırakan garson yüzündeki alaycı sırıtışı indirmeden bar masasına geri döndü.Els ve ben arkasından sırıtırken 'Umarım görmemiçtir!' diye dua ediyordum.Tostumdan bir parça koparırken "Eeee..Yani?" dedim Els'e çevirerek yüzümü.O da gözlerini benimkilere sabitledi ve:
-Yanisi....Yarın gidiyoruz!
Kızımızın giydiği kıyafetler ve yediği yemek o avakadolu tost multimedia da sizleri seviyom canlar seviliyosunuz kardişler.Yb için daha gazla okuyucu bekliyorum.Desteklerinşzi esirgemeyinn🍒Yalnız kız o kız diil kızı sizin hayal gücünüze bırakıyom🍟

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Secret l.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin