14.asla

29 8 1
                                    

Siz hiç sizin ölümünüz ola bilecek birini sevdinizmi anılar sardımı bedeninizi bir yılan gibi
o yılanki vucudunuzu saran bedeninize zarar vermesin diye kafasını avucunuzda hiç hareket ettirmeden beklemek ve sürekli tetikte durmanız gibi
bir anlık dikkat dağınıklı hayatınıza mall ola bilir peki hiç hayatınızı yakıp yıkıp seni muhtemel sonuca taşıyacak olan o yılan vucudunu  saran bedeni yok olduğunda boşluğamı ,
Mutlulğamı ...
Düşeceğini düşündünmü  uyuşturucu gibi ilk zamanlar bela iken ondan kurtulmak gerk diye düşündükce hayatının pislikleri ve sana yaşatı boktan hayat seni ona sürdükçe bedeninin bir parçası olması gibi sonda ise ondan kurtulmak istediğinde artık ona bir bağ ile bağlı olursun o bağki  seni ölüme götürür yakar yıkar yok eder hayatını çalar ama kopamasın çünkü o nağmert yüyeğin yine yasaklara uymamış direnmiş diremiş  sonunda kendini teslim etmişti zaten  demiyolarmıydı insan oğlu yaratılış gereği yasaklara uymaz benim için zihnimin  o karanlık korkak tarafından tek bir yasağı vardı sessiz kal sadece sesiz kal ben çenemi tutamamış yine konuşmuştum o beslediğim ümide güvenmiştim hep her seferinde de beni yanıltmakta üstüne yoktu evet çok asya vardı içimde korkak asya,inatçı asya ,yalancı asya ,hepsiyle ilgili çok anım vardı ...
En öne çıkan asya korkak asyaydı o kadar korkaktımki iki yıldır hayatımla ilgili mücadele etmemiş kime beyi ispatlayacağımı bilmeden sessizliğe haps etmiştim Berki evrene ben dayanamıyorum mesajı vermeye çalıştım ama sadece evren bana sen sadece kendine ve anne ne zarar veriyorsun mesajını verdi ...
Bu seferki yemin ediyorum savaşıcağım evren bu sefer şımarıklık yapmıyacağım  gidicem ve asla sessizliğe yada başkasına boyun eymicem...
Hayat işte bazen sonuna kadar  cesur olmanı söylerken bazen de kenara çekilip korkak gibi ölmeni emrediyordu ve yaşatıyordu ben içimden bir dürtü bundan kaçıp bir daha karışma derken bir tanım yani ağır basan tanım korkak gibi ölemesin ve boyun eğmiyicektim bu sefer olmayacak mi.     

Ertesi gün ...

Sanki kalbimi biri elerinin içine almış sıkıyordu nefes almak neden bu kadar zordu ...
Tarif edilmez  vücudum bir titreme nöbeti sarmıştı gözlerimin içine bakıyordu tam gözlerimin içine  kenetlenmiştim  hareket edersem gözlerimi kenetleyen gözlerden bir saniye ayrırsam yanacağımı hissediyordum ...
Bu etki neydi kalbim hep tek duyguya alışıktı ya korku ,hüzün yada azıcık mutluluğa  alışıktı hiç hepsini aynı anda yaşamamştım çok gariptir
Mutluluk ...
İlkez birini sinirlendirdiğim  gün için mutluluk sarmıştı kalbimi düşüncelerden sıyıran tekbir şey vardı elime dolanan terlemiş bir el kafamı ele çevirdiğimde barış beni çoktan hareket etirmişti ve okula girmiştik bile herkesin bakışlarını hissetmek beni rahatsız ederken birde şaşkınlık eklenmişti karmaşık duygulara okula girdiğimiz gibi elimi hızla çektim barışın arkasında kaldığım için bana dönmüştü dişlerinin arasından tısladım
-ne yaptığını sanıyorsun sen ha
Ne söylediğimi anladığını biliyordum
-ne yani hareket etmiyecektin yoksa
-barış dikkat çekmiycez diyoruz sen gidip elimi tutuyorsun kusura bakma ama o şizofrenle ben uraşıcam hem sakın bi daha böyle birşey yapma  sinirle nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalışırken  bu durumların ben istemeden nasıl bu hale geldiğine inanamıyordum hayır insan nasıl bu kadar bahtsız  olurduki

Hayat  bu oyunların hepsini önüme nasıl tesadüfü  çıkarırdiki ...
Kitapları okurken bu olaylar bana çok uç noktalar olarak gelirdi oysa sanki şimdi başıma geliyordu ve ben hiçbir zaman baş rol olmayı isteyecek biri değildim yapımda yoktu hep yan karakterler oluşturmak kimseye fark edilmeden kenardan köşeden hayata devam etmekti tek gayem oysa...
Şimdi hepsi sırtından itekleyip sahneye çıkarmaya çalıştordu kendime  tamda benliğime bakıyordum  iç sesim  fısıldıyordu kulağıma cidenmi  neden bizki kaç buradan kaç sana demedi mi o kitabın sonunda sadece ruhun yok olmiyicak hepimiz mahf olucaz
Bu sefer ruhundaki acıyla kurtulamyacaksın    hepimiz yani bedeninde yok olucaz daha aşkı yaşamadın  ve sen onun acısnı kaldramayacaksın kor ateşlerde yakıcan bir avuç umudunu ...

Bu iç ses ve kendini kaybetmiş benliği beni mahfediyordu ben daha aşkın adını ağzıma alamasken nasıl yanıcağımdan bahsederdiki  korkularım  kime? Neden? Nasıl? Aşk? Soruları beyninde üçüncü dünya savaşını çıkarmışken beni neler beklediginden korku filimi izledikten sonra evde kalmış yanlız kız gibi hissediyordum o filim sonrası iki tür salak vardı birincisi bütün evi mumla gezip evi dip köşe kontrol ettikten sonra uyuyan ikincisi ise o filimi izledikten sonra yorganın altına yorgan bir zıh gibi saklanan gece boyu nefes almak için bile kafasını çıkarmayan kız 
Ahh ne kadar sacmaa olsa da ben ikinci kısma gidiyordum o yorganın  altında gözüne bir gram uyku gitmese bile çıkmamak benim yaşam tarzına uyuyordu.

sessizlik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin