Bölüm 2

207 23 3
                                    

Bölüm 2: Akademi Sınavı 2

Yeteri kadar dinlenen Martin ve diğer çocuklar üçüncü ve son sınava artık hazırdı. Geldikleri yer akademinin arenasıydı. Burada yapacakları şeyleri az çok anlamışlardı.

Yetkili adam kısa süre sonra arenanın ortasına gelerek konuşmaya başladı.

"İlk sınav sizin potansiyel gücünüzü ölçmek içindi. İkinci sınav ise fiziksel gücünüzü ölçmek içindi. Son sınavınız ise bu potansiyel ile fiziksel gücü birleştirip sizin gerçek gücünüzü görmek. Bunun için elderler hepinize bir teknik bahşedicek. 200 kişilik bu turnuvuda birinci olan kişinin ödülü ise elderin verdiği teknik onda kalıcı olarak kalıcak. Verilen teknikler tamamen rastgeledir onları kullanmak ise tamamen size bağlı."

Yetkilinin konuşmasından sonra arenaya kara cübbeli yaşlı bir elder geldi. Martin'in anlamadığı bazı şeyleri mırıldandıktan sonra 200 kişinin kafasına beyaz ışık girdi ve hepsinin kafasında bir teknik belirdi.

Martin'in kafasında beliren teknik adı Şeytan'ın İradesi idi. Bu teknik çok kadim bir teknikti ve çok uzun zaman önce yaratılmıştı.

Şeytan güçlü iradesini bir tekniğe dönüştürmüştü. Eğer hayal ettiği şeye gerçekten inanırsa oluyordu. Uçmak isterse uçuyor. Işınlanmak isterse ışınlanıyordu. Tabi ki bunları yapmak için Şeytan'ın İradesi'ne ihtiyacınız vardı. Martin bir insandı. Bu yüzden yapacağı şeyler sınırlı da olsa bu çok güçlü bir teknikdi.

Kısa süre sonra müsabakalar başlamıştı. Arenaya iki çocuk çıkmıştı. Hakem maçı başlatınca iki çocukta birbirlerini dikkatle izliyorlardı. İkiside birbirinin tekniğini bilmediği için önce saldırmaya cesaret edemiyordu. Kısa süre sonra sarı saçlı çocuk beklemekten sıkılmış olmalı ki siyah saçlı çocuğa doğru koşmaya başladı.

Siyah saçlı çocuk ise bu duruma sadece gülümsemekle yetinmişti. Sarı saçlı çocuk rakibinin üstüne koşarak yumruk sallıyacağı sıra siyah saçlı çocuk aniden dönerek tekme attı. Bu normal bir tekme değildi. Siyah saçlı çocuğa bahşedilen "Tanrı'nın Öfkeli Tekmesi"ydi. Siyah saçlı çocuğun bacağı tekme atmadan kısa süre önce kızıl bir aura ile kaplanmıştı. Zavallı sarı saçlı çocuğa ilerliyen bu tekme tam çocuğa vurucağı zaman garip bir şey oldu ve bir anlığına sarı saçlı çocuk ortalıktan kayboldu. Kısa süre sonra tamamen savunmasız olan siyah saçlı çocuğun arkasındaydı. Sarı saçlı çocuğa hız tekniği bahşedilmişti.

Tamamen dikkatsiz olan siyah saçlı çocuk şuan büyük bir tehlikenin içindeydi. Sarı saçlı çocuk hiç duraksamadan Siyah saçlı çocuğun kafasına tekmeyi vurdu. Siyah saçlı çocuk aldığı ani ve ağır hasardan dolayı bilincini yitirerek kenara savruldu ve kazanan Sarı saçlı çocuk oldu.

Bu hızlı ve basit bir dövüştü. Bu dövüşten sonra çıkan bir çok dövüşü Martin dikkatlice izledi. Kısa süre sonra anonsta kendi ismini duydu.

"Martin Long - Jing Yang'a karşı. Lütfen 3 dakika içinde arenada olunuz."

Bu ikinci sınavı en iyi 3. Olarak bitiren Jing Yang'dı. Jing Yang kızıl saçlara ve masmavi gözlere sahipti. Bakışlarında öngörülemeyen kibir vardı. Adeta "Ben En Güçlüyüm !" Diyordu.

İkisi arenada odaklanmış bir biçimde birbirlerini inceliyorlardı. Hakemin maçı başlatması bişey değiştirmemişti.

Jing Yang kibirli gülümsemesi ile konuşmaya başladı:

"Başlamadan önce söylemeliyim ki kendimi tutmayacağım bu yüzden incinmeden önce pes et !"

Martin bu laflara pek kulak asmadı ve kazanmak için yapabileceği tüm olasılığı düşünmeye başladı. Dün öldüresiye dayak yemişti şimdi burda dövüşüyordu ne çabuk değişmişti böyle.

EFSANEVİ Mızrak UstasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin